Bu teşvik paketi krize çare değil. Genel anlamda, üretimi artırmak amacıyla gündeme getirilmiş. Çünkü, kriz mevcut şirketlerin durumunun bozulmasıyla ortaya çıkar. Krizle mücadele sırasında da mevcut şirketlerle ilgili tedbirler gündeme gelir. Bütün dünyanın yaptığı şey de budur. Ama, bizimkiler daha cin davranıp “daha kalıcı” tedbirler alıyorlar.
AKP uzun süredir iktidarda. Şimdiye kadar, dışarıdan sıcak parayı çekmek uğruna her şeyi yaptı. Şimdiye kadarki dönemde, üretici ve ihracatçı hiç düşünülmedi. Sonuçta, işsizlik çığ gibi arttı. Global krizin etkisi de sorunları katladı. Anlaşılan, hükümet “teşvik paketi” ile, yaptığı hatadan dönüyor. Bu teşvik paketiyle, fabrikalarını teşvik edilen bölgelere taşıyan mevcut tekstil ve deri üreticilerinin sorunları da hafifletilecek.
Aslında, tekstil sektörünün desteklenmesinden yavaş yavaş vazgeçilmeliydi. Çünkü, bu sektörün dünya rekabeti çok arttı ve üretimlerden kâr edilmesi güçleşiyor. Yine de, şimdi yapıldığı gibi yer değiştirerek, son bir kez maliyetlerin düşürülmesi denemeye değerdi. Ama, maalesef bu sektördeki üretimin hepsi için değilse de büyük çoğunluğu için, işler zor.
Ancak, bu paket dengesi bozulan mevcut şirketlere bir fayda sağlamayacak. Dolayısıyla, mevcut şirketler için ek tedbirler gerekiyor. “Eldeki kuş, her zaman daldaki kuştan önemli” olmalıdır. Üstelik, mevcut şirketler için “yatırımın gerçekleşme süresi” de gerekmiyor. Tedbirler hemen devreye sokulabilir. Yani, bu teşvik paketi iyi de; mevcut üreticiler için, yepyeni bir kurtarma paketi açılmasını gerektiriyor.
Teşvik paketi krizle mücadele amacı taşımadığı için, IMF anlaşması, bir süre daha gerçekleşmeyecektir. Çünkü, açıklanan “teşvik paketi”nin kaynakları için ne söylenirse söylensin, kaçınılmaz kaynak, Merkez Bankası’nın para basması veya Hazine’nin ilave borçlanmasıdır. Bunları da IMF kabul etmeyecektir.
Ancak, bana “Hükümetin yaptığı doğru mudur?” diye sorarsanız, “Doğrudur” derim. Çünkü, “üretim” her şeyden önemlidir. Ama, ben olsam, mevcut şirketler için de yeni ek bir “teşvik paketi” açardım.
Küresel üretim biçimi
Teşvik paketlerinin enflasyonu artıracağı savı da doğrudur. Ama, artık, “küresel üretim biçimi” gündeme sokuldu. Para hareketleri çok büyük. Bu durumda, enflasyona neden olmadan veya enflasyondaki küçük artışlarla, durumu kurtarabiliriz. Sonuç olarak, teşvik paketinin, krize çare olmayacağını ama, ekonomimizin mutlak ihtiyacı olan bir paket olduğunu düşünüyorum. Sanılanın aksine bu paketle, vergi gelirlerinin de düşmeyeceği görüşündeyim.
Çin dünyayı kurtarır mı?
Son aylarda yoğun olarak, ekonomik krizden çıkışa Çin’in önderlik edeceği konuşuluyor. Bilderberg ve Forum İstanbul dahil, son aylarda yapılan tüm ekonomik forumlarda, Çin’in global kriz karşısındaki durumu irdelendi. Gerçek olan, Çin‘in global krize rağmen büyümeye devam etmesi. Ama, global krizden çıkışta bir lokomotif olabileceğini sanmıyoruz. Kendisini kurtarabilir, ancak, başkasına ve ABD’ye faydası kısıtlı olabilir.
Bakın, Çin ile ilgili gerçekler nasıl:
- 2008’in son çeyreğinde, Asya ülkelerinin Çin’e ihracatları, yüzde 50 düşerken, ABD’ye ihracatları yüzde 17 düştü. Yani, Asya ülkelerinin Çin’e ihracatlarındaki düşüş, ABD’ye olan ihracatlarındaki düşüşten 3 kat büyük. Çin’in, Asya ülkelerinden mal ithal eden lider ülke olduğunu düşünürsek, Çin’in başı ağrıdığında, diğer Asya ülkelerinin nezle olduğunu söyleyebiliriz.
- Latin Amerika ülkeleri Çin’e büyük ölçüde mal satıyor. Çin’de yüzde 1’lik bir büyüme bu ülkelerde yüzde 2.4’lük bir büyüme (OECD’ye göre) sağlıyor. Tabii, tersi de geçerli.
- Çin, krizde bile yüzde 6-8 büyüyecek. Asya ülkelerinin tümünde iç talep artıyor. Bu durumda, krizden ilk çıkacak ülkelerden biri Çin olacak; bu durum, sınırlı da olsa, başkalarına da katkı sağlar.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024