Merkez Bankası, faiz oranlarını ciddi biçimde düşürerek, gecelik faiz verme oranını yüzde 11.5 olarak belirledi. Buna paralel olarak, bankaların mevduat faizleri ve kredi faizleri de düşecek. Bu indirimden, en büyük karı, en çok borçlanan kurum olan Hazine, yapacak.
Faiz indirilmesi, bu aşamada yapılması gereken bir uygulama idi. Ancak, aşağıdaki 3 konuda Merkez Bankası çok dikkatli olmalı:
a) Faiz indirimleri, kredi oranlarına yansımayabilir. Bu konunun takibi için, BDDK’nın uyarılması lazım. BDDK, uygulamalar konusunda Merkez Bankası’na günlük rapor vermeli.
b) Faiz indirimleri, krizin yavaşlamasıyla birlikte yeniden başlayacak olan sıcak para girişini, engelleyebilir. Merkez Bankası, faiz indirerek, sıcak paracı yabancıların karlarını azaltıyor. Dışarıdan borç alarak, Türkiye’de yatırma modası da(Carry-Trade) sona erebilir.
c) Faiz indirimi, belki ekonomi tarihimizde ilk kez, sıcak para girişini yavaşlatacağı için, borsa endekslerine olumsuz bir etki yapacak. Tasarrufların Türk Lirası’ndan vazgeçip, dövize yönelme olasılığı da var.
TL ve ruble ile ticaret doğru!
Global kriz, dış ticareti zorlaştırıyor. Bizim ihracatçılar da, çıkış yolu olarak, “TL veya ruble” ile alıp satalım diyorlar. Bu mümkün, ama uluslar arası ticaret prensiplerine aykırı. Çünkü, ne TL ne de ruble “kabul edilir ve üzerinden işlem yapılır (convertibl hard currency)” niteliğinde para değil.
1929 dünya krizi sonrasında, ülkeler arası ticareti artırmak amacıyla, en ilkel ticaret biçimi olan “takas”a başvurulmuştu. TL veya ruble ile ticaret yapılması girişimi, bana o günleri hatırlatıyor. Merkez Bankası’nda, ikili anlaşmaları takip ve likide (clearing) etmek amacıyla kurulan Müdürlüğün adı, Anlaşmalar Müdürlüğü idi. Başka çare kalmamışsa, TL ve ruble ile dış ticaret yapılabilir. Ancak:
İki ülke arasındaki alışveriş farkı
a) Bu ticaret sırasında, devletler veya devlet kurumları araya girmemelidir. Devletin yapacağı, sadece, sistemin kurulmasına yardımcı olunmasıdır. Aksi takdirde, fatura devletlere çıkar. Özal’ın Irak’ta TL ile ticaret girişimi, bize milyarlarca dolara mal olmuştur.
b) Ruslar, alışveriş konusu mal listesi yapıp, petrol ve doğal gazı liste dışı bırakmak isteyeceklerdir. Bu istek, zaten sistemin bir anlamda daralmasına ve TL ile ruble’nin alternatif ödeme aracı olamamasına neden olacaktır.
Yapılması gereken, mümkünse, iki ülke arasındaki alışveriş farkının, Rusya tarafından petrol veya doğalgaz ile, bizim tarafımızdan mal ve hizmet satılarak kapatılmasıdır.
c) Bu konuda işlem yapmaya hazırlanan Türk ve Rus bankaları ortak bir çalışma yaparak, günlük TL/ ruble alım ve satım fiyatlarını açıklamalı ve bu fiyatlardan değişimi kabul etmelidir.
Ege Cansen’in dediği gibi: “Denize düşen yılana sarılır; yılan da onu sokar.” Sonunda, yılanın hangi tarafın elinde kaldığı da önemli.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024