Ekonomi konusunda gazete köşelerinde yazı yazanlar da tarih veya siyaset yazarları gibidir:
- Sürekli biçimde, mevcut hükümetlerin, bürokratların ve onların politikalarının aleyhinde veya lehinde yazanlar. Bunlar, genellikle sınıfsal çıkarlarını gözetirler. Ekonomi politikalarının tümüyle dünya çapında yönlendirildiğini düşünürler. Ekonomik ve siyasi her yeni gelişmeyi, yarattıkları veya inandıkları bir komplo teorisinin içine yerleştirirler. Onlara göre, ekonomik ve siyasi olaylar, tamamen, bir sömürü düzenine ve/veya ülkenin bölünmesine ve/veya rejimin değiştirilmesine hizmet etmek üzere yönlendirilmişlerdir.
- Bazılarının birkaç şapkası vardır. Örneğin, yazarlık yaparken, aynı zamanda danışmanlık da yaparlar. Bunların bazıları, yazarlıkları sırasında, şapka değiştirmeyi unutup, inanmasalar da danışmanlık yaptıkları sistemi savunurlar.
Bazıları dışarıda parayla ders-konferans verir, ansiklopedi vs. yayımlarlar, para veya sponsorluk karşılığı TV programları yaparlar. Zaman zaman şapka değiştirmeyi unuttuklarında, kendilerine maddi çıkar sağlamayanların aleyhinde yazarlar, konuşurlar. Bazılarının, çaktırılmasa bile, iş takipçiliği vardır. Onlar da şapka değiştirmeyi unutabilirler.
‘Korocu’ yazarlar
- Yazarların bazıları üretkendirler. Zaman zaman yeni düşünceler ortaya atar, olaylara yeni bakış açıları geliştirirler. Bazılarının ise, üretkenliği yoktur. Bunlar, ekip halinde çalışırlar. Bu ekibe dahil olan her yazar, aynı görüşü savunur. Çünkü, sık sık bir araya gelip grup liderinin düşüncelerini almışlardır. Bunlar, “televoleci” değil, “korocu” olarak anılırlar. Birbirlerine TV programı veya köşe yazarlığı ayarlayıp karşılıklı kafa sallamak eğilimindedirler. Yine de, sayılarının çokluğu nedeniyle, sistemi en çok etkileyen, yıkılamaz kaleler durumundadırlar. Hep birbirlerini “en iyi” gösterdikleri için, hem “hakem” hem “aday” durumundadırlar ve sonuçta, hep kazanırlar.
- Bazıları, köşe yazısı değil, aslında, kitap yazarlar. Bilirsiniz ki, yazılarını toplar biriktirirseniz, bir kitap olacaktır. Bunlar, güncel olayları atladıkları ve yazılarını süsleyemedikleri için, pek okunmazlar. İşi bilenler, yazılarının çoğunun tercüme olduğunu bilseler de, kaynak göstermedikleri veya yazılarında en azından kaynağın adını geçirmedikleri için, “bilimsel” ve “ iyi” sayılırlar. Dedikleri tam anlaşılmadığı için, en çok saygı duyulan yazarlar bunlardır.
Çoğu ekonomi yazarında, yukarıdakilerin bir karışımı vardır. Pek çoğunun pratik tecrübesi yoktur. Pek çoğu, suya sabuna dokunmama eğilimindedir. En çok sevilenler de bunlardır.
Sanılanın aksine, yazarlar, ne siyasileri ne de bürokratları fazla etkilemezler; sadece, bazı kesimleri biraz yönlendirebilirler. Etkileme bakımından, gazete ve TV haberleri ve bunların manşetleriyle veriliş biçimleri önemlidir.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024