Cumhu riyet coşkusu ilk günden bugüne hiç sönmedi.
Hiç de sönmeyecek.
Çünkü bizi biz yapan hep o oldu.
Tüm kapılar onunla açıldı, hayali bile kurulamayan makamlara onunla yükseldik.
Hak, hukuk, adalet, onunla anlam kazandı.
Eğitimin en temel hak olduğu onunla değer buldu, onunla herkese ulaştı.
Kadınlarımız onunla hayatın bir parçası oldu, onunla zirveye tırmandı.
Köylü, onunla milletin efendisi oldu, onunla çobanlıktan cumhurbaşkanlığına yükseldi.
Din ve inanç özgürlüğü onunla güvence altına alındı, ibadethaneler onunla en ücra köşelere kadar yayıldı.
Öğretmenler onunla geleceğin mimarı oldu, gençler onunla Büyük Türkiye hayali kurdu.
Yani onunla kimlik kazandık, onunla modern dünyayla tanıştık, onunla seçme ve seçilme haklarına kavuştuk, onunla bu yarışta biz de varız dedik.
Bayrakları bayrak yapan
Hemen her şeyimizi onunla kazandık ama 29 Ekim’lerde evlerin pencerelerine asılan bayrak sayısı her geçen gün azalıyor!
Resmi kurumlar, resmi kurum oldukları için asıyor. Asıl önemli olan, dağdaki, bayırdaki, kentteki, her evin ama her evin bayrak asması.
Bayrak demek ülke demek, bayrak demek millet demek, bayrak demek Cumhuriyet demek, bayrak demek biz demek, bayrak demek gelecek demek!
İşte bu yüzden, bugün, yarın, tüm ülke bayraklarla donatılmalı ve Cumhuriyet coşkusu, bölünerek değil, hep birlikte, en görkemli şekilde yaşanmalıdır...
Cumhuriyet ve eğitim
Cumhuriyet’in kazanımlarını hemen her alanda görmek mümkün ama sanki en büyük ivme eğitimde yaşandı.
Ülkemizin dört bir yanı okula kavuştu, doğan her çocuk eğitimle tanıştı, aldığı eğitimle makûs talihini yendi.
Cumhuriyet tarihi boyunca, iktidara gelen tüm hükümetler az ya da çok eğitime hep önem verdi.
Okula ulaşılabilirlik ve okullaşma oranlarında dünyayı şaşırtan rekorlar kırdık, müthiş mesafeler kaydettik.
Hedefimiz hep muasır medeniyet ve ötesi oldu.
Sorunlar yok mu?
Fazlasıyla var.
Ama 95 yılda geldiğimiz noktaya baktığımızda, öyle bir Cumhuriyet destanı yazdık ki eşi benzeri zor görülür.
Keşke biraz da yapamadıklarımızı değil de yaptıklarımızı da görmeye başlasak ve tuğlaları yan yana değil de üst üste koymaya başlasak, işte o zaman yarattığımız mucizenin görkemi gözleri çok daha fazla kamaştıracaktır.
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 95 yıl önceki hayallerinden pek çoğunu gerçekleştirdik ama daha alınacak çok yol var.
Peki, bunun için ne yapmak gerekiyor?
Öncelikle, birlik ve bütünlük.
Ortak değerlerimizi, yıpratarak değil, daha da güçlendirerek yola devam etmeliyiz.
Sonrasını da üniversitelerimize ve gençlerimize havale edelim.
Onlar Cumhuriyetimizin en önemli kazanımıdır.
Ankara Üniversitesi’nin kuruluş ruhunda, ihtiyacımız olan her şeyin reçetesi var.
Fabrika ayarlarını güncellememiz yeter de artar!..
Özetin özeti: Cumhuriyet öncesinde de, sonrasında da hep şaşırttık. Şaşırtmaya da devam ediyoruz, devam edeceğiz. Çünkü biz, hiçbir zaman sıradan bir ulus olmadık!..
