23 Nisan çok şey hatırlatıyor ama en çok da Millet İradesini hatırlatıyor.
Demokrasiyi sevdik hem de çok sevdik. Bu yüzden, onu korumak ve kollamak hepimizin öncelikli asli görevidir.
Demokrasiye, Meclis’e, Milletin İradesine karşı olanlar, sabote etmeye çalışanlar, hep oldu, olmaya da devam edecek.
Demokrasinin A Partisi, B Partisi, şucusu, bucusu olmaz. Demokrasiyi tıpkı ülkemiz, bayrağımız, dinimiz, imanımız ve her karış toprağımız gibi korumak zorundayız ki geleceğe çok daha güvenle bakalım.
23 Nisan 1920’de koşullar bugünkünden çok daha iyi değildi. Ama demokrasiye, Milli İradeye inanan bir Millet vardı. Milletimizin, Milli İradeye olan inancı, o günden bugüne hiç değişmedi, değişmeyecek de. Demokrasiyi zaafa uğratmaya çalışanlar, dün olduğu gibi, bugün ve yarın da bu ülkeye, bu millete, bu demokrasiye asla zarar veremeyecekler.
Ve eminiz ki hak ettikleri en büyük cezaya çarptırılacaklar...
Bu çok özel günde Mustafa Kemal ve arkadaşlarını bir kez daha minnetle anıyoruz...
Neden çocuklar?
Ülkemizin geleceği neden başka hiç kimseye değil de çocuklara ve gençlere emanet edildi?
Bu seçim kesinlikle tesadüf değil. Çünkü onlar bizim geleceğimiz.
Böylesi bir söylemi hemen her ülke telaffuz ediyor ama Çocuk ve Gençlik Bayramı olan ülke sayısı da bir elin parmaklarını geçmez.
Ülkemizin kurucuları ve demokrasi meşalesini ateşleyenlerin yüreğindeki o heyecan dünden bugüne hiç eksilmedi. Çocuklarımız ve gençlerimiz o günden bugüne hep her şeyin daha iyisiyle ödüllendirilmek istendi.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin aile içindeki konumları, devlet ve millet nezdindeki değerleri hiç azalmadı. Tam aksine çıta hep daha yükseklere çıkartılmaya çalışıldı.
Düne göre çok daha eğitimliler, çok daha refah içerisindeler, çok daha fazla özgüvene sahipler.
Peki, mutlu musunuz diye sorarsanız, karşımıza farkı bir tablo çıkabilir ama bu sizi yanıltmamalı.
Evet, çocuklarımızın fazlasıyla sıkıntıları var ama hiçbiri çözümsüz değil. Keşke bugün olduğu gibi her gün onlarla ilgilenebilsek, sorunlarını gündemde tutup, çözüm yolları arayabilsek.
Onları sadece yılın birkaç günü değil, her gün sevdiğimize inandırabilsek.
Şunu asla unutmayalım! Çocuklarımız ne kadar mutluysa biz ve dolayısıyla ülkemiz o kadar mutludur.
Okul çağında olan bir çocuk sokakta ve mutsuzsa, hele ki bugün kendi bayramı olduğunun bile farkında değilse, bu onun değil, hepimizin ayıbıdır. Eğer ille de birilerinin bayramını kutlayacaksanız, önce onlardan başlamalısınız...
Özetin özeti: Çocuklar bir ülkenin temel taşlarıdır, onlar ne kadar güçlü olursa ülke o kadar güçlü olur...