Kuşadası, Marmaris, Fethiye, Didim, Çeşme, Bodrum ve daha nice turistik kentlerimizi hovardaca tükettik. Her birini beton kentler haline getirdik...
Çekirge sürüsü gibi hemen her yeri istila eden İstanbulluların şimdiki istila alanı Urla! Bakalım burayı kaç yılda yaşanılmaz hale getirip, yeni arayışlar içerisine gireceğiz?
Kentleri korumak, gelecek nesiller adına bir namus borcudur. Bu yüzden, herkes, çocukları ve torunları adına yaşadığı kente sahip çıkmak zorunda. Elde edecekleri üç kuruşluk rant, eğer gelecek nesillerden daha kıymetli hale geldiyse, zaten orada yaşamaya değmez!
Ne olur yaşadığımız kentlere sahip çıkalım. Politikacıların ve rantiyecilerin hayallerine kurban etmeyelim...
Her şey dahil ile nereye kadar?..
Turizmde her şey dahilin mucidi biziz.
30 yıl öncesi koşullarda, rekabet için çok iyi düşünülmüş bir proje ama artık yeniden sorgulanması gerekiyor. Çünkü paralı turistlerin ve farkındalığın önünü tıkıyor.
Yerlisi de, yabancısı da her şey dahilci turistlerin neredeyse tamamı, otel ya da tatil köyünün dışına çıkmıyor. Yani bölgeye zerre kadar katkısı olmuyor. Olmayınca da çevre esnafın, halkın ve diğer girişimcilerin desteğini almıyor, bölgeye katma değer sağlamıyor. Dolayısıyla da turistlerin yaşadığı memnuniyeti, onlar yaşayamıyor.
“Çöpünü bize bırakıp gidiyorlar!” diye yakınmaları da bu yüzden. Vergilerini bile tesislerin bulunduğu kentlere değil, farklı kentlere aktarıyorlar.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın 100 milyon turist hedefi takdire şayan ama altını doldurması ve turist başına düşen geliri artırıcı projeler üretmesi gerekiyor...
Sezon açıldı mı?
Turizm sezonu açıldı mı? Henüz değil ama sanki eli kulağında.
Dün, İzmir’deydim, hava sıcaklığı 20 derecenin üzerindeydi ve herkes sahillere akmıştı. Denize giren var mıydı? Hayır ama sanki birkaç haftaya kalmaz girenler görülür.
Antalya’dan gelen haberler, denize girenlerin başladığı yönünde. Zaten en güzel mevsimi de nisan, mayısmış. İşte bu yüzden, bu kış çok uzadı diye, erken tatil hayali kuranların, rotalarını yurt dışına değil de Akdeniz’e çevirme zamanı geldi sayılır.
Otellerden restoranlara ve tatil köylerine kadar, ücretlerin çok makul seviyelerde olduğunu da özellikle hatırlatmak isteriz...