Üniversite sınav maratonu dün resmen başladı.
Milyonlarca genç yine hummalı bir yarışın içine girdi.
Doğru olan üniversite mi yoksa meslek mi?
Peki, “Üniversite meslek kazandırmıyor mu?” diyenleriniz çıkabilir.
Evet, üniversite bir meslek kazandırmıyor, çünkü üniversite meslek okulu değil.
İşte bu noktada, hem devlet olarak hem de ebeveynler olarak çok büyük yanlışlar yapıyoruz.
Faturası da gençlere çıkıyor...
Şu an için işsizler sıralamasının en tepesinde üniversite mezunları var. Yüz binlerce kontenjan boş kalıyorsa, diplomaların hiçbir geçerliliği yoksa bu sistem iflas etmiştir!
Ama nedense, olayın bu boyutunu hiç konuşmadan, hâlâ sınavların sadece ve sadece şeklini konuşuyoruz.
Sanki, öyle olsa ne olacak, böyle olsa ne olacakmış gibi!..
Sistemin iflası!
Liselere ve üniversiteye giriş sistemi resmen iflas etti. Ama bunun farkında bile değiliz.
Diplomayla doktor, mühendis, öğretmen, yargıç olunamayacağını hâlâ anlayamadık.
Diplomayla iş bulunamayacağını, diplomayla ülkenin kalkınamayacağını, diplomayla refahın gelmeyeceğini hâlâ kavrayamadık.
Şu an için yaptığımız tek şey, diplomalı sayısını artırmak, peki ne işe yarıyor? Neden bunu hiç sorgulamıyoruz?
Dün başlayan başvurularla birlikte, milyonlarca gencimiz ve aileleri, yine büyük hayaller kuracak. Çok çalışıp, iyi bir üniversiteye girecek ve mezun olacak.
Peki ya sonrası?
Mühendis olan iş bulabilecek mi, öğretmen olan atanacak mı, doktor olan istediği alanda uzman olabilecek mi?
Hadi tüm bunları başardı, bu kez de KPSS belasıyla yüz yüze gelmeyecek mi?
Üç beş yıl hazırlıktan sonra, KPSS engelini de aşıp oh be dediğinde, mülakat dayatmasıyla, hayallerine veda etmeyecek mi?..
İnsan gücü planlaması!
YÖK ya da ÖSYM, 2019 Sınav Maratonu’nu başlatırken geçmişten ne kadar ders aldı?
İnsan gücü planlaması çerçevesinde ne yaptı?
Son aylarda, yeni açılan pek çok üniversiteyi gezdim.
Hemen hepsinde on binlerce mezunu işsiz aynı fakültelerden açılmış.
Hatta bazılarında, diğer benzeri üniversitelerde tek kayıt almayan yeni bölümler bile eklenmiş!
Geleceğe yön vermek, sadece sınavla olmaz!
Kaldı ki onu bile doğru düzgün beceremiyoruz.
YÖK, ÖSYM ya da Ankara’dan birileri, üniversite başvurularının başladığı şu günlerde gençlere ne öneriyor?
Doğru bir gelecek için hangi üniversiteleri, hangi bölümleri, hangi kentleri, hangi meslekleri tavsiye ediyor?
Ve bu önerileri yaparken gerekçeleri neler?..
İşsizlik?
İşsizlik sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde en can sıkıcı boyutlarda.
Bu yüzden de gençler hayalini kurdukları mesleklerden daha çok, iş bulabilecekleri alanlara yöneliyorlar.
Peki, doğru olan bu mu?
Başkalarını bilmem ama bana göre kesinlikle yanlış!
Neden mi?
Çünkü sevilmeyen bir işte başarılı olmak mümkün değil!
Bu yüzden hayallerinizden asla vazgeçmeyin diyoruz.
Yeter ki kendinizi iyi yetiştirin. İş gelir sizi bulur.
Bu çerçeveden bakıldığında elbette üniversiteler önemli ama çok daha önemli olan sizsiniz.
Çok yazdım, bir kez daha hatırlatmakta yarar var: İyi okul yoktur, iyi öğrenci vardır...
Özetin özeti: Yeni başvurular, başta gençlerimiz olmak üzere, ailelerine ve ülkemize hayırlı olsun. Herkes aradığını bulsun...