Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bergama’yı gördünüz mü bilmiyorum. Ben böyle görkemli bir medeniyete ev sahipliği yapan bu kentimizi şimdiye kadar görmediğim için kendimden utandım.

Diyeceksiniz ki Bergama gibi daha bin tane yer var. Evet, haklısınız ama burada öylesine farklı hikâyeler var ki her biri ayrı bir destan ve ayrı yazı konusu.

Geziye bugün de devam edeceğim. Ayrıntıları da haftaya pazar Rota’da sizlerle paylaşacağım. Ama şimdiden ne yapın edin ve 2018’de mutlaka görülecekler listesine ekleyin. Kesinlikle pişman olmazsınız. Hele bir de mihmandarınız Başkanı Mehmet Gönenç olursa gezinin tadına doyum olmaz. Tarihine, kültürüne bu kadar vakıf başka bir başkan tanıdım desem yalan olur.

Haberin Devamı

Peki buraya niye geldim?

CHP ilçe teşkilatı, “Evet, Ankara’daki kongremiz de çok önemli ama eğitim bir o kadar önemli, gelin öğrenci, öğretmen ve velilerimizle onu konuşalım” dedi. Koşa koşa geldik. İyi ki de gelmişiz. En azından Bergama’yı, tarihini, kültürünü çağa damga vuran öncülüğünü gördüm.

Demokrasinin kalesi, eczacılığın babası, parşömenin mucidi, taş yontmacılığının ve mimarinin doruğa ulaştığı bir yerdeyim, sonrasını, sonra paylaşırım.

Eğitime olan ilgileri diğer kentlerle kıyaslanmayacak oranda yoğundu. Bölge milletvekili Mustafa Balbay, “Bergama halkıyla tanıştığında şaşıracaksın” demişti. Öyle de oldu. Sanki binlerce yıl öncesinden süzülüp gelmişler ve kıyıda köşede kaldıkları için de zerre kadar yozlaşmamışlar. Umarız hep böyle gider ve atalarından kalan bilgeliği korumakla kalmayıp, taş üstüne taş koymaya devam ederler.

Gençlerin sınav kaygısı, velilerin gelecek telaşı her yerden farklı değildi. Eğitimden umudu kesseler de eğitimsiz olmayacağına gönülden inanıyorlardı.

Bergama yaklaşık 2500 yıldır kesintisiz yaşamın olduğu bir yer. Bu yüzden eski, yeni iç içe. Köklerinden kopmamış ama yeniliğe de açık. Beton yığını bloklar burayı da istila etmiş ama tarihi de tarihten kalanları da yağmalamamış. En büyük yağmacı, 1800’lü yılların sonunda Almanya olmuş. 2 bin yıllık mirasımızı parça parça söküp ülkesine taşımış ve şimdi utanmadan sergiliyorlar. Hikâyesini ayrıca yazacağım.

Haberin Devamı

Geri mi geliyor?

TEOG konusunda birkaç gündür mail bombardımanı altındayız.

MEB bir açıklama yapsa da rahatlasak.

MEB yönetmelik değişikliğiyle TEOG’un tarih olduğunu açıkladı. Ama yönetmelikteki bir başka değişiklik kafaları karıştırdı.

Örneğin, her ders için ülke genelinde bir sınava ne gerek vardı ki böyle bir karar neden alındı...

MEB ile kamuoyu arasında bir diyalog eksikliği olduğu kesin.

Bu yüzden aldıkları her kararın gerekçelerini, herkesle paylaşmaları gerekiyor.

TEOG’un kaldırıldığını belgeleyen yönetmelikteki bazı ifadelerin kesinlikle bir açılıma ihtiyaçları var.

Örneğin, bazı dersler için ülke genelinde yapılacak sınavın amacı ne?

Okulların genel başarısını ölçmek için kurum içi bir değerlendirme sınavı mı yoksa ileride liselere girişte de kullanılacak merkezi bir giriş sınavı mı?

Ayrıntı yok ve her kafadan bir ses çıkıyor.

MEB’e düşen görev, bu eleştirilere kızmak ya da bu konuda yorum yapanları art niyetle suçlamak yerine, alınan kararın gerekçesini açıklamaktır.

Haberin Devamı

İşin doğrusu da zaten bu...

Özetin özeti: Bergama’yı gezerken pek çok konuda 2300 yılın gerisine düştüğümüzü gördüm, üzüldüm ve nasıl bu hale geldiğimizin cevabını bulamadım!..