Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Enflasyonun tam tersi sayılan “Deflasyon” mal ve servis fiyatlarının düşmesi anlamına geliyor. Bu durum, ekonomilerdeki durgunlukla, hem üretimin düşmesi hem de işsizlik oranlarının giderek yükselmesiyle sonuçlanıyor. Global krizin genişleme istidadı göstermesiyle, tüm dünyadaki ekonomi yöneticilerini deflasyon korkusu sardı.
Yani, artık merkez bankalarının “düşük enflasyon sağlama” ile ilgili hedefleri rafa kaldırılıyor. Merkez Bankamızın da salt bu radikal tercih değişimi nedeniyle, “enflasyon hedeflemesi” programını gözden geçirmesinin zamanı geldi.
Artık, gelişmiş ekonomiler ile gelişmekte olan ekonomiler arasında da, büyüme bakımından farklar azalıyor. Önceki yıllarda, yüzde 6-10 arasında büyüyen gelişmekte olan ekonomiler, bu yıl ortalama yüzde 3 civarında büyüyebilecekler.
Gelişmiş ülkelerdeki büyüme oranı ise, eskinin altında ama yüzde 1-2 oranında olabilecek. Bu rakamlar, krizin gelişmekte olan ülkeleri, oransal olarak daha fazla etkileyeceğini gösteriyor. İşte, bu nedenle, bizde de gecikilmeden reel sektör için tedbir alınması gerektiğini söyleyip duruyoruz.
Neredeyse bütün hükümetler, enflasyonla mücadele programlarını rafa kaldırdılar. Reel sektörlerini iflasa sürüklememek için, mal ve servis fiyatlarında, gittikçe belirginleşen düşme eğilimini engellemek için uğraşıyorlar.

Dünya yeni tedbirler peşinde

Amerikan Merkez Bankası FED, kredi piyasasına müdahale etmeye başladı; reel sektör tahvillerini satın alıyor. İngiliz Merkez Bankası da benzer operasyonlara başladı.
Vergi indirimleri de bu nedenlerle yapılıyor. Hatta, hükümetler enflasyon kaygısından tamamen vazgeçip, 1929 ekonomik buhranı sonrasında yapıldığı gibi, alt yapı yatırımlarını arttırma kararı aldılar.
Tabii, IMF, bizde buna benzer tedbirleri engelleyip, krizin bizde de tırmanmasını sağlamak için, eskiden olduğu gibi, elinden geleni yapacaktır.

Ne olması bekleniyor?

ABD’de gayrimenkul fiyatları, ortalama yüzde 36 civarında düştü. Bu düşük fiyat seviyelerinin, 5 yıl daha devam etmesi bekleniyor. Bizde, ekonomi yönetiminin alacağı tedbirlere paralel olarak, daha erken bir düzelme başlayabilir.
ABD’de, önümüzdeki 5 yıl boyunca işsizliğin gittikçe artacağı düşünülüyor. Üretimdeki düşmeler de devam edecek. Bu beklenti doğru çıkarsa, kapitalist sistem, çürük halkalardan tamamen kurtulacak; iflaslar sürecek demektir. Bizde de, aynı etkiler görülecek. Tedbir alınmazsa, daha önce bankalarda olduğu gibi, reel sektörümüzde şok iflaslarla karşılaşılabilecek.
Başta ABD olmak üzere, krizle savaşan ülkelerde, devlet borçları anormal biçimde artacak. Kurtarma operasyonları ve harcamaların durdurulamaması bu durumun başta gelen nedenleri. Bizde ise, IMF izin verirse, Merkez Bankası’nın uygulayacağı “bol likidite” politikasıyla devlet borçları azaltılabilir bile.