Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, mevzuat hükümlerine göre kayıt sırasında velilerden hiçbir şekilde bağış ve kayıt parası talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Bu hükümlere aykırı hareket ettikleri yönünde bakanlığımıza ulaşan ihbar ve şikâyetler konusunda ilgililer hakkında gerekli inceleme ve soruşturma başlatılmaktadır” değerlendirmesinde bulunmuş.
Böylesi bir değerlendirmeyi, görmemezlikten gelmek mümkün değil?
Herhangi bir veliye ya da okul müdürüne, Bakan Bey’in bu sözlerini hatırlatın, bakalım ne diyecek?
Peki, böylesi bir söylemi, ilk kez mi duyuyoruz?
Kesinlikle hayır.
Daha önceki bakanların neredeyse tamamına yakını da benzer sözler söyledi ama bağışların ardı arkası kesilmedi.
Çünkü başka çareleri yok!
Niye mi?
Devletin gönderdiği kaynaklarla okulların ayakta durmaları mümkün değil!
O kısıtlı bütçelerle ne hijyen koşulları sağlanabilir ne de karda kışta ısınma! Yani velilerden bağış toplamaktan başka çare yok.
Hem de sadece kayıt aşamasında değil, tüm öğretim yılı boyunca, çeşitli adlar altında sürekli bağış toplanıyor.
Anayasamıza göre temel eğitim yani lise son sınıfa kadar eğitim, öğretim, mecburi ve parasız olduğu için velilerden herhangi bir isim altında para istenmesi, yasal olarak mümkün değil.
Resmi olarak “Velilerden hiçbir şekilde bağış ve kayıt parası talep edilmesi mümkün değil” diyen bakanların, gayri resmi toplantılarda, “Başınızı ağrıtmayacak şekilde, her türlü bağışı alabilirsiniz” demeleri, bu yüzden.
Hatta “Bu işi direkt kendiniz yapmayın, okul aile birliklerini görevlendirin” diye akıl verdiklerini de bilmeyen yok!..
Eğitim sistemimiz, sınav ve dershane kamburundan kurtulamadığı gibi bağışlardan da kurtulacak gibi görünmüyor.
Bu nedenle, birbiriyle çelişen açıklamalar yapmak yerine, bu işi aleni bir şekilde yapmak, en azından kafa karışıklığını ortadan kaldıracaktır.
Ha bu arada, bu konuda ceza kesilen bir okul var mı çok merak ettim?..
Peki, bu konuda ne yapılabilir?
- Bağışlar, öncelikle, zorunlu olmaktan çıkartılıp, olanaklar ölçüsünde isteğe bağlı hale getirilmelidir.
- Şeffaflık sağlanarak, toplanan her kuruşun, nasıl harcandığı veli ve öğrencilerle paylaşılmalıdır.
- Bağış yapanlara, etik olmayan avantajlar sağlanmamalıdır.
- Bağışlar, devletin asli görevi olan konularda harcanmamalıdır.
- Eğitim, öğretim dışında farklı amaçlarla kullanılmamalıdır.
- Sürdürülebilir bir gelir kaynağı olarak görülmemelidir.
- Pek çok ülkede olduğu gibi mevcut öğrencilerden çok, mezunlardan ve hayırseverlerden sağlanmalıdır.
- Sadece maddiyata dayalı olmamalı hizmete yönelik bağış ve desteklere açık olunmalıdır.
“Zorunlu seçmeli ders” gibi “zorunlu bağış” kavramlarına, başka ülkelerde rastlamanız mümkün değil.
Bu da bizim farklılığımız!..
Özetin özeti: Bir şey varken, yok demek, onu yok etmez. Güvenirliği, erozyona uğratmanın ötesinde de bir işe yaramaz!