Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yandaki fotoğraflara bakarak bir tahminde bulunun.
Bu kentimiz hangisi?
Daha önce defalarca gittiğim ama yeterince gezmeye fırsat bulamadığım bu kenti önceki gün hızla da olsa biraz gezince, şaşırmadım desem yalan olur.
Ve asıl şaşırtıcı olan, kentin güzelliği ile imajının taban tabana zıt olması!
İsterseniz gelin önce fotoğraflar üzerinden tahmin yürütelim.
Deniz mi, göl mü, yoksa kanal mı, ne olduğu tam belli olmayan bir suda gondol sefası yapıyoruz.

Bu kenti tanıdınız mı


Suyun renginden deniz olmadığı belli.
Gondol denince, akla gelen ilk isim Eskişehir!
Ama orası değil.
Peki, o zaman cami üzerinden arayışa devam edelim.
Gerçekten de görkemli bir cami.
Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olmayacak kadar yeni.
Belli ki büyük kentlerimizden biri ama sanki Batı kentlerinden biri gibi!
Peki ya, o devasa pırıl pırıl park nerede olabilir ki?
Hemen her köşesinde birbirinden güzel doğal oturma mekânları, mermer heykeller ve rengârenk çiçekler olanı?
Trabzon, Gaziantep, Erzurum, Balıkesir, Kocaeli, Sakarya, Malatya?..
Hiçbiri değil...
Peki ya o güzelim koylar?
Kaş, Kalkan, Dalyan, Köyceğiz ya da Atatürk Barajı’nın uzantılarından biri olabilir mi?
Örneğin Şanlıurfa?
Hayır...
Şehrin yeni diye adlandırılan caddelerini, bulvarlarını gezdiğinizde, burası bizim ülkemiz mi, diye şaşıracak kadar kentsel donanıma sahip.
Gelelim, daha önce çekilmiş yelken yarışlarının yapıldığı ve renkli festivallerin yaşandığı karelere;
İzmir ya da Çeşme mi yoksa Antalya mı?
Hayır, hayır, hayır...
Peki ama burası neresi?
Ben bilemedim siz karar verin?..
Enteresan tespitler?

Bu kenti tanıdınız mı


Söz konusu kentimiz, Türkiye’nin en popüler kentlerinden biri.
Hemen her konuda ilk akla gelen orası ama devamı gelmiyor. Çünkü pozitif anlamda, marka yaratma konusunda çok başarılı değiller.
Bolluğun, bereketin, hoşgörünün, adam gibi adamlığın sembolüler ama ne zenginleri var ne de sahip çıkanı!
Ağızları açılsa, pek çok ünlüsü var.
Festivalden festivale gider gerdan kırarlar ama çaktıkları tek çivi, taşın altına ellerini koydukları tek projeleri yok!
Ak Parti burada hiç seçim kazanmamış. Önceki belediye başkanlarını devşirerek bir dönem yönetimde söz sahibi olsa da uzun ömürlü olmamış.
Şehirde, tüm siyasilerin ve kente damga vuran eski paşalardan hemen hemen hepsi adına caddeler, bulvarlar, meydanlar var.
Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Turgut Özal bunlardan bazıları.
Kenan Evren Bulvarı’nın adı ise Devlet Bahçeli olarak değiştirilmiş. Ama herkes hâlâ Kenan Evren diyor.
Peki, Recep Tayyip Erdoğan Caddesi ya da onun adına başka bir şey var mı?
Hiçbir şey yok!
Nedenini sordum, zaten her yerde var, burada da belediye seçimlerini kazanınca, fazlasıyla koyarlar, acelesi yok dediler!..
Kebabın cenneti ama hizmet sektörü öylesine vasat ki tadına varamıyorsunuz.
Tıpkı ülkemizin en iyi üniversite kampüslerinden birine sahip olmalarına rağmen adını duyuramadıkları gibi!..

Bu kenti tanıdınız mı


Tersine imaj!
Eğer zaten o kentte yaşıyor ya da daha önce gidenlerdenseniz, zaten kenti tanıyorsunuz ama biz bilmeyenler için, kentin, bu kez de adeta gözümüzün içine sokulan, dayatılan imajına bir göz atalım!
Sanki başka hiçbir özelliği yokmuş gibi kadın cinayetleri deyince akla ilk orası geliyor.
Fakirlik, fukaralık, yoksulluk, ırgatlık denildiğinde acaba oradan mı bahsediliyor diye düşünülüyor.
Şehrin iki yakası var ve sanki birbirinden çok farklı.
Oysa, insanı aynı insan, tanıdıkça önyargılarınız için pişmanlık duyarsınız.
Karadenizlilerin saman alevi gibi yükselen hırçınlıkları ne ise onlarınki de o...

Bu kenti tanıdınız mı


O kent, bu kent!
Yukarıdaki tüm fotoğraflar Adana’dan!
Ve gerçekten çok beğendim.
İnsanlarını ve kentin bir yüzünü zaten tanıyordum ama şimdi çok daha iyi tanıdım.
Bir şekilde yolunuzu oralara düşürün, pişman olmaz, aksine, keyif alırsınız.
Bir ay sonra yeniden Adana yolcusu olacağım.
Çünkü Çukurova Üniversitesi, Portakal Çiçeği Festivali düzenleyen bu kent için, 100 portakallı ürün hazırlama sözü verdi, onların tadımına katılacağım.
Çay olarak da Adana’da, bundan böyle, en azından misafirlere, artık portakal çiçeği çayı ikram edilecek!..
Önceki gün, üniversitedeki konferans öncesinde, yaptığım hızlı şehir turunda, Vali Mahmut Demirtaş, Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Ticaret, Sanayi Odası başkanları ve daha pek çok yetkiliyle tanıştık ve Adana’nın imajını konuştuk.
En çok da Rektör Mustafa Kibar ve ekibiyle...
Herkes bu konuda dertli ve bir şeyler yapılması konusunda kararlı.
Bu heyecan eminim ki Adana’ya hak ettiği imajı ve değeri kazandıracaktır...

Bu kenti tanıdınız mı


Nereden nereye
Adana deyip geçmeyin.
Bir zamanlar Ortadoğu’nun Paris’iydi.
Bir zamanlar Türkiye’nin sanayi ve tarım başkentiydi.
Bir zamanlar sanatın, eğlencenin çiçek açtığı, tomurcuklandığı, kök salıp, ünlü olduğu, vazgeçilmez bir duraktı.
En çok okunan kitapların, en çok izlenen film ve dizilerin esin kaynağıydı...
Ne kadar göç alsa da, ne kadar farklı kimliklere bürünse de, ne kadar dışlanıp, farklı bir yere oturtmaya çalışılsa da Adana Adana’dır ve bu gerçeği kimse değiştiremez.
Adana’da yaşanan olumsuz örneklere gelince, aynı göç baskısı altında olan hiçbir kentimizde durum farklı değil. Ama nedense hep Adana öne çıkıyor!..
Özetin özeti: Ülkemiz o kadar güzel ki değerini yeterince bilmiyoruz. İmaj yaratma konusunda ise kat etmemiz gereken çok yol var. Ve eminim ki Adana bunu gerçekleştirecek ve hak ettiği imajına yeniden kavuşacak!..