Çanakkale Şehitliği’nde belli ki törenler var. Çünkü hemen her taraf şantiye alanına dönmüş!
Birileri, güneş altında kalmasın diye, harıl, harıl portatif tribünler kuruluyor!..
Oysa Mehmetçik, o topraklarda, yıllarca süren savaşlarda, gece gündüz, yaz kış, aç susuz demeden, ülkesi için yedi düvele karşı göğsünü siper etmiş ve üzerine yağdırılan mermilere, top ateşlerine, eyvallah demişti.
Şimdi, yaz yağmurundan, bahar güneşinden kaçıyoruz.
Helal olsun hepimize!
Bu konforlu tören alanı, o gün, o topraklarda, şehit olmuş şanlı askerimizin, en zor koşullarda, ülkesi için canı pahasına verdiği mücadelenin ruhuna aykırıdır...
Yok eğer o tribünler, Anzaklar ya da diğer ülkelerin diplomatları için yapıldıysa, eminim ki o ülkeler için can veren askerlerin de kemikleri sızlayacaktır!..
Parçalanan üniversiteler
Ak Parti, tam da seçim öncesinde öylesine kararlar alıyor ki adeta kendini zora sokuyor.
Sınavlarda yaşanan curcuna, sürekli ötelenen öğretmen atamaları, mülakat, sözleşmeli öğretmen dayatması, öğretmene performans notu, “nitelikli okul” tartışması bitmeden şimdi durduk yerde, “parçalanan üniversiteler” gündeme geldi.
Yüz binlerce öğrenci, öğretim üyesi ve mezun, “Üniversitemizi parçalayamazsınız” diye ayakta ve bunun sandığa yansıması mutlaka olacaktır.
Tasarı en azından şimdilik durdurulmalı ve enine boyuna düşünülmelidir. Dün üniversiteler ayaktaydı ve tek istedikleri buydu!..
Yıllardır yazdım, çizdim, MEB, YÖK ve ÖSYM, Tayyip Bey ne dediyse, ne istediyse, tam tersini yaptı. Şimdi bu kervana milletvekilleri de katıldı. Durduk yerde, mutsuzlar kervanına yeni yüz binler kattı.
Hangi mantıkla bunu yapıyorlar, anlayana aşk olsun!..
TEOG’u bile aradık!
Liselere giriş sistemi tam bir muammaya dönüştü.
Yaz aylarında, iddia edildiği gibi, hemen herkesi, en yakınındaki, istediği bir okula yerleştirmek hiç de kolay gözükmüyor.
Bu yüzden, memnuniyetsizlerin sayısı memnun olanlardan kesinlikle çok daha fazla olacaktır.
Daha şimdiden, yerden yere vurulan TEOG için bile “Keşke TEOG kalsaydı” diye methiyeler düzülmeye başlandı.
MEB’i, kendi kendini köşeye sıkıştırma konusunda kutlamak gerek!
En azından bu işi çok iyi yapıyorlar.
Çok iddialı olacak ama yine de iddia ediyoruz, bu sistemin kalıcı olması mümkün değil!..
Eyvah, eyvah!
Kız çocuklarında okullaşma oranı 2016-2017 eğitim öğretim döneminde bir önceki döneme kıyasla ilkokulda yüzde 95.2’den yüzde 91.2’ye gerilerken, ortaokulda yüzde 94.4’ten yüzde 95.8’e çıktı.
Kız çocuklarında okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 46.7 ile Muş, en yüksek olduğu il yüzde 98.2 ile Isparta olarak kaydedildi.
Lisenin zorunlu eğitime alınmasıyla okullaşma oranlarında yükseliş görülürken, en fazla artış 9-12’nci sınıfları kapsayan ortaöğretimde gerçekleşti...
Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkması, son yıllarda, eğitim adına yapılan reformların en büyüğüydü ama belli ki fire oranları ciddi boyutlarda.
Evet, okullaşma oranları artıyor, artmalı da ama fire oranı sıfıra olmasa da minimuma inmeli!
Özetin özeti: Eğitimde çok daha hızlı, kararlı ve bilinçli yol almalıyız ki gençlerimiz mutlu olsun. Onlar mutlu olursa, Türkiye mutlu olur!..