Tüm dekanların istifası istendi, bazı rektörler görevden alındı, izinler kaldırıldı, on binlerce üniversite diploması iptal edildi, öğretim üyelerine yurtdışı yasağı getirildi.
Bu arada yüzlerce kolej kapatıldı. 15 binden fazla MEB personelinin işine son verildi.
Muhtemeldir ki devamı gelecektir.
Olup bitenler konusunda paralel yapılanmaya yönelik açıklamalar yapılıyor. Ayrıntılar da yakında paylaşılır.
Gelişmeleri sadece eğitim camiası değil, veliler de yakından izliyor. Çünkü tam da lise ve üniversite tercihlerinin yapıldığı şu günlerde, hangi okul, hangi öğretmen, hangi üniversite sorusu onların da kafasını kurcalıyor.
MEB, YÖK ve ÖSYM adayları ve velileri daha fazla bilgilendirmeli ki tedirginlikleri azalsın, daha sağlıklı tercihler yapabilsinler!..
Tercih maratonu?
Liselerdeki tercih maratonu okullar açılıncaya kadar devam edecek.
Özel okullardan sonra Anadolu liselerinde de tercih heyecanı yaşanıyor ama ilk 1000’deki öğrenciler bile ya istediğim liseyi kazanamazsam korkusu yaşıyor…
Üniversite tercih süreci ise önümüzdeki hafta başlayacak.
Erteleme olur mu diye bir beklenti içerisine girildi ancak ÖSYM’ye göre, şimdilik böyle bir erteleme söz konusu değil!
Tercihler daha önce açıklandığı gibi 26 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek...
Şu an için yaklaşık 5 milyon öğrenci ve yakınının cevabını aradığı soru şu:
En iyi lise, en iyi üniversite hangisi?
Sorunun cevabı kişiden kişiye değişiyor.
Çünkü nasıl ki cebinizdeki para kadar alışveriş yapabiliyorsanız, lise ve üniversiteye girerken de, hayallerinize göre değil, elinizdeki puana göre tercih yapmanız gerekiyor.
Yoksa derin hayal kırıklıkları yaşayabiliyorsunuz.
Liseler için 25, üniversite için de 24 tercih hakkı bulunuyor.
Enteresan olan, tercih aşamasında hiçbir kuralın olmaması. Yani 200 puanla 400 puanlık bir liseyi de, fakülteyi de tercih edebiliyorsunuz!
Tercih analizlerine bakıldığında da, genelde ilk 5 tercihin, kazanılma şansı neredeyse hiç olmayan lise ya da fakültelere yönelik olduğu dikkati çekiyor.
Ya tutarsa mantığı burada işliyor ve kısa süreli tercih döneminde, hayallere yolculuk yapılıyor. Ta ki sonuçlar açıklanıncaya kadar...
Sıralamanın önemi?
Peki, hayali tercihler yazmanın adaylara bir zararı var mı?
Yerleştirme hangi esaslara göre yapılıyor.
Örneğin, bir liseyi ilk sıraya ya da beşinci sıraya yazmanın ne önemi var?
Yerleştirmede öncelik sırada mı yoksa puanda mı?
Bu soru o kadar çok soruluyor ki en iyisi tüm ayrıntıları sizinle paylaşmak.
Ve siz siz olun, tercih sıralamanızı kendiniz yapın, başkalarına bırakmayın. Çünkü gelecek sizin geleceğiniz...
Okul ve dershanelerin tek hedefleri var, o da başarı oranlarını yükseltmek.
Bu yüzden, bazen gidip kayıt yaptırmayacağınız ya da yaptırsanız da devam etmeyeceğiniz okulları da, tercih listelerine alıyorlar.
Ve bu durum yüzünden derin hayal kırıklıkları yaşanıyor.
Hemen her yıl, üniversiteyi kazanmış yüz binlerce adayın yeniden sınavlara girmesi, biraz da bu yüzden...
Gelelim tercih sıralamasına:
Örneğin İÜ Hukuk Fakültesi’ni 50 bin aday tercih etti ve kontenjanı da 500.
ÖSYM bilgisayarları, bu 50 bin adayı puan sıralamasına göre sıralıyor ve durumlarına tek tek bakıyor.
Eğer önceki tercihlerinden birine girmediyse 1’inci adaydan itibaren kontenjan dolana kadar aşağıya iniyor.
Örneğin, arada 100 öğrenci daha önceki tercihlerine yerleştiyse, onları pas geçip sonraki adaylara yöneliyor ve 600’üncü adaya kadar iniyor.
Bu aşamada, aynı fakülteyi siz birinci sıraya yazdınız, ben de 5’inci sıraya ve benim puanım sizden 0.0001 puan daha yüksek.
Bu durumda, o fakülteye, siz değil ben girerim. Tabii eğer önceki tercihlerimden birine giremediysem.
Yani, yerleştirmede, sıra da önemli ama esas olan puandır...
Peki, tepeye yazılan hayali tercihlerin ya da düşük puanlı okullardan sonra yazılan yüksek puanlı ölü tercihlerin bir sakıncası var mı?
Sınırlı olan tercih sayısını boşa kullanmanın ötesinde hiçbir zararı yok...
Dikkat edilmesi gereken nokta, istek sırasına göre yapılan sıralamadır.
İlk tercihinize yerleştikten sonra, ben aslında üçüncü tercihimdeki fakülteye gitmek istiyordum deme şansınız bulunmuyor!..
Özetin özeti: Tercih deyip geçmeyin! Sizin ya da çocuğunuzun hayatının bundan sonraki bölümüne o sıralama yön verecek!..