Bravo Merkez Bankası. Yıllardır özlemi duyulan politikalar devreye sokuldu. Hem yasal karşılık oranları düşürüldü, hem de bu sıkışık dönem için, ihracat reeskontuna yeşil ışık yakıldı.
Dünyada başarılı merkez bankaları, bilançoları bastıkları paraya, yani, dolaşımdaki banknotlara mümkün olduğu kadar yakın olan merkez bankaları olarak gösteriliyor.
Bizim Merkez Bankamız, 1985 öncesi reel sektöre de kredi verirdi. Bunlar, orta vadeli krediler veya ihracat destek kredileriydi. Bu nedenle de bankaların bir bölüm mevduatına el konulurdu. Sonra, reel sektöre kredi verilmesinden vazgeçildi. Ama, bankalarda tutulması gereken mevduatın bir bölümü hâlâ Merkez Bankası’nda. Yasal karşılık adı altında, Türk Lirası ve döviz mevduatının önemli bir bölümüne el konuluyor. Oysa, bu uygulama artık, hiçbir gelişmiş merkez bankasında yok.
Öte yandan, kredi mektuplu döviz tevdiat hesapları, süper hesaplar vs. adı altında, yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının mevduatı da Merkez Bankası’nda iyi faiz alıyor.
Merkez, bankaların işini alıyor
Bütün bu uygulamalar, Merkez Bankası’nın reel kesime kredi verdiği döneme ait. Kredi verme işlemi durdurulduğu için, Merkez Bankası’nın bu uygulamalardan da vazgeçmesi gerekiyordu; şimdiye kadar olmadı. Ben, Dresdner Bank’a rehin bırakmak zorunda olduğumuz kredi mektuplu döviz hesaplarından kurtulmak için, süper hesapları icat ettim. Bu işlem, başarıyla tamamlandı. Artık, bu hesaplar, özel bankalara devredilebilir.
Yine, yasal karşılıkları mevduata değil, tüm bilançoya bağlı olarak almaya başladım. Böylece, yasal karşılıkların oranlarını hakkaniyet içinde azaltabilmek mümkün oldu.
Şimdiye kadar, eline çok fırsat geçtiği halde Merkez Bankası, ne süper hesapları ne de yasal karşılıkları azaltıp bunlardan kurtulamadı. Bu yüklerden kurtulmuş olan Merkez Bankası, enflasyon mücadelesini çok daha ayağı yere basar ve piyasaya borçsuz olarak götürebilir. İşte, bu operasyona başlamış olan Merkez Bankamızı bu nedenle kutluyorum. İnşallah, devamı da gelecektir.
Yasal karşılıkları azaltmakla yapılan, Merkez Bankası’nın piyasaya olan borcunu ödemektir. İhracat kredilerini teşvik ise, bu sıkışık dönem sonunda vazgeçilmesi gereken bir uygulamadır. Şimdi, Merkez Bankası’nın bu operasyonunun, kredi verme işlemlerine yansıtılıp yansıtılmadığı BDDK tarafından kontrol edilmeli.
Bravo Bakan Şimşek
Hükümet, kriz karşısında, ayağı yere basan politikalar uygulamaya başladı. Krizi bahane ederek zamansız KDV indirimi isteyen çıkar gruplarına boyun eğilmedi; IMF anlaşmasına yeşil ışık yakıldı. IMF, isteklerinin yerine getirilmesi halinde, kesenin ağzını açacak. Merkez Bankası uygulamalarının, IMF anlaşması öncesi yapılması da iyi oldu.
İşte bu kadar.