Yabancı dil hazırlık sınıfı konulsun mu, konulmasın mı?
Konulacaksa, kaçıncı sınıfta konulsun?
Günlerdir bu tartışılıyor.
Sanki tek derdimiz yabancı dilmiş gibi!
Yabancı dil önemsiz mi?
Elbette önemli. Hem de çok önemli...
Hatta sadece İngilizce değil, Almanca, Fransızca, Çince, Arapça, İtalyanca, Japonca, İspanyolca gibi diğer yaygın diller de öğretilsin.
Nasıl bir öğretme yöntemi bulunur, kaçıncı sınıfa başlanır, süresi kaç yıl olur, bütün bunlar ayrıca tartışılır.
Peki ya diğer dersler?
Türkçe, Matematik, Fen, Tarih, Coğrafya, Müzik, Beden Eğitimi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, ve seçmeli dersler, onlar daha mı az önemli?..
Matematikçi matematik hazırlık sınıfı, fenci de çıkıp fen hazırlık sınıfı isterse ne olacak?
Önceliğimiz ne?
Eğitim sisteminin öncelikli hedefi, sınavlara öğrenci hazırlamak ya da yabancı dil öğretmek değildir.
Peki, o zaman nedir?
Temel Eğitim Kanunu’nda bunlar tek tek belirtilmiştir ama nedense başta MEB olmak üzere hiç ama hiç kimse açıp da bunu okumuyor.
Çünkü kendi öncelikleri, ülkenin, öğrencinin, velilerin önceliklerinin önüne geçiyor.
İyi bir yurttaş yetiştirebiliyor muyuz? Hayır!
Donanımlı gençler yetiştiriyor muyuz? Hayır!
Sorun üreten değil, sorun çözen bir eğitim anlayışımız var mı? Hayır!
Müfredat programlarımız ve dersler günün koşullarına uygun mu? Hayır!
Milli ve manevi değerlere saygılı, hoşgörülü nesiller yetişti mi? Hayır.
Eğitim sistemimiz, ezbere dayalı, sınav-dershane odaklı ve maalesef en yakın arkadaşını bile rakip olarak gören ve başarı için her şeyi mubah gören bir noktaya geldi.
Sanki asıl üzerinde durulması gereken de bu!..
Eğitim, sil baştan
Eğitim sistemimizin tepeden tırnağa değişmesi konusunda hemen herkes hemfikir.
Ama her defasında köklü bir reform gerçekleştirileceğine, zaten bozuk olan sistemi daha da bozmanın ötesine geçemiyoruz.
Çünkü eğitime pedagojik olarak değil, ideolojik olarak bakıyoruz.
Bu yüzden de bir türlü sonuç alamıyoruz.
Ve en önemlisi de eğitim, sadece iktidarların değil, muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, öğretmeniyle, velisiyle herkesin ortak paydada buluşacağı bir alan.
Ben ne istersem o olur dediğiniz zaman, sonuç almanız mümkün değil.
ANAP döneminde, Ak Parti döneminde olduğu gibi, uzun süre tek başına iktidar da olsanız, eğitimin yumuşak karın olmasının önüne geçemiyorsunuz!
Ciddi anlamda devlet ya da parti politikalarının olmaması ve gelen bakanların, eğitim geçmişlerinin bulunmaması, yaşanan sıkıntıların en önemli nedeni...
Özetin özeti: Eğitimde neyin önemli, neyin önemsiz olduğu, bakanlara, partilere, iktidarlara ya da döneme göre değil, milletin ortak iradesi ve sarsılmaz bütünlüğü çerçevesinde düzenlenmelidir..