Son dönemde, sosyal medya üzerinden “çocuk kabul etmeyen mekânlar” konusunda hararetli bir tartışma sürüyor. Başka ülkelerde de durum çok farklı değil
Oteller ve restoranlar başta olmak üzere bazı mekânlar, “huzurlu bir atmosfer” sağlamak ve çocuksuz gelen müşterileri memnun etmek, etrafa verilebilecek zararı azaltmak gibi gerekçelerle çocuk almıyor ya da yaş ve saat sınırı koyuyor. Çocuksuz alanlara ihtiyacımız olduğu bir gerçek, peki bunu ayrımcılık yapmadan nasıl çözeceğiz? Belki de gürültü yapan ve kurallara uymayan yetişkinlerin giremediği mekânlar yaparak…
Biz ne yaşadık?
Geçen hafta arkadaşım ve kızımla Bodrum Zai’ye gittik. Uzun zamandır merak ediyor, bir kahve içmek ve mekânı gezmek istiyordum. Ancak gitmeden önce, 15 yaş altındaki çocukları kabul etmediklerini öğrendim. Önce şaşırsam ve arkadaşımla oturamayacağım için üzülsem de benim açımdan sorun olmadı. Kızım nedenini öğrenmek ve kapıdan bakmak istedi. Çünkü yasaklar her
Olimpiyatlardan 13 madalyayla dönen sporcularımız göğsümüzü kabarttı. Çocukları spora yönlendirme ve sporcu yetiştirme konusunda yeniden umutlandık. Peki, ama hangi yaşta, hangi spor? Spor motivasyonu nasıl sağlanır? Prof. Dr. Turgay Biçer ile olimpiyat sporcusu olma yolculuğunu konuştuk
Pandemi ve orman yangınlarının yol açtığı sıkıntılı günlerde, olimpiyatlardan 13 madalyayla dönmemiz biraz olsun nefes almamızı sağladı. Gencecik sporcularımızın büyük başarıları hepimizi gururlandırdı. Marmara Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı ve Egzersiz ve Spor Psikolojisi Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Turgay Biçer ile çocukların spora yönlendirilmesi ve sistemin işlemesi için gerekli adımları konuştuk.
Çocuğumuzun yeteneğini nasıl keşfedebilir ve nasıl destekleyebiliriz?
Her çocuk bazı yatkınlıklarla doğar buna yeti denir. Yetenek bu yetilerin işlenmesiyle olan bir durum. Önemli olan çocuğun ilgisi ve çevrenin uygunluğudur. İlgi neredeyse enerji oradadır. İlgisi doğrultusunda yönlendirilen çocuk; bulunduğu ortam uygunsa ve
Seller, müsilaj ve kül olan ormanlar; yitip giden doğal hayat, hayvanlar, canlar… Bunların ruh sağlığımıza etkileri, bizde kronik kaygı bozukluğu “eko-anksiyete” yaratıyor; peki bu kaygıyla nasıl baş edebiliriz?
Günlerdir ülkemizde yaşanan en büyük orman yangını felaketiyle mücadele ediyoruz. Paylaşılan görüntüler yüreklerimizi parçalıyor. Dünya genelinde ise sel, fırtına, yangın ve deprem gibi afet haberleri peşi sıra geliyor. Uzmanların yıllardır uyardığı iklim krizi, kapımızdan girdi. Tüm bunlar, geleceğimizle ilgili ciddi kaygı yaşamamıza neden oluyor. Öyle ki, bu sebeple çocuk sahibi olmayı reddeden yetişkinler var. 2017’de Amerikan Psikiyatri Derneği (APA) tarafından, “çevresel felaketin kronik korkusu” olarak tanımlanan “eko-kaygı”, son yıllarda özellikle gençler ve çocuklar arasında hızla yayılıyor. Yaşadığı her an karbon ayak izi bıraktığı için endişeli ve sorumsuz yetişkinlere öfkeli gençlerle sarılı çevremiz. Günümüzün gençliği, çevre bilinci konusunda
Vaka sayılarındaki artış akıllara aynı soruyu getiriyor: Okullar açılabilecek mi? Amsterdam VU Üniversitesi’nden Dr. Cesuroğlu, “Okulları kapalı tutmak çözüm değil. Okullar mutlaka açılmalı, bunun telafisi yok” diyor
Büyük bir kesim okulların bir an önce açılmasını savunurken, bir kesim de endişeli. Amsterdam VU Üniversitesi Toplum Sağlığı Uzmanı, Türk Tabipleri Birliği Pandemi ve Okul Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu ile hemen herkesin aklındaki soru işaretlerini konuştuk.
Okulların açılmasından tereddüt eden bir kesim var. Bunun virüsün yayılmasındaki rolü nedir?
Şurada anlaşalım: pandemide dahi normal olan okulların açık tutulmasıdır. Türkiye’de ise; okulların kapalı tutulması normal bir şey, ancak vaka sayıları çok düşer, aşılama belirli bir orana gelirse okullar açılabilirmiş gibi bir anlayış var. Dünyadaki bütün otoriteler okulların açılmasının bu tür şartlara bağlanamayacağını, pandemi süresince ne yapıp edip okulların açık tutulması gerektiğini belirtiyor.
Son yıllarda eğitimdeki popüler kavram “kodlama”. 3 yaştan itibaren, kodlama eğitimi vermeyen okul neredeyse yok. Peki, nedir bu kodlama eğitimi ve ne işe yarar?
Okul öncesinden itibaren, neredeyse tüm okullar “en iyi kodlama eğitimi bizde” reklamı yapıyor. Yaz okulları ve online aktivitelerde bile kodlama var. Çocuğuna kodlama eğitimi aldırmamış veliye uzaylı gibi bakılıyor. Peki, kodlama eğitiminin gerçekte ne olduğunu, hangi amaçla kullanılması gerektiğini, çocuklar için ne kadar gerekli olduğunu biliyor muyuz? Yoksa bu konu da diğer pek çok kavram gibi bir süre sonra unutulup gidecek mi? Yıllardır bu alanda çalışan çok değerli uzmanlara sordum.
ETZ Eğitim Danışmanlık Kurucusu Dr. Işıl Boy Ergül:
“Her kodlama çalışmasının içi dolu değil”
Nedir bu kodlama ve hangi yaşta başlamalı?
Küçük yaş grubunda bahsedilen kodlama daha çok sıralı işlem kurma ve algoritmik düşünme becerileri üzerine kurgulanır ve bu beceriler kodlamanın ileri seviyeleri için önemli bir zemin oluşturur. Kodlama eğitimleri; problem
Tatilin başlamasıyla dijital oyuna ilgi arttı. Pandeminin de tetiklediği dijital oyun bağımlılığı, çocukların uygunsuz içeriklere maruz kalma oranını da artırıyor. Çocuklarımızı şiddet görüntülerinden ve uygunsuz içeriklerden nasıl koruyacağız?
Pandemi ve şimdi de yaz tatiliyle çocukların ekran kullanımı katlanarak arttı. Bu da dijital oyun tüketimini tetikledi. Ekran bağımlılığının yanı sıra çocuklar küçük yaşlardan itibaren şiddet, cinsellik, küfür gibi pek çok uygunsuz içerikli oyunla temas ediyor.
Çok masum görünen bir oyunun içinden bile dehşete düşüren görüntüler çıkabiliyor. Üstelik pek çok araştırma, düzenli olarak şiddet içeren içeriklere maruz kalan çocukların, şiddete eğilimlerinin de arttığını gösteriyor. Peki, çocukları bu uygunsuz içeriklerden nasıl koruyacağız? Daha doğrusu, uygun içerikleri seçmeyi ve şiddet dolu bu dünyanın içinde şiddeti tercih etmemeyi onlara nasıl öğreteceğiz?
Bu çok önemli konuyu, teknoloji
Sosyal medyada çocukların fotoğrafları da filtreleniyor. Bu konuda Norveç Çocuk ve Aile İşleri Bakanlığı, örnek alınması gereken bir yasa çıkardı. Filtreli fotoğraf paylaşan ünlüler, influencerlar bunu belirtmek zorunda kalacak; aksi halde cezaya tabi tutulacak
Sosyal medyada kullanılan filtrelerin, beden algısı üzerinde yaptığı olumsuz etkiler uzun zamandır tartışma konusu. Özellikle ünlü kişilerin fotoğraflarını filtrelemesi ve standart bir güzellik algısı yaratılması nedeniyle sosyal medyada gördüğümüz herkes birbirine benziyor. Bağımlılık yapan filtreler yüzünden, bir süre sonra aynada gördüğümüz insandan mutsuz olmaya başlıyoruz. Daha da korkuncu, sosyal medya üzerinden para kazanan, reklam paylaşımları yapan influencer’lar, çocuklarını da filtreli olarak paylaşıyor. Bu konuda Norveç Çocuk ve Aile İşleri Bakanlığı, tüm dünyanın örnek alması gereken bir yasa çıkardı.
Norveç Çocuk ve Aile İşleri Bakanlığı’nın kararına göre, Instagram, TikTok, Facebook, Snapchat ve Twitter gibi
Çocuklarla tatile hazırlanırken tüm olasılıkları hesaplamak, minimum eşyayla maksimum ihtiyacı karşılamak gerekir. Bavul hazırlamadan önce verdiğimiz ipuçlarına göz atın
Çocuklu tatil hem keyifli hem zahmetli. Tatilde tüm gün yatmak yerine, aksiyon sevenlerdenseniz, çocuklu tatilden de zevk alabilirsiniz. Küçük yaştan itibaren, çocukları seyahate, farklı yerlerde kalmaya alıştırmak, ilerisi için büyük kolaylık. Bu sayede, hayatın sürprizlerine, anlık değişimlere hazırlıklı bireyler yetiştirmiş oluyoruz bana göre. Hayat her zaman ev konforunda değil ne de olsa! Yaz tatili planları yaparken, çocuklu tatile çıkış rehberi hazırladık. En pratik şekilde nasıl valiz hazırlanır ve seyahat edilir? Buyurun yazımıza…
Her zaman listeniz olsun
Kızımla doğduğu andan itibaren gerek iş gerek gezi amaçlı çok seyahat ettik. Uygun olan hemen her yere onu da yanımda götürdüm. Çocukla seyahatin olmazsa olmaz eşyası var. Bu herkes için değişebilir. Bunları belirleyip bir liste yapın. Bu liste her zaman hazır bulunsun. Çocuğunuz