Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

0-6 yaş arası çocuğu olan ebeveynlerle gerçekleştirilen “Dijital Çağda Ebeveynlik” araştırmasına göre, ülkemizde çocuklar, teknolojiyle henüz 2 yaşındayken tanışıyor

Ebeveynlerin en çok zorlandığı konuların başında teknoloji karşısında çocuklarına doğru model olmak geliyor. Türk-Alman Üniversitesi tarafından geçen yıl, Türkiye çapında 0-6 yaş aralığında çocuğu olan 1.000 ebeveynin katılımıyla gerçekleştirilen “Dijital Ebeveynlik Türkiye” araştırmasının sonuçları, bir süre önce yayınlandı. Buna göre, Türkiye’de teknolojiyle tanışma yaşı 2. Ebeveynler, internetin içerdiği tehlikelerin farkında olmakla birlikte, bu konuda bilgi sahibi olanların oranı çok düşük. Türk-Alman Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Elif Posos Devrani araştırmayla ilgili, “Aileler, riskleri tanıdıkça ve hangi adımları atabileceklerini öğrendikçe, teknolojiyi tehdit olarak değil, fırsat olarak görmeye başlıyor. Bu değişim de iki yoldan geçiyor: ailelerin dijital okuryazarlık seviyelerinin artırılması ve çocukla ortak dijital deneyimler” diyor.

Haberin Devamı

Teknolojiye 2 yaşında merhaba

Dijital ebeveynlik haritası

Görüşülen ailelerin cevaplarına göre, çocukların yüzde 75’i, 2 yaşını doldurmadan teknolojik cihazlarla temasta oluyor. Aynı şekilde çocukların yarısından fazlası 2 yaşını doldurmadan internetle tanışıyor.

Ebeveynlerin  internete bakışı

Ebeveynler, çocuklarının interneti en çok eğlence amaçlı oyun ve videolar için kullandığını düşünüyor. Bunu eğitim amaçlı videolar izliyor.

Ebeveynlerin çoğu (yüzde 44.6’sı), çocuk gelişimine dair bilgi elde edebildiği, eğitim amaçlı video ve oyun olarak kullanıldığı ve çocuğunu oyaladığı için, internetin ebeveynliği kolaylaştırdığını düşünüyor.

Öte yandan yüzde 25.6’sı ise ebeveynliği zorlaştırdığı görüşünde. Gerekçeleri; zihinsel gelişimi ve ruh sağlığını olumsuz etkilemesi, bağımlılık yapması, eğitimi/dersleri olumsuz etkilemesi.

Ebeveynler interneti ne kadar iyi “biliyor”?

Ebeveynlerin yarısına yakını interneti çok iyi bildiklerini düşünüyor. Ancak “dijital uçurum”, “dijital vatandaşlık” gibi kavramları bilenlerin sayısı çok düşük. Güvendikleri bilgi kaynaklarını, “bilgilendirici web siteleri, çocuk doktoru/psikoloğu ya da aile ve arkadaşlar” olarak sıralıyorlar.

Haberin Devamı

Ebeveynlerin internete dair risk algısı

“İnternet kullanımının çocuğunuz için ne kadar riskli olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusuna ebeveynlerin cevabı:

Çok riskli yüzde 34.8

Orta riskli yüzde 51.7

Az riskli yüzde 12.2

Hiç riskli değil yüzde 1.3

Risk faktörleri sorulduğunda cevaplar:

Yanlış ve zararlı bilgilere erişebilmeleri

Kişisel gelişimi olumsuz yönde etkilemesi

Cinsel ve şiddet içerikli sitelere erişebilmeleri

Paylaşan ebeveynler:

Sharenting Ebeveynlerin sosyal medyada çocukları hakkında içerik paylaşma ile ilgili görüşleri:

Çocuğu hakkında istediği içerikteki paylaşımı yapma yetkisine sahip olduğunu düşünen ebeveyn oranı yüzde 67.

Aynı yetkinin diğer ebeveynde de olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 54.

Okulun/bakıcının/akrabaların çocuk hakkında paylaşım yapma yetkisi olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 8.

Dijital ebeveynlik haritası

“İçeriğe odaklanın”

Araştırma sahibi Dr. Elif Posos Devrani, şu önerilerde bulunuyor:

Haberin Devamı

Çocuklara zaman kısıtlaması koyarken, bu kısıtlamaları ekransız aile zamanlarına çevirmek çok önemli. Önce kendimize şunları soralım: Çocuğunuz sizinle konuşurken ona değil de akıllı telefona ya da tablete baktığınız zamanlar ne kadar sıklıkla oluyor? Sizce bu durum, çocuğunuza nasıl hissettiriyor? Dijitalleşen dünyada ve esnek çalışma saatlerinde birçok anne babanın bunu yapmak zorunda kaldığını biliyoruz. Ama bu durumu çocukla paylaşmak çok önemli.

“Tableti hemen kapatıyorsun!” gibi sert çıkışlar, diyalog için sağlıklı değil. O an çocuğunuzun ne yaptığını, neyle meşgul olduğunu göz önünde bulundurarak ekran süresinin bitmeye yakın olduğunu hatırlatmak daha doğru bir yaklaşım.

Ailenin tüm fertleri için geçerli olan kuralları hep birlikte koymak, istisnalar üzerine konuşup birbirini anlamak çok önemli. Bu sebeple ailecek oturup bir “aile medya planı” yapılabilir. Aile medya planı, çocuğu da karar mekanizmasının içine alan, kendi koyduğu ya da koyulmasına razı olduğu kurallara uyumunu kolaylaştıran, anne-babadan beklentilerini açıkça söylediği bir zemini de sağlar.

Çocuğun davranış ve günlük rutinini bozan bir durum yoksa zamandan çok içeriğe odaklanmak gerek. Çocuğunuz çevrimiçi iken neler yapıyor? Hangi oyunları oynuyor? Hiç çevrimiçi oyunlarını onunla birlikte deneyimlediniz mi? Aileler, riskleri tanıdıkça ve hangi adımları atabileceklerini öğrendikçe, teknolojiyi tehdit değil, fırsat olarak görmeye başlıyor. Bu değişim de, iki yoldan geçiyor: Ailelerin dijital okuryazarlık seviyelerinin artırılması ve çocukla ortak dijital deneyimler.

Çocuklarımıza dair yapılan paylaşımlarda gösterdiğimiz yetki verme titizliğini, kendi sosyal medya davranışlarımızda ne kadar dikkate aldığımızı sorgulamamız gerekiyor.