2000 yılını beklerken, 90’lı yıllardan itibaren yıl yıl, milenyuma biraz daha yaklaştık diye ne hayaller kurmuştuk.
1999’daki son yazımı hatırlıyorum.
Ne büyük beklentiler içerisindeydik.
Değişim olmadı mı?
Hem de çokkk!
Peki, daha mutlu muyuz?
Milenyum, beklentilerimizi karşıladı mı?..
Yeni bir yıla daha hazırlanıyoruz.
Peki, ne kadar hazırız?
Yeni başlangıçlar mı yapacağız?
Yoksa daha mı içimize kapanacağız?
Olup bitenlere razı olmaya, gurur duymaya ya da karşı çıkmaya, bıraktığımız yerden devam mı edeceğiz?..
Daha birkaç gün var, düşünün, tadını çıkartın, planlar yapın ama değişime hazır olun.
İstesek de istemesek de her şey değişiyor.
Ve bu değişime ne kadar hazır olur ve onu ne kadar iyi yönetirsek, bir sonraki yıla o kadar keyifli gireriz.
18 yıl önceki yazı
“Yeni bir yıla, yeni bir yüzyıla, yeni bir bin yıla giriyoruz.
Dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi Türkiye’de de cumayı, cumartesiye bağlayan gece, öncekilerden çok farklı gerçekleşecek.
Kutlamalar görkemli, beklentiler kaygılı olacak.
Daha şimdiden 2000 yılı sendromu yaşanıyor.
Borsa tatil edildi, birçok ülkede hava sahası trafiğe kapandı, bankalar tedirginlik içerisinde.
Bilgisayar sisteminde meydana gelecek karışıklıkların yaşamı altüst edeceğini iddia edenler bile var.
Bekleyip göreceğiz.
Şunun şurasında üç gün kaldı.
Bu arada milenyumla ilgili değerlendirmeler de aldı başını gidiyor.
Kimi yüzyılın, kimi bin yılın adamlarını seçerken, kimileri de filmleri, icatları, olayları gündeme getiriyor...”
Yazı bu minvalde devam ediyor, peki o güden bugüne değişen ne oldu?
Aktörler değişti ama sanki dünya hâlâ aynı dünya.
2018’de eğitimde neler oldu?
Türk Eğitim-Sen, eğitimde olup bitenleri uzun uzadıya irdeleyip, rapor haline getirmiş.
Ortaya çıkan tablo onlar açısından gri ötesi!
MEB, nasıl ki bardağın dolu kısmını göstermeye çalışıyorsa, onlar da boş kısmına dikkat çekiyorlar.
İşte rapordan bazı satır başları:
- İlkokul düzeyinde, net okullaşma oranı 2017’de yüzde 91.2 iken, 2018’de yüzde 91.5 oldu.
- Ortaokulda net okullaşma oranı 2017’de yüzde 95.7 iken, 2018’de yüzde 94.5’e geriledi.
- Ekim 2018 itibarıyla eğitime erişemeyen hâlâ 405 bin 906 Suriyeli çocuk var.
- Engelli çocukların yüzde 89.3’ü çeşitli sebeplerden okula gidemediği için eğitim hakkından mahrum kaldı.
- 2018’de açık öğretim lisesinde okuyan 1 milyon 395 bin 621 öğrencinin yüzde 42’si kadın, yüzde 58’i erkek.
- 25-34 yaş aralığında olup lise eğitimi almamış olanların oranı, kadınlarda yüzde 47 iken, erkeklerde yüzde 42.
- Türkiye, OECD ülkeleri arasında, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına en az harcama yaptığı ülke olmayı sürdürdü.
- Gerek okul sayısı gerekse öğrenci sayısı açısından, 4+4+4 ile birlikte eğitimde özelleştirme tarihte hiç olmadığı kadar hızlı gerçekleşti.
- MEB’in 92 milyar TL’lik 2018 bütçesinden eğitim yatırımları için ayrılan kısmının üçte biri (yüzde 35) din öğretimine ayırıldı.
- 4 bin 292 öğrenci yurdunun 2 bin 546’sı dernek yurtları, 297’si vakıf yurtları, 628’i şahıs yurdu, 821’i diğer tüzel kişiliklere ait yurtlardır. Tıpkı okullarda olduğu gibi, öğrenci yurtlarının da büyük bölümü dini vakıf ve cemaatlerin ana faaliyet alanları olmayı sürdürmekte.
- Eğitimde uzun süredir yaşanan piyasalaştırma ve ticarileştirme vurgusu ‘Vizyon Belgesi’nde net bir şekilde ifade edilmiştir.
- Öğretmen atamalarında mülakat uygulamasında ısrar, liyakatin adım adım terk edilerek, yerine sadakatin gelmesine neden oldu.
- 920 bin 524 öğretmenin yüzde 66’sı (607 bin 604) son 16 yıl içinde atandı. Buna karşılık, 16 yıl içinde KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sı atanırken, geriye kalan 84 işsiz öğretmen ya tekrar sınava girmek ya da başka alanlarda çalışmak zorunda bırakıldı.
- Sadece 2018 yılı içinde, doların artması sonucunda öğretmenlerin maaşında yaşanan erime aylık olarak bin 23 TL (193 ABD doları) oldu.
Özetin özeti: Yeni yılda çok daha fazla dost biriktirmeniz dileğiyle. Sanki en değerli hazine o...