CHP lideri Kemal Kılıçdar- oğlu ile dün mini bir Karadeniz turu yaptık.
Önce Samsun Terme’ye, sonra da Ordu Fatsa’ya geçtik.
Terme’de, Cumhuriyet Meydanı’nın adını 15 Temmuz Şehitler Meydanı olarak değiştirenlere, Fatsa’da ise yeni öğretim yılı nedeniyle öğrenci, öğretmen, veli ve iktidara mesajlar verdi.
İlgi fazlaydı ama heyecan yoktu.
Kim olur bilmiyorum ama birileri Kılıçdaroğlu’na kitleleri nasıl heyecanlandıracağını mutlaka anlatmalı. Örneğin genel mesajlar vermeden, yerel mesajlar verme konusunda mutlaka uyarmalı...
Demirel ile ne zaman nereye gitsek, minnacık bir belde de olsa mutlaka dersini çalışır, halkı galeyana getirirdi. Tayyip Bey de bunu çok sık yapıyor. Ama Kılıçdaroğlu, ne Karadeniz’den söz etti, ne de Samsun’dan, Ordu’dan, Fatsa’dan, Terme’den...
Çok önemli tespitlerde bulundu ama sanki televizyonda konuşuyor gibiydi...
Cumhuriyet’i unutturmazsanız
Kılıçdaroğlu ile ilk durağımız Terme’ydi. Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan halka çok kısa seslendi ve meydanınıza sahip çıkın diye Cumhuriyet’i anlattı. Ama sanki, meydanın isminin ne olacağı, halkın pek de umurunda değildi ki fazlaca bir tepki gelmedi!..
Verdiği örnek ise çarpıcı ve ilginçti:
Eğer Cumhuriyet olmasaydı, Torosların bir dağ köyünde büyüyen Ahmet Davutoğlu, Erzincan’ın bir köyünde büyüyen Binali Yıldırım Başbakan, Tunceli’nin kuş uçmaz kervan geçmez bir köyünde büyüyen ben de Genel Başkan olamazdım...
Yaramazlık yapın!
Kılıçdaroğlu, Fatsa’da, CHP’nin son dönemdeki tartışmalı isimlerinden Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a, adeta arkandayım mesajı verircesine, annesi İlhan Hazinedar adına yaptırdığı ortaokulun açılışına katıldı. Yeni öğretim yılıyla ilgili mesajlar verdi. İşe bu konuşmasından önemli satır başları:
Bana bu ülke için ilk önce ne yapmak istersin diye sorsalar, cevabı, Türkiye’nin her tarafını okullarla donatırım olur...
Eskiden kız çocukları okula gitsin, gitmesin tartışmaları olurdu. Şimdi tümü gidiyor ve her anne benim kızım, benden daha iyi yetişsin diyor.
Öğrenciyken, büyüklerimiz ne olacaksın diye sorardı. Vali, hakim, kaymakam derdik ama bize çok uzak gelirdi. Beklentimizin çok üzerinde olan bu meslekleri söylemek bize rüya gibi gelirdi. Ama eğitimle bütün bunları aştık...
Bize bu imkânı sağlayanların Mustafa Kemal ve arkadaşları olduğunu sakın unutmayın! Osmanlı’da okuma yazma oranı kadınlarda binde 8, erkeklerde ise yüzde 7’ydi...
Mustafa Kemal’in önce Millet Mektepleri ve Köy Enstitüleri’ni kurmasının nedeni cehaleti yenmekti. Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, eğitimle taçlandırıl-madıkça, bağımsızlığımızı kazanamayız diyordu...
Çocuklarımıza nasihatim, yaramazlık yapmaktan korkmayın. Yaramazlık hakkınız var. Sakın bir köşeye sinmeyin, sessiz kalmayın!
Merak, hep önderiniz olsun. Ne, neden, nasıl oluyor, biz neler yapmalıyız diye düşünün. Arkadan hep başka meraklar gelecek ve daha güzel, daha iyi bir dünyayı yakalayacağız...
Eğitime yapılan yatırım, dünyanın en verimli yatırımıdır. Eğitime harcanan her kuruş, insanlığa harcanır.
Sevgili öğretmenlerim ellerinizden öpüyorum. Sizlere, hayatım boyunca, hep saygı duydum duymaya da devam edeceğim. Sizler toplum önderisiniz, geleceği inşa eden insanlarsınız.
Aşılması gereken çok sorununuz var, aşılması gerekir, çok iyi biliyorum...
Eğitim üretim demektir. Üretirseniz, dünyada saygın devlet olursunuz.
Biz Güney Kore’den önce otomobil üreten bir ülkeyiz ama onların kaç markası var, bizim bir markamız bile yok.
1960’ta bizim milli gelirimiz Güney Kore’nin üç katıydı, şimdi onlarınki bizim üç katımız. O zaman şunu soracağız: Güney Kore, bunları yaptı da biz niye yapamadık?
İlhan Hazinedar Ortaokulu
Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Osmanlı’nın son döneminde olduğu gibi Cumhuriyet dönemi boyunca da Karadeniz siyasetine damga vuran önemli bir aileden geliyor.
İlhan Hazinedar Ortaokulu’nun açılışında aile şeceresi de uzun uzadıya anlatıldı.
Zincirin son halkası Murat Hazinedar, çocukluğunu anlatırken, “İlkokulu dokuz ayrı okulda tamamladım. Çocukken, bir yandan sokaklarda sol elimi kaldırıp ‘kahrolsun faşizm’ diye bağırırken, öte yandan Kuran kursuna giderdim” örneğini verdi.
Rahmetli annesinin hayır kuruluşlarında başlattığı etkinlikleri onun adına açılan 24 derslikli, 750 öğrencili ortaokulla taçlandırdığını söyledi.
Ak Partili Belediye Başkanı, vali, eski bakanlar, milletvekilleri de vardı. İlgiç olan Sarıgül kontenjanından belediye başkanı olmasına rağmen törende onun olmamasıydı.
Bazı yayın organlarında çıkan, “Başkan’ın annesi adına yaptırdığı okula, müteahhitler destek verdi” haberinin yarattığı rahatsızlığa ise üstü kapalı bir şekilde Vali İrfan Balkanlıoğlu cevap verdi:
“Kendi öz sermayesi ve babasının katkısıyla buraya okul yaptırdı. Paraları da var...”
Özetin özeti: CHP’nin eğitim aşkı şaşırtmadı desek yalan olur. Finlandiya’dan Güney Kore’ye yönelmeleri ise doğru bir açılım...