Alaçatı’daki Mavi Ev, bir aile pansiyonu. Benim için de çekiciliği buradan geliyor. İşletmeci çift canayakın, hoşsohbet ve samimi. Boş olduğumuz akşam da Tapu adlı lokantaya gittik. Tapu’da iki soğuk meze dört dörtlüktü. Biri kuzu incik ve baharatlar ile doldurulmuş hurma. Diğeri ise taze kayısılı deniz fasulyesi. Izgara kuzu ciğeri de sevdim. Pamuk gibi yumuşaktı
Mavi Ev bir aile işletmesi. Benim için de çekiciliği buradan geliyor.
oğrusunu söyleyeyim bu yaz Alaçatı’ya gitmeye
pek de niyetim yoktu. Yoktu çünkü ben yazları Burgaz adamın dışına çıkmayı pek sevmiyorum. İstanbul’a bile isteksiz iniyorum. İstanbul’un dışına çıksam bile Çeşme-Alaçatı-Bodrum gibi yerler benim için çekici değil. Daha doğal ve fazla yapılaşma olmayan yerler bana keyif veriyor. Datça-Palamutbükü, Mesudiye ve Selimiye gibi.
Ama sonunda kendimi üç gün Alaçatı’da buldum. İki günü NTV “Tadı Damağımda” çekimleri ile geçti. Bir gün de ailece dinlendik.
Sonunda iyi ki de gelmişiz dedik Alaçatı’ya.
Bunda kaldığım pansiyonun
ve çekim dışı ziyaret ettiğimiz iki lokantanın, özellikle de Barbun’un sahibi Kemal Demirasal’ın yeni lokantası Alancha’nın payı büyük.
Bu lokantaların eleştirisini önümüzdeki haftalarda okuyacaksınız.
Kaldığınız pansiyon önemli çünkü rahatsız bir odada uyuyunca ve kötü bir kahvaltı edince güne ters tarafınızdan kalkmış gibi başlıyorsunuz.
Pansiyon diyorum, butik otel değil.
Kırk yıllık Yani olur mu Kani misali. Ülkemizde butik otel denen minik otellerin pek çoğu aile işletmesi. Aile pansiyonu. Profesyonel bir işletmeye sahip ve lüks işletmeler değiller.
Avluda ağaçların gölgesinde kahvaltı
Alaçatı’daki Mavi Ev de aynen böyle (Ilıca’daki aynı adlı otelle karıştırmayın). Aile işletmesi. Benim için de çekiciliği buradan geliyor. İşletmeci Muammer-Beycan çifti canayakın, hoşsohbet ve samimi. Müşterileri arasında uzun süreden beri tanıdıkları arkadaşları da var. Genel hava, müşteriye saygılı ama mesafeli
bir otelden çok, birbirini uzun süredir görmemiş arkadaşların tekrar buluştukları zaman doğan sıcak ve
hem şamatalı hem duygusal bir ortamı andırıyor. Dışarıdan gelenler dışlanmıyor ama balayında bir çift iseniz ya da gizli bir aşk yaşıyorsanız da mahremiyetinize saygı duyuluyor.
Ailecek kaldığımız oda sevimli, geniş ve rahattı. Klima kusursuz
ve gürültüsüz çalıştı. En güzeli ise sabahları avluda ağaçların gölgesinde ettiğimiz kahvaltı. Beycan hanım ile Gülsüm teyze tam bir Ege aile kahvaltısı hazırlıyorlar. Gülsüm teyzenin pişi denen içi boş yöresel ‘beignet’si ve bazen akşamüzeri çıkan sıcak peynirli poğaçası harika. Doğal reçeller, tereyağı, dört çeşit zeytin, doğal biber salçası ve güneşte kurutulmuş domates, zeytinyağı, sahanda yumurta, sigara böreği...
7’den 70’e herkese
hitap edecek bir öğün
Öğle yemeğine pek yer kalmıyor.
O yüzden benim Ayayorgi’deki favorim olan Paparazi Beach’te yemekleri pek deneyemedik. Taze portakal suyu ve kahve içtik. Ama Ceylan’ın ısmarladığı Napolitana Spaghettinin tadına baktık ve domates sosunun taze domatesten yapılması dikkatimi çekti. Gene Ceylan için gelen ama onun yüz vermediği creme brulee de başarılı idi. Sosu da taze ahudududan hazırlanmıştı.
Belki İstanbul’da en zor bulacağınız şey Midyeci Pamuk’un midye dolmaları. İstanbul’da midyesi az, pilavı çok oluyor. Burada tam tersi. Küçük midyeler ama etli. Pirinci sade. Deniz temiz olduğu için ben burada midye yiyorum.
Boş olduğumuz akşam ise Ceylan’ı Evrim’in ailesi ile bırakarak biz üçümüz Tapu adlı lokantaya gittik. Ceylan iki gün arka arkaya Evrim’in ailesi ile kaldı ve inanılmaz bir mucize gerçekleşti. Genelde önüne gelen yemeklere pek yüz vermeyen Ceylan’ın, Evrim’in annesinin hazırladığı kuyruk etli nohut yemeğinden iki tabak ve tarhana çorbasından üç kase yediği bize bildirildi.
Annesi makarna hariç pek yemek pişirmediği için küçük kız resmen aç kalıyor!
Acaba Ceylan bizimle Tapu’ya gelseydi ne yerdi?
Bence kibrit kabak denen kızartma patates iriliğinde doğranmış çıtır kabakları severdi. Bunun yanındaki küflü peynir sosa yüz vermezdi ama size bu sosa bulayıp yemenizi tavsiye ediyorum kabakları. 7’den 70’e herkese hitap edecek bir öğün bu.
Ana yemek almadık Tapu’da. Karnımızı soğuk ve sıcak mezeler ile doldurduk. Yanında da Evrim Tuborg Bira, ben Leffe Blond içtim. Linda iki bardak LA Sangiovese Rose içti ve bana çilekli pudingi hatırlatan bu şaraptan memnun kaldı.
Soğuklardan Toros salatası taze nane, soğan, dereotu, maydanoz, roka ve ince irmik ile hazırlanmıştı. İştah açıcı bir salata ama çok ince kıyım olunca bence salatalar özelliklerini biraz kaybediyorlar.
İştah açan taze kayısılı deniz fasulyesi
İki soğuk meze dört dörtlüktü.
Bir tanesi kuzu incik ve baharatlar ile doldurulmuş hurma. Çok başarılı bir bileşim. Tatlımsı hurma dolması çok yakışmış lezzetli kuzu incik etine.
Diğeri ise taze kayısılı deniz fasulyesi. Deniz börülce değil, deniz fasulye. Mayhoş ve tatlımsı tatlardan güzel ve iştah açıcı bir bileşim.
Acı tulum peynirli kuşkonmaz da iyi bir bileşim ama maalesef kuşkonmaz kart olduğu için ben pek yüz vermedim. Az malzeme yiyen ama yediğini ince eleyip sık dokuyan Ceylan da eminim bunu yemezdi.
Bunun yerine bize ikram olarak sunulan yöresel mezeyi öneririm. Kızarmış biber, domates, çökelek peyniri ve karamelize beyaz soğan. Leziz ve tam rakılık.
Sıcaklardan nar ekşili ve soya soslu kalamar oldukça güzel. Oldukça diyorum çünkü bana göre en güzel deniz ürünü en doğal olanı. Hafif tatlımsı bu kalamar bana daha çok
Çin Mutfağı’nı hatırlattı.
Ben bundan çok geçen sene de denediğim, sert ve sinirli olduğu için beğenmediğim ızgara kuzu ciğeri sevdim. Ciğer iyi marine edilmişti ve pamuk gibi yumuşaktı. Tabii yanında kırmızı soğan ile sunuldu.
Patlıcan teknesi denen manyas peyniri ve dağ kekiği ve zeytinyağı ile mangalda közde pişmiş patlıcanı da tavsiye ederim.
Tatlılar kötü değil ama bende
iz bıraktıklarını da söyleyemem. Karamelize edilmiş fındıklı yoğurt dondurması yurt dışında çok moda olan, fermente edilmiş süt dondurmaları ayarında değil. Yaz muhallebisi hafif ve üzerinde tel kadayıf olduğu için çıtır.
Biz adam başı 100 liraya çıktık.
Servisin de çok çok iyi olduğunu eklersek tekrar ziyaret edeceğim bir mekan burası.
TAPU DEĞERLENDİRME: HHHHH