2008’in son 3 ayından beri büyüme düşüyor ve düşmeye devam edeceği tahmin ediliyor. Büyümenin düşmesi, hem ihracat ve hem de ithalattaki düşmeyi beraberinde getiriyor. Diğer bir bakışla, ihracattaki düşüşün, üretimdeki düşmenin önemli bir nedeni olduğunu ve ithalatı da frenlediğini söyleyebiliriz. Global durgunluk ülkemizi de etkiliyor.
Ekonomi yönetimi likiditeyi artıracak ve reel sektörü destekleyecek tedbirler alıyor. Almaya da devam edecek. Vergi indirimleri ve bütçe fazlasındaki düşme eğilimi, bu tedbirlerin bir sonucu. Seçim ekonomisi sırasında, hükümetin oy toplamak için yaptığı harcamalar da ekonomik durgunluğun aşılmasında yardımcı bir tedbir oldu. Belki, tarihte ilk kez, seçim popülizmi faydalı bir sonuç doğurdu.
Bir önceki yıla göre, sanayi üretiminde yüzde 21.3, dayanıklı tüketim maddeleri üretiminde yüzde 25.4, ihracatta yüzde 25.7, otomobil üretim ve ihracatında yüzde 60.3 oranında düşmeler görüldü. Hükümetin son aldığı vergi indirimi tedbirleri sonucu, tüketimin artmasıyla, bu rakamlarda bir düzelme olması kaçınılmaz. Kısacası, vergi indirimi ve bankaların desteklenmesi tedbirleri faydalı oldu.
Öte yandan, bankaların ve özel sektörün dışardan aldığı krediler, son 6 ayda 38.1 milyar dolardan 23 milyar dolara düştü. Türk Lirası olarak verilen kredilerde de yüzde 6 düşüş var. Geri ödenemeyen kredilerde toplam olarak yüzde 4.3 yükselme söz konusu. Ticari kredilerden geri ödenemeyenler yüzde 5.9 arttı.
Ülkemizde toplam işsizlik yüzde 13.6’ya ulaşmış görünüyor; ancak, tarım dışı sektörde bu rakam yüzde 17.3 civarında. Seçimlerde, AKP’nin oy kaybetmesinde, bu rakamların önemli etkisinin olduğu anlaşılıyor. 2009 yılında, toplam yatırımlarda, önceki yıla göre, yüzde 21.2 düşme yaşanacağı tahmin ediliyor.
Tünelin ucu
Kriz tünelinden çıkışın ışığı görüldü. Global krizin nedenleri, zor durumdaki şirketlerin ihtiyaçları ve alınacak tedbirler, hemen hemen tamamen tespit edildi.
IIF’ye göre, dünya bankacılık sistemine, verilen devlet garantileri dahil, 2.117 milyar dolar kaynak sağlandı. Piyasalara sağlanan likidite ise, bunun yaklaşık 8 katı.
ABD’deki krizin dibinin sonbaharda görüleceği tahmin ediliyor. Gelişmiş ülke borsalarında, yukarı doğru hareketlilik şimdiden başlamış durumda. İnişli çıkışlı bir yukarı hareket görüleceği anlaşılıyor. Yaz aylarında da ekonomiler düzelme yönünde ivme kazanacak.
Ülkemiz de düzelmeden nasibini almaya başladı. Borsada inişli çıkışlı olacağı anlaşılsa da bir yükselme ve tüketimde de artış eğilimi var.
Yabancı büyük yatırım fonları yöneticileri, bizim gibi öncü gelişmekte olan ekonomilerde düzelmenin gelişmiş ekonomilerden önce başlayacağını tahmin ediyorlar.
ABD ve Avrupa’da görülecek her düzelme işaretinin kendi ülkelerinden önce ve bir gecikme görülmeden bizi etkileyeceği anlaşılıyor.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024