Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gazeteci olarak Türkiye’nin son kırk yılına tanıklık eden Nazlı Ilıcak, dünden bugüne yaşananları değerlendirdi. Öğrencilerin sorularını cevaplandırdı.
Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde gerçekleşen Genç Bakış’ta, Ilıcak’ın sivri söylemleri nedeniyle, zaman zaman gergin anlar yaşandı. Ilıcak liderler değerlendirmesi yaparken, Demirel ve Ecevit’i en demokratlar olarak değerlendirdi, Cumhurbaşkanı Gül’ü sükunetli, Başbakan Erdoğan’ı da duygusal ve başarılı buldu...
İşte programdan satır başları:

Ak Parti otoriterleşiyor
- Ak Parti’de bir otoriterleşme görüyorum ama bir vesayet sistemi kuracaklarını düşünmüyorum.
- Açlık grevlerinin çözülmesini çok arzu ediyorum. Eğer kayıplar yaşanırsa ülkemiz daha da gerilir.
- Türkiye’de kusurlu bir demokrasi var. Ben ön seçimlerle milletvekillerinin seçildiği bir seçim sistemi olsun istiyorum.
- Protesto eden gençlere karşı polisin zaman zaman şiddet uygulamasını tasvip etmiyorum.

Ben YÖK’e karşıyım
- Ben de YÖK’e karşıyım özerk üniversitelerden yanayım.
- Harçların tamamının kaldırılması için verilen mücadele çok haklı ben de destekliyorum.
- Yargılanan kişilerin sırf cezaevinden çıksın diye milletvekili adayı gösterilmesi doğru değil. Serbest bırakılmalılar ama milletvekili oldular diye değil. Mesela Mustafa Balbay 4 senedir içeride. Neden? Ne yapmış olabilir Balbay? Bence tutuksuz yargılanmaları daha uygun.
- Şemdin Sakık bir PKK itirafçısı. Bazı şeyleri o bilebilir ve bize o anlatabilir. Bazı şeylerin perde arkasını anlatıyor. Her şey sadece onun tanıklığıyla olmuyor. O komutanlar onun tanıklığıyla tutuklanmadılar.
- Ben Ergenekon diye bir yapılanma olduğuna yüzde yüz inanıyorum ama çok yanlış bir yargılama usulüyle dava çok karmaşık hale getirildi.

Atatürk’ü beğeniyorum!
- Türkiye’de büyük bir kesim Atatürk’ü beğenir ben de bu çoğunluğun içindeyim. Benim ne Atatürk’le ne Türkiye Cumhuriyeti ile ne de laiklik ile bir derdim yok. Ama bugün Kemalizm tepeden inme, bir şeyi baskıyla kabul ettirme anlamında kullanılıyor. Atatürkçülükanlamında değil. Ben insanlara şekil vermeye karşı çıktım.
- Atatürk kendi çağında çok büyük işler başardı. Ama artık o çağda kaldı. Tabii ki bize bir istikamet gösterdi ama hep Atatürk ne demişti, onun hiçbir sözüne dokunmayalım, onu bir tabu haline getirelim, bu yanlış. Onun gösterdiği istikamete de moderniteye de aykırı. Aslında Türkiye’de pek çok insan Atatürk’ü onaylıyor, pek çok insan Atatürkçü, ben de Atatürkçü olarak yetiştim, torunum da öyle büyüyor. Ben sadece zihinler dogmalardan kurtulsun, özgürleşsin, düşünsün diyorum. Bu bir Atatürk düşmanlığı değildir.
- Gençliğe Hitabe’deki ‘Damarlarındaki asil kan’ lafı benim görüşüme göre ırkçı bir yaklaşım.
- Başkanlık sistemine ben de karşıyım. Erdoğan başbakanlıktan ayrılacağı sözünü verdi. Cumhurbaşkanlığı’na çıkarken yetkileri ile birlikte daha başarılı olacağını düşünüyor. Ama biz insanına göre sistem ayarlayamayız. Başkanlık sisteminin giderek otoriterleşeceğini düşünüyorum, sakıncalı buluyorum.

Gül-Erdoğan farkı
- Abdullah Gül olaylara suhuletle yaklaşan çok kontrollü bir insan. Tayyip Erdoğan daha duygusal, içinden geçeni hemen dışa vuruyor ama aralarında çok derin bir ihtilaf olduğunu sanmıyorum.
- AK Parti’nin örgütlenmesi tıpatıp Refah Partisi üzerine bir örgütlenme. Çalışkanlık oralardan kaynaklanıyor. Fakat AK Parti’de bir Batı düşmanlığı yok. İkincisi o şekilde din istismarcılığı yok. Benim bildiğim kadarıyla Fazilet Partisi evlere gidip propaganda yaparken din referansı kullanıyordu. Ama AK Partililer propaganda yaptığınız yerlerde dini referans kullanmayın diye tembih edildiler. O yüzden AK Parti’de bu anlamda bir dini istismar olmadığını, olsa bile istisnai bir durum olduğunu düşünüyorum.

29 Ekim yanlıştı!
- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yapılanların yanlış olduğunu ben de söyledim, AK Parti’nin içinden pek çok isim de söylüyor. Onlar da o tablodan pek memnun kalmadılar. Ama ben size ne kadar anlatsam da bunlar cumhuriyet düşmanı değil, bayrak düşmanı değil. O manzara onu çağrıştırıyor.
- AK Parti ile cemaat arasında büyük bir ihtilaf ya da cemaati tutanların AK Parti’ye oy vermeyeceği gibi bir durum olduğunu sanmıyorum. Bazı olaylarda cemaatin yaklaşımı farklı. Mesela ben tahmin ediyorum ki 29 Ekim’deki yasaklamalara mutlaka ve mutlaka bir eleştiri getirmiştir.

Tek kelime ile liderler
Celal Bayar: İrade
Adnan Menderes: Hassasiyet
Süleyman Demirel: Özgürlük
Bülent Ecevit: Şair
Çiller: Arkadaşım
Mesut Yılmaz: Başarısız
Kenan Evren: Zalim
Tayyip Erdoğan: Başarı
Özetin özeti: Nazlı hanım, konuşmayı seviyor. Hem de çok. Yarattığı fırtına ise sanki onun için hiç önemli değil...