Akıllı telefonları en uzun süreli kullanan ülkelerin başında geliyoruz.
Dijital sörfte herkese nal toplatıyoruz.
Sosyal medya kullanımında hızımıza yetişen yok gibi!
Peki, aynı performansı dijital araştırma ya da öğrenme konusunda da gösterebiliyor muyuz?
Evet demek çok zor.
FATİH Projesi’ne, bilişim sınıflarına, akıllı tahtalara, bedava dağıtılan tablet ve bilgisayarlara devlet milyarca dolar para harcadı.
Anne babaların harcadığı para da hiç ondan geri kalmaz...
Sonuçta sevinen kim oldu?
Öğrenciler mi, yatırım yapan devlet mi, anne babalar mı, donanımlı eleman arayan işverenler mi yoksa sadece ve sadece bu ürünleri üreten ve satanlar mı?..
Son 10 yılda dijital teknolojiye ve aletlere harcadığımız para eminim ki 100 milyar doları çoktan aşmıştır.
Bütün bunlar çocuklarımızı dijital bağımlı hale getirmenin ötesinde ne işe yaradı?
Keşke birileri çıkıp bu konuda yanıldığımızı söylese de içimiz rahat etse.
Kullanan çok ama!
Akıllı telefonları ve dijital teknolojiyi tıpkı kütüphanelere benzetiyorum.
Kiminde on binlerce, kiminde yüz binlerce kitap var ama kapağını açıp da okuyan yok gibi.
Üniversiteleri ziyarete gittiğimde, kütüphanelerin günlük kullanıcı ve ödünç alınan kitap sayılarını sorarım.
Her defasında da derin hayal kırıklığı yaşarım.
60-70 bin öğrencisi olan kütüphaneleri, sınav dönemleri hariç, günde 600-700 kişi ziyaret ediyor ve 600-700 kitap alıyorsa, övünçle bahsediyorlar. Çünkü rakamlar yerlerde sürünüyor.
Öğrencilerin nasıl ki yüzde 1’i bile kütüphaneyi gün içerisinde hiç kullanmıyorsa, akıllı telefon ve bilgisayar kullanıcıları da o teknoloji harikalarını, araştırma, öğrenme ya da kendilerini geliştirme konusunda asla kullanmıyorlar. Ya da kırk yılda bir meraklarını gidermek için bir şeye bakıyorlar o kadar.
Peki, elde telefon ekran başında onca saat ne yapıyorlar?
Tabiri caizse tam anlamıyla zaman tüketiyorlar.
Peki, bu tabloyu nasıl çevirebiliriz? Kütüphaneleri, spor salonlarını, akıllı aletleri nasıl daha yararlı bir şekilde kullanılır hale getirebiliriz?
İşte bu noktada eğitime, öğretmenlere, anne babalara ve en önemlisi de bu aletleri satanlara çok iş düşüyor.
Yarar-zarar dengesinde, tablo yarar yönünde dibe vurursa, bu işin kazananı olmaz!
İşte bu yüzden, yapay zekânın köleleri haline gelmeden önce, dijital dengeleri çok iyi kurmalıyız...
Bilime, teknolojiye, dijitale, akıllı telefonlara, yapay zekâya karşı mıyız?
Asla! Yerinde, dozunda ve sadece zaman öldürmek için değil, donanım kazanılması için de kullanılmasını istiyoruz, hepsi o kadar...
Yoksa ileride büyük pişmanlıklar yaşayabiliriz.
Batılı ülkelerin parası, teknolojisi, zamanı mı yok ki kullanım süresinde hep en alt sıradalar?..
2023 Vizyonu
Eğitimde 2023 Vizyonu bugün açıklanacak.
Hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından.
Erdoğan’ın, bugün ayrıca Kaşıkçı cinayetiyle ilgili önemli açıklamalarda bulunması bekleniyor.
Umarız, ertesi güne ertelenir. Yoksa eğitim vizyonu güme gider. En azından medya nezdinde. Çok iyi bilinir ki cinayet haberleri, hele ki bütün dünyanın konuştuğu bir cinayet haberi varken, eğitim vizyonu ne manşetlere çıkar ne de okunur!.
İşte bu yüzden, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili açıklamalar, ne olur, yarına ertelensin!..
Bu arada, 2023 Vizyonu’yla ilgili beklenti çok yüksek.
Ziya Hoca’nın işi gerçekten çok zor. Kendisine canı gönülden başarılar diliyoruz.
Özetin özeti: Ülkemizin ikinci yüzyılı için hedefler belirlenirken, umarız böylesi ufak detaylarla da ilgilenilir!..