Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kriz Avrupa’yı gittikçe daha derinleşerek vuruyor. Global krizden en büyük ölçüde etkilenen Almanya ve Fransa’da politikacılar, dikkatleri başka yere çekme adına Türkiye’ye yükleniyor ve ikide bir, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) giremeyeceğini vurguluyorlar.
Euro kullanan 16 ülkede yılın ilk 3 ayında gayri safi milli hasıla (GSMH) yüzde 2.5 düştü. Böylece, bu konudaki yıllık düşüş yüzde 10’a ulaşıyor. AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’da, ilk 3 aylık GSMH düşüşü, ortalamanın üzerinde ve yüzde 3.8. Bu rakamlar, bütün beklentilerin en kötüsü. İtalya’da yüzde 2.4; İspanya’da yüzde 1.8 ve Fransa’da da yüzde 1.2 GSMH düşüşü var.
Bu küçülmeye rağmen, euro, dolar karşısında yükseliyor. Bu yükseliş, AB Merkez Bankası’nın krizi iyi yönetemediği anlamını taşıyor. GSMH’nin herhangi bir 3 ayda yüzde 0.1 bile düşüşü, AB ülkeleri için büyük bir kriz patlaması anlamına geliyor. Şimdiki durumun kötülüğünü düşünün.
Rakamlar, krizin AB’deki etkisinin ABD’den fazla olduğunu gösteriyor. Özellikle, Alman ve Fransız ekonomileri çok büyük çöküşler yaşıyor. ABD ve İngiltere ekonomilerinin ve özellikle otomotiv sektöründeki ithalatlarının düşmesinin, en çok Alman ekonomisini vurduğu anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Avrupa halkı krizi tam algılayamadı
ABD’de kriz her yönüyle tartışılırken, AB politikacıları krizin büyüklüğünü halkından gizleme peşinde. Bu nedenle de, halk, krizin ve işsizliğin gerçek boyutlarını algılayamadı. AB’de en yüksek işsizlik oranları İrlanda ve İspanya’da. Bu ülkelerde, işsizlik neredeyse geçen yılın iki katına ulaştı. AB’de işsizliğin temel nedeni, otomobil ve inşaat sektöründeki çöküş olarak gösteriliyor.
AB ülkelerindeki çöküş süreci, kaçınılmaz olarak, bizim ihracatımızı da kötü etkileyecek. Bu durumda, hükümetin uyguladığı KDV ve ÖTV indirimlerinin devam etmesi gerekiyor.

Avrupa’da vergiler yüksek
AB’nin genelinde gelir vergilerinin olması gerekenden yüksek olduğu ve yeni vergi artış kararları alındığını görüyoruz. Belçika ve İngiltere, gelirin yüzde 50’sine ulaşan vergi oranlarıyla başı çekiyor. Onları yüzde 45 ile Almanya ve yüzde 43 ile İtalya takip ediyor. Fransa’da ise en yüksek gelir vergisi oranı yüzde 40.
ABD’de en yüksek gelir vergisi oranı yüzde 35. Ancak, bu ülkede, mahalli yönetimlerin aldığı vergiler de var. Bu vergiler eklendiğinde, gerçek oran yüzde 40’ın üzerine çıkıyor.
Yukarıdakiler gibi gelişmiş ülkelerde, kayıtdışı ekonominin asgari seviyelere indirilmiş olduğu düşünülürse, bu oranlar oldukça yüksek. Bu durumda, bizim fazla şikâyetçi olma nedenimiz yok. Ancak, bizim de IMF’nin istediği reformları yapma zorunluluğumuz var. Çünkü, halen herkes vergi mükellefi bile değil ve vergiler dolaylı yoldan alınıyor.
IMF’nin dediğini  yapmak, ama, kriz sonrasında yapmak gerek. Yani, bu noktada hükümetin yaptığı doğru. Ben de olsam, IMF’nin gereksiz ısrarına karşı çıkardım.