Her yıl olduğu gibi bu yıl da milyonlarca veli okul arayışında.
Pek çoğu, çocukları sınav kölesi olmasın istiyor ama gittikleri okullar yine hep aynı adres.
Neden? Çünkü çocuklarını düşünen yok!
Mutlu bir çocuk yerine, başarılı bir çocuk istiyorlar!
Oysa okulunu ve işini sevmeyen birinin mutlu olması mümkün değil!
Peki, bu noktada yani okul seçiminde doğru adres ne olmalı?
İşte bu konuda doğru bilgilendirme, doğru yönlendirme ve en önemlisi de doğru okul seçimi çok önemli.
Okullar, çocuklarımızı, sınavlara değil, hayata hazırlaması gereken kurumlar olması gerekirken, eğitimin onca kazanımını bir tarafa itip sadece sınavlara odaklandılar.
Neden? Çünkü veliler öyle istiyor ve ilk sordukları şey okulların sınav başarısı!..
Sınavlar önemsiz mi?
Elbette önemli ama her şey değil!
Eğer öyle olsaydı dünyayı sınav şampiyonları yönetirdi!
Sınavlar, özellikle bizim gibi ülkelerde, umut tacirliğine dönüşmüş durumda.
Öğrenciler, harcadıkları emeğin, paranın ve yapılan fedakârlığın karşılığını kesinlikle alamıyor.
Defalarca araştırdık, bir de siz araştırın, sınav şampiyonları hayatın neresindeler?
Kabahat onlar da mı? Kesinlikle hayır!
Bir sınavdan, diğerine koşturarak, canlarına öylesine okuyoruz ki hayata atıldıklarında artık pek çok konuda ne heyecanları kalıyor ne de onca özverinin karşılığını alabiliyorlar!
Küskünlükleri, ortadan kayboluşları, yeni şampiyonluklar peşinde koşmamaları biraz da o yüzden.
Siz hiç, her yıl şampiyon olan takım gördünüz mü? Çok zor ama biz çocuklarımızdan hep bunu bekliyoruz!
Girdikleri her sınavı kazansınlar istiyoruz o da yetmiyor, dereceye girmelerini bekliyoruz.
Bu arada, çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşamamış, farkına bile varmayız!
Peki ya sonrası?
Gece gündüz, hafta sonu bayram demeden sınavlara odaklanıp, her sınavdan yüzünün akıyla çıkıp, en iyi diye bilinen okulları ve bölümleri kazanıp, mezun olduklarında onları neyle ödüllendiriyoruz?
İşsizlik, mutsuzluk ve karamsarlık!
Peki, haksızlar mı?
Kesinlikle hayır!..
Sorun nerede?
Çocuklarımızın geleceğine yön verirken, ne devlet olarak ne de anne babalar ve öğretmenler olarak görevimizi hakkıyla yerine getirdiğimizi söylemek abartılı hem de çok abartılı olur.
Hemen hepimiz, olması gerekeni değil, popüler olanı tercih ediyoruz.
Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerini keşfetmeden, hayallerini dinlemeden, beklentilerini göz önünde bulundurmadan, kulaktan dolma bilgilerle bir dayatma içerisine giriyoruz.
Okul seçerken ilk sorduğumuz soru, kazandırdıkları özgüven değil, sınavlardaki başarıları oluyor. Yani okulları yarış atı yetiştirme merkezleri haline getiren de biziz, dershaneleri olmazsa olmaz hale getiren de!..
Bugün üniversiteyi kazananların üçte ikisi hiç istemedikleri fakültelerde okuyor, yüz binlercesi her yıl kazandıkları fakülteyi bırakıyor, milyonlarca üniversite mezunu da öğrenim gördüğü alandan çok farklı alanlarda çalışıyor. Ve bir Allah’ın kulu çıkıp da bu sistemi sorgulamıyor! Kahredici olan da zaten bu!
Hani çocuklarımızı çok seviyorduk, hani onların bayramları vardı, hani onlar bizim geleceğimizdi?..
Eğitim sistemimizin bir yerinde değil, bin yerinde yanlış var ama inanın bu, hiçbirimizin umurunda değil!..
Özetin özeti: Çocuğunu seven, önce onun mutlu olmasını ister!..