Geçen hafta, Sağlık Bakanlığı’nın başlatmak istediği “Global Bütçe” uygulamasını eleştirmiştim. Önerdiği bu uygulamaya göre, Bakanlık, ilaç bedeli ödemeleri için yıllık üst limitli bir bütçe yapacak ve bu bütçenin üzerinde kalan ilaç ödemeleri yapılmayacaktı. Yani, o yılın ilaç parası ödeneği ekim ayı sonunda bitmişse, kasım ayından itibaren, ilaç firmalarından halka bedava ilaç vermeleri isteniyordu. Neyse ki, bu komik uygulamadan, biraz geri adım atıldığı anlaşılıyor.
Araştırmacı ilaç şirketlerinden birisi olan Merck’in Dış İlişkiler Direktörü Jeff Kemprecos, geçen haftaki yazımla ilgili görüşlerini bildirdi. Kemprecos’un görüşlerinin, araştırmacı ilaç şirketlerinin hepsinin ortak görüşü olduğunu düşünüyorum. Hem Bakanlık, hem de sektör için önemli gördüğümden, bu görüşleri özetle açıklıyorum:
- Sağlık harcamaları artıyor; ama kişi başına düşen sağlık harcamalarında, OECD ülkeleri arasında en alt düzeydeyiz.
- Türkiye’de sağlık harcamaları son yıllarda arttı; ancak, bunun gerçek nedeni vatandaşın sağlık hizmetlerine ve tedaviye erişimini arttıran tedbirlerdir. Özellikle, tedavi ve özel hastane giderleri, ilaç harcamalarına nazaran oransal anlamda artmıştır.
- Global kriz ortamı nedeniyle, Bakanlığa her konuda destek olmaya çalışıyoruz.
- Türkiye’de, sağlık çıktıları kadar sağlık girdileri de arttırılmalıdır. Çözüm buradadır. Bunun için istikrar, sürdürülebilirlik, şeffaflık sağlanması ve araştırmanın teşvik edilmesi gerekir.
- Uluslararası standartlarda, fikri mülkiyet Hakları da mutlaka korunmalıdır.
- İlaç geliştirme ve diğer yatırımlar için dünya çapında her yıl 100 milyar dolara yakın harcama yapılıyor. Uygun koşullar sağlanırsa, Türkiye’ye her yıl en az 1 milyar dolarlık yatırım çekilebilir. Bugünkü toplam yatırım, sadece yılda 40-50 milyon dolar civarındadır.
- Bakanlık, sektörün paydaşlarının görüşlerini alarak, belli bir mutabakat çerçevesinde hareket etmelidir. Bu sayede, Türkiye, yenilikçi ilaç sanayi alanında rekabet edebilir ve yerli jenerik ilaç sanayiine zarar verilmeksizin dönemsel bütçe problemlerinin ağırlığı hafifletilebilir.
ABFT’nin görüşleri de aynı paralelde
ABFT, Türkiye’de Amerikan Ticaret Odası’nı temsil eden bir dernek. Onursal başkanı, ABD Büyükelçisi. Derneğin, yaklaşık 70 üyesi var. ABFT’nin üyeleri arasında, Türk Sağlık Sektörü konusunda yaptığı son anket şu sonuçlara ulaşıyor:
- Şirketlerin kendi işleri için Türkiye’de fikri mülkiyet haklarının korunması ve taklitçiliğin önlenmesi önemli. Şirketlerin % 81’i, Türkiye’deki taklitçilik ve fikri mülkiyet haklarının yeterince korunmamasından olumsuz etkilenmiş.
- Şirketlerin yüzde 92’si, “Eczacılık ürünlerinin, makine parçalarının ve diğer malların taklitlerinin Türkiye tarafından ihraç edilmesi ve Türkiye’de satılması, kamu sağlığını tehdit ediyor” görüşüne katılıyor.
ABFT Başkanı Cebe, anketin sonuçlarının, fikri mülkiyet haklarının geliştirilmesi ve uygulanması yönündeki hükümet çabalarının, karamsar bir tablo çizdiğini gösterdiğini söylüyor.
ABD merkezli şirketlerin, Meclis’teki “Patent Yasası”nı dikkatle takip edecekleri anlaşılıyor.
Belli olan şu ki, araştırmacılar ile jenerikçiler, aynı geminin üstündeler.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024