Paranın ve yatırımın yeni kuralları

31 Mart 2009

Dünya borsaları yüzde 50 civarında değer kaybetti. Gayrimenkul fiyatlarındaki ortalama düşüş yüzde 27’lere dayandı. Ülkelerdeki işsiz sayısı son 15-20 yılın en üst seviyelerine ulaşmış durumda. Amerika’da, şubat ayında tüketici talebinin biraz canlanması bile, umut vesilesi olabiliyor. Ama, halkın açılacak yeni paketten fazla beklentisi yok.
Avrupa’da, Avrupa Birliği’nin büyüme yerine küçültülmesi olasılığı var. Ülkemizde de durum farklı değil. Seçim işini bitiren hükümet, şimdi daha güçlü ekonomik tedbirler almaya yönelecek.
Bu ortam, paranın, yatırımın ve tasarrufun yeni kurallarının yazılması zorunluluğunu ortaya çıkardı. ABD ve Avrupa’da bu konuda onlarca kitap yayımlanmış durumda. Neredeyse, eski kurallar çöpe atıldı. Bu konuyu araştırdım. İşte sonuçlar:
-Harcamalarınızı, kendinizin ve ailenizin (aşırı harcamaları kısarak da olsa), günlük yaşantısını bozmayacak biçimde yönlendirin. Elinizde, gelecek 6-12 ay boyunca kendiniz ve aileniz için yapacağınız harcamalar kadar

Yazının Devamı

CEO’lar neden bu kadar kıymetli?

30 Mart 2009

Bugünlerde, büyük şirketleri batıran CEO’ların servetleri, ücretleri, uçakları, günlerini nasıl geçirdikleri, hangi siyasi partilere ne kadar yardım yaptıkları sorgulanıyor. En son, geçtiğimiz cuma günü, Amerikan Kongresi ve New York savcısı, A.I.G. (American International Group) CEO’su hakkında, devletten aldığı “kurtarma” parasını, çeşitli bankalara olan borcunu ödemek için kullandığı için soruşturma açtı.
Ama, bir taraftan da şirketler yeni CEO’lar bulmak için, birbirleriyle yarışıyorlar. Aslında, şirketlerini batırmakla suçlanan ve kazandıkları primler geri alınmak istenen CEO’lar, çok daha iyi işler bulup eski işlerini bırakıyorlar. 

Head Hunter’lar ne iş yapıyor?
Head Hunter(Beyin Avcısı) denilen firmalar bu günlerde çok çalışıyor. Çünkü, her firma, bu karışıklıkta daha iyi bir CEO’ya kavuşmak için yarışıyor. CEO değiştirmek kolay değil. Önce, CEO’nuzun kontratında yazılı olan büyük tazminatı ödemek zorundasınız (CEO’lara bazen

Yazının Devamı

Bu krizin ekonomi yönetimi ezberlenenden farklı

24 Mart 2009

Kriz yönetimi sırasında ekonomi yönetiminin aldığı tedbirler ekonominin istikrarlı durumunda alınan tedbirlerden farklıdır. Hele, şimdiki gibi küresel bir krizle karşı karşıya iseniz, ezberci ekonomistlerin söyleyeceklerinin hemen hemen hepsi boşa çıkar.

- Ezberciler para basılmasına karşıdır. Oysa, kriz sırasında, Merkez Bankası para basmak zorundadır. Sadece, para basılmasında, ipin ucunun kaçırılmaması lazımdır. Dünyada yapılan da, bu olmuştur. IMF ile ekonomi yönetiminin anlaşamadığı konulardan birisi de budur. Hükümet, bu konuda haklı görünmektedir.

- Ezberciler enflasyonun yükselme eğilimine girmesine karşıdır. Oysa, üretimin düşme eğilimine girmesi, enflasyonun düşme eğilimine girmesinden önemlidir. Küresel kriz varlığı durumunda ise, tüm kararların diğer ekonomilerle karşılaştırılarak alınması gerekir. Örneğin, sizin parasal genişlemeniz, olması gerekenin üzerinde artsa bile, diğer ülkelerin parasal genişlemesi, oransal olarak sizinkinden fazla ise, başarılısınız demektir.

Yapısal reformlar ertelenebilir

Yazının Devamı

Küresel ekonomik krizin çözümü Türkiye’den geçiyor

23 Mart 2009

ABD Başkanı Obama, Kanada’dan sonraki  ilk ülke seyahatinde Türkiye’ye geliyor. Bu seyahatin önceden planlandığı belli. ABD Dışişleri Bakanı Bayan Clinton, ülkemize gönderilerek, Obama’nın seyahatinin altyapısı hazırlandı. Bayan Clinton’ın laik televizyonlara çıkıp, bayan sunucularla program yapması, hem ABD sempatisinin yeniden kazanılması, hem de “laik kesimi susturma” adına, isabetli bir davranıştı.
Ülkesinde görülmemiş bir ekonomik kriz yaşayan ve dış seyahatlerini tamamen ekonomik sorunların çözümüne adayan Obama’nın ülkemize ziyareti ne anlama geliyor?  ABD’nin, Türkiye’yi kazanmakla ne gibi ekonomik ve siyasi çıkarı olabilir? Küresel ekonomik krizin, en azından ABD’deki krizin çözümünde, Türkiye’nin vazgeçilemez bir rolü mü var?

Ilımlı İslam modeli başarılı
ABD’nin ekonomik bunalımdan çıkabilmesi için, harcamaların kısılması adına, Irak’tan asker çekilmesi, ama, bu işin Irak’taki hâkimiyetin kaybedilmeden

Yazının Devamı

Bir hırkaya razı mıyız?

17 Mart 2009

Geçen hafta kaleme aldığım, “Bir Zihni Sinir Procesi: Metrobüs” yazıma, İstanbul Belediyesi dışında da onlarca ileti geldi. Bunlardan, önemli gördüğüm bazılarını, özetle yayınlıyorum:
N. Aydoğan: Şerit sayısını azaltmayı anlamak mümkün değil.
Y. Yücel: Sydney ve Tokyo’daki “monorail” projeleri incelensin. Şerit kaybetmeden, nasıl toplu taşımacılık yapılıyor, görülsün. Üstelik, 100 yıl bozulmadan kalacak.
F. Yurdatap: Metrobüs, topografik açıdan İstanbul’a uygun değildir. Düzlüğe kurulmamış kentlerde, tek çözüm, metrodur. Metrobüs, ancak, Konya’da başarılı olabilir.
N. Çelik: Metrobüs, kısa vadeli ve göz boyama ağırlıklı bir girişim. Belediye teknisyenlerince, yolcu gibi metrobüse binmeden, üst geçitleri kullanmadan ve duraklara giriş çıkış yapılmadan açılmış. Proje, yapım aşamasında, yan yollarda birçok trafik kazasına neden oldu.
Metrobüs yolundaki şeritlerde, yanlardaki taşıtlarla mesafe ayarlanamıyor. Metrobüs istasyonlarındaki köprülerde, basamaklar şimdiden bozulmuş, döşemeler kalkmış, daracık merdivenlerde deli gibi kalabalık var. Babam, Metrobüs’le göz kontrolüne giderken, acil servislik oldu. Üstelik, yakında metrobüse sadece erkekler binecek; öyle kalabalık ki,

Yazının Devamı

1994’ten beri İstanbul’u Tayyip Bey yönetiyor

16 Mart 2009

15 yıldan beri, İstanbul Belediye Başkanı, pratikte Tayyip Bey. Parti adı ve başkan adı değişmiş olsa da İstanbul, 15 yıldır Tayyip Bey tarafından yönetiliyor. Zaten bu nedenle, İstanbul Belediyesi seçim söylemlerini doğrudan Tayyip Bey yönlendiriyor. Ancak, hâlâ, 15 yıl önce devraldıkları belediye yönetimini kötülemekle meşguller. Hâlâ, 15 yıl önce, grev nedeniyle kısa bir süre birikmiş olan çöp yığınlarından bahsediliyor.
İstanbul Belediyesi 15 yılda birçok iyi iş yaptı. Metro, 7 tepe 7 tünel, su sistemi, yeni kavşaklar, yollar bunlardan bazıları. Ama, koskoca 15 yıl geçti. Yine de Bedrettin Dalan zamanında 4 yılda yapılan kadar iş yapılamadı. O yıllarda, Ankara’dan İstanbul’a geldiğimizde, Avrupa’ya gelmiş gibi olurduk.
Yapılanların en eksik yanı, yapılanların tam olarak bitirilmeden hizmete sokulmaya çalışılması. Zaten, aylar sonra da tam anlamıyla bitirilemiyor.
Kaldırımlar, daha açılmadan yürünemez hale geliyor. Yapılanlar daha ilk günden eskimiş gibi. Yol çizgileri ve yol işaretleri yanlış veya hiç yok. İşte, ben bu nedenle, “şehircilik görgüsü”nün eksikliğinden bahsediyorum.
En azından bu nedenle, İstanbul Belediyesi’ne yeni bir kan gerekiyor. Parti farkı

Yazının Devamı

Kara para daha zor aklanacak

10 Mart 2009

Bankalar terörün finansmanının ve kara paranın aklanmasının önlenmesi amacıyla daha ciddi tedbirler almaya başladılar. Artık, şirketlerin faaliyet gösterdiği iş kolunun gereği olan nakit kullanımı yoğunluğunun aşılması, yüksek değerli malların alım satımı gibi işlemlerde, bankalar daha dikkatli davranacaklar.
Yüz yüze yapılmayan veya gelişen teknoloji kullanılarak yapılan işlemler ile uluslararası kuruluşlarca riskli sayılan ülkelerle yapılan işlemler artık bankalarca daha detaylı bir biçimde takip edilecek. Kara parayla mücadele konusunda, artık, Avrupa Birliği prensipleri bizde de uygulanmaya başlanıyor.
Yabancılara, finansal ve hukuki işlemlerini, az bürokrasi ve yüksek gizlilik içinde sağlayan, buna rağmen, yapılan işlemlerden ya çok az vergi alan veya hiç vergi almayan ülkelere “vergi cennetleri” deniliyor. Birçoğu “vergi cennetleri” denilen ülkelerde kurulmuş, fiziki ofisi olmayan, banka işlemleri ve kayıtları açısından resmi otoritelerin denetimine ve iznine tabi olmayan ve bu nedenle, “tabela bankaları” denilen kuruluşlar da var. İşte, bu ülkelerle ve bu kuruluşlarla yapılan işlemler artık daha ciddi biçimde mercek altına alınacak.

Nüfuz sahibi kişiler mercek altında

Yazının Devamı

Bir Zihni Sinir projesi: Metrobüs

9 Mart 2009

1 Milyar 200 milyon euro’luk rezalet abidesi. Yanlış fizibiliteyle yapılmış, değerinin çok üzerinde harcamayla gerçekleştirilmiş, İstanbul trafiğine uymayan bir proje: Metrobüs.
Tercihli yollar, önceden de vardı; yanlış uygulama olduğu için, Ankara’da da, İstanbul’un bazı yerlerinde de kaldırıldı. Şimdi, beton ve çelik korkuluklarla ayrılmış, otobüs yolları çıktı. Biz bunlara, “metrobüs hattı” diyoruz. Üstelik, metrobüs hatları, çevre yollarından ve uluslararası otoyollar üzerinden gidiyor.
Yanlış 1) Otoyollar hiçbir zaman iki şeride düşürülmemelidir. Bu, her şehir planlamacısının bilmesi gereken bir ulaşım kuralıdır. Metrobüs hatları, otoyolların gidiş ve geliş şeritlerinden birer tanesini alıp, otoyolları yer yer ikişer şeride düşürmektedir.

Şehir trafiği arapsaçı
Yanlış 2) Metrobüs hattına, sadece bu isimle anılan özel otobüsler alınmaktadır. Diğer otobüsler, taksiler, normal araçlar, polis ve trafik araçları, ambulanslar ve itfaiye araçları geriye kalan iki şeritten gitmeye çalışmaktadır. Bu durum, gün içinde, şehir trafiğini, arapsaçına çevirmektedir.
İş gidiş ve dönüş saatleri ise, tam bir çile halini almıştır. Ambulansların bu yollara alınmaması nedeniyle, şimdiye

Yazının Devamı