Sakarya Üniver-sitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aytekin İşman, uluslararası tanınırlığı yüksek hocalarımızdan biri. Uzun yıllardır, dünyanın dört bir yanında konferanslar düzenliyor.
INTE, ITICAM, ISTEC bunlardan bazıları. İki yıl önce Harvard’da olana katılmıştım, son birkaç gündür de Prag’dakini izliyorum. Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas’la birlikte farklı ülkelerden yüzlerce bilim insanı burada.
Eğitimde Yeni Yaklaşımlar, Bilim ve Teknoloji Konferansı ve İletişimde Çağdaş Gelişmeler Konferansı serisinde ana konuşmacıların yanı sıra sunum yapan genç bilim insanları da var.
Ortam güzel, bilgiler yeni, sunumlar ilginç.
İşman, “Temel amacımız, dünyada eğitim, bilim, teknoloji ve iletişimdeki yeni gelişmeleri paylaşmak” diyor.
Peki, hedefine ulaşıyor mu? Kesinlikle evet. Özellikle Amerikalı konuşmacıların sunumları çok çarpıcıydı.
Eğitimde, özellikle de yükseköğretimde, teknolojiye paralel olarak, çok hızlı bir değişim süreci adeta zorunlu hale geldi. Peki, dünya ve biz, bu değişime ne kadar hazırız? Değişimi zorunlu kılan, değişimi farklı anlayan ya da değişime direnen kimler?
Görünen o ki, değişimi doğru anlayan ve süreci doğru yöneten üniversiteler ve ülkeler uçacak, direnenler ise çakılacak!
Öyle sunumlar var ki her birinden bir kitap çıkar! Ama bugün sadece satır başlarıyla yetinecek, sonraki günlerde de ara ara diğer ayrıntıları sizlerle paylaşacağız. Benim sunumuma gelince, ezber bozucu ve enteresandı! O da ayrı bir yazı konusu. İşte Prag’dan bazı satır başları:
- Bilgisayarlar, akıllı tahtalar çok satıldı, az kullanıldı.
- Üniversiteler ile fabrikalar arasında ne fark var?
- Bir yanda kuraklık, öte yanda sel baskınları!
- Meksika’da binlerce sınıfa akıllı tahta takıldı, hiç kullanılmadı!
- Uzun süre, teknolojinin eğitimde devrim yaratacağı söylendi ama bu teknolojilerin hiçbiri eğitim için üretilmedi. Teknoloji, daha onu kullanmadan eskiyor.
- Teknoloji diye diye konuşmayı, yazmayı, düşünmeyi unutturduk. Bu dijital eğitim ısrarı niye?
- 50 bin dolar ücretle yetiştirilen öğrenciler, toplumsal değerlerle donatılıyor mu, bunu hiç sorgulamadık.
- Kaç makale yazdı, kaç öğrenci okuttu, kaç kitap yayımladı hep ona baktık.
- Eğitimin amaç ve hedefleri yeniden sorgulanmalı, eğitim reformlarından nüfusun sadece bir bölümü yararlanmamalı ve sürdürülebilir olmalı!
- Eğitim teknolojik mi olmalı yoksa pedagojik mi?
- Teknoloji kullandığımızda, eğitim, iddia edilenin tam aksine, çok fazla etkili olmuyor
- Teknolojiyi daha etkili bir şekilde kullanabiliriz. Akıllı tahtalar alındı ama öğretmenlere hiç eğitim verilmedi!.
- Üniversiteler on yıl sonra ne işe yarayacak, bunu konuşmalıyız.
- Eğer siz değişimi yaratamazsanız, değişim sizi yaratır.
- Değişimi engelleyen nedir, kimler karşı gelir?
- Yükseköğretim nasıl değişecek, kim değiştirecek?
- Öğretmen odaklı eğitimden öğrenci odaklı sisteme geçilecek.
- Meslekler değişiyor, yükseköğrenim direniyor.
- Global rekabet, yükseköğrenimi de değişime zorlayacak.
- Çağı yakalayan üniversitelerin öğrenci sayısı artıyor.
- Öğrencilerin yüzde 62’si full-time ya da part-time çalışan üniversiteler var ve bu oranlar daha da artacak.
- Stajın önemi ve gerekliliği ortaya çıktı.
- Değişen öğrenci profili, yükseköğretimi yeniden şekillendiriyor.
- Öğrenciye müşteri olarak bakmak istemiyorum ama genel bakış açısı bu yönde!
- Öğrencilerin üniversite seçiminde, eğitimden çok, fiyat hassasiyeti var.
- Reagan, birileri hayallerini gerçekleştirsin diye para ödeyemem diyerek, devlet katkısını azalttı.
- Öğrenciler harcın yüzde 30’unu öderken, şimdi yüzde 70’ini ödüyor.
- Öğrencinin konforu için harcanan para, öğrenim için harcanandan daha çok artıyor çünkü öğrenci bunu istiyor.
- Her şey değişimi zorluyor ama kurumlar, idare etmesi daha kolay diye küçük kalmayı tercih ediyor.
- Öğretim üyelerinin katı tutumu değişimi engelliyor ya da geciktiriyor.
- Bina yapmak pahalı, teknolojiyle donatmak ve işletmek çok daha pahalı ama yüzde yüz kapasiteyle kullanamıyorsunuz.
- Büyük değişimler sistemin dengesini bozar ama küçük değişimler yenilik getirmez.
- Geleneksel eğitim anlayışı ve inanç sistemi değişimi engelliyor.
- Birçok üniversite yöneticisi, veri analizlerini ve yeni operasyonel yöntemleri bilmiyor. Bu da değişimi zorlaştırıyor.
- Değişim cesaret gerektirir ve her organizasyon değişime direnir.
- Politik destek değişimi hızlandırır.
- Dijital ortamlardaki belgelerin başka kaynaklarda da doğrulanması gerekiyor.
- Probleme dayalı sistemde öğrenci problemi çözerek öğrenir, geleneksel sistemde ise çözüm bize öğretilir.
- Öğretim süreçleri kısaltılarak, eğitim daha uzun süreye yayılabilir.
- Girişimci, Paylaşımcı, Deneyimsel, Uygulamalı, Hayat Boyu, Üretici üniversite
öne çıkacak.
- Değişim zordur ama değişmemek çok daha kötü sonuçlara yol açar!..
Özetin özeti: Değişim sadece üniversitelerde değil, hayatın her alanında olacak! Peki, biz buna ne kadar hazırız?