Genç bir nüfusa sahip olmamız ülkemizin en büyük avantajlarından biri.
Çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlarsak, ülkemizi ferah günler bekler, yok eğer, dünden bugüne olduğu gibi sınavların esiri haline getirirsek, her türlü sıkıntıya hazır olmalıyız...
Gençlerimize, özellikle de geleceğe damga vuracak başarılı gençlerimize destek olmak, sadece anne babaların değil, devletiyle milletiyle hepimizin milli görevidir. Çünkü onların başarısı bizim başarımız, onların yaratacağı katma değer ülkemizin refahı olacaktır...
Onlar bizim geleceğimiz!
Genç yeteneklerimize sahip çıkma konusunda maalesef çok başarılı değiliz.
Daha da önemlisi, bu konuda hiçbir plan ve programımız yok!
Batılı ülkeler dünyanın dört bir yanını adım adım gezerek beyin avcılığı yaparken, biz elimizdekilerin kıymetini bilmiyoruz.
Bize benzer ülkelerde, örneğin Güney Kore’de yeteneği, başarısı ve hayali olan gençlere yaptıkları işi daha iyi yapabilmeleri ya da hayallerini hayata geçirebilmeleri için her türlü olanak sağlanırken, biz olup biteni sadece seyrediyoruz.
Ne olur artık bu konuda daha duyarlı olalım, genç yeteneklerimize sahip çıkalım...
Burak Aladağ, Sabancı Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencisi ve dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olan Oxford Üniversitesi’nin staj programından kabul alan şanslı öğrencilerden biri.
Stajını Robotik Enstitüsü’nde yapacak ve araştırma konusu da bacaklı robotların otonom hareketleri üzerine olacak.
3 aylık staj programına katılabilmesi için finansal desteğe ihtiyacı var.
Herhangi bir kurum ya da hayırseverin yaşam giderleri konusunda kendisine sağlayacağı destek, eminiz ki staj süresini çok daha verimli geçirmesine olanak sağlayacaktır.
Aylık yaşam giderleri Oxford Üniversitesi tarafından öğrenciler arasında yapılan ankete göre aylık 1000-1500 GBP olarak ölçeklen- dirilmiş...
Desteğiniz ülkemizin geleceği için çok önemli bir tuğla olacaktır...
Yok olan hayaller
Önceki gece gerçekleş tirdiğimiz Büyük Oyun’da, mobil oyun yazarı iki gencimiz vardı.
Ön elemelere geçerek finale kalmış ve bir hayli iddialılardı.
Tolga, çalışmalarına ara verip, üniversite sınavlarına hazırlanıyor, Onur da ailesini geçindirebilmek için maaşlı bir işte çalıştığından oyun yazımına fırsat buldukça devam ediyor...
Oysa gelecek yazılımda. Yazacakları bir oyun bile, sadece kendilerini, ailelerini değil, ülkenin kaderini değiştirebilir ama biz onları, hayallerinden uzaklaştırıp, sıradanlaştırıyoruz.
Üniversitelerimiz neden böylesi gençleri direkt üniversiteye almaz, girişimciler ya da devlet böylesi gençlere neden sahip çıkmaz! Anlamak gerçekten zor!..
Hayal tacirliği
5 milyondan fazla üniversite mezunu kendi alanlarında yetkinlik kazanacaklarına ya da mesleklerini icra edeceklerine, KPSS belasıyla yaşamlarının en güzel yıllarını heba ediyor...
Sadece o kadarla kalınsa iyi. Her yıl 5 milyona yakın evladımız, bir sınavdan diğerine koşturarak geride kendisine hiçbir kazanım bırakmayacak olan giriş sınavlarında enerjilerini, hayallerini ve ileride çok daha iyi değerlendirebilecekleri ekonomik birikimlerini sonuna kadar tüketiyorlar...
Keşke bu konulara daha çok kafa yorulsa ve günü kurtarma yerine, geleceği garanti altına alacak projeler gerçekleştirilse. Bu o kadar zor mu? Gençlerimiz bu kadarını hak etmiyor mu!..
Özetin özeti: Gençlerimizi sevmeyenimiz yok ama sevgimizi gösterme konusunda nedense doğru yolu bir türlü bulamıyoruz...