Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile yaptığımız görüşmenin başlıkları şunlar: PKK hiçbir zaman Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değil. Terörle mücadelede taviz verilirse tekrar başa dönülür. Çözüm sürecini denedik PKK şımardı, pervasızlaştı. Herkesin aklını başına toplaması lazım, devletin ali menfaatleri söz konusu. Savunma sanayii tercih değil mecburiyet, aksi halde bekamız tehlikededir.
Türk savunma sanayinin geldiği nokta nedeniyle dünyanın gözü Türkiye’de... Özellikle İHA ve SİHA’lar ile zırhlı muharip araç gereçler, silahlar ve mühimmatların sahada gösterdiği üstün başarı uluslararası güçlerin de dikkatini çekmiş durumda. Bu bağlamda yapılan övgüler ve İHA-SİHA’lar başta olmak üzere gelen silah, araç, gereç talepleri de malum. Yani gerçekleştirilen hamleler silah sanayiinde dışa bağımlılığımızı azaltırken, Türkiye’yi dünya piyasalarında söz sahibi de yapıyor. Tabii bu aynı zamanda teknoloji ve ticari olmak üzere iki farklı tedirginlik anlamına geliyor bazı ülkeler açısından. Bunun şimdilik son örneği de Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu...Herkes onu, konuşuyor, merak ediyor. Dolayısıyla bizde Arife günü Sarayburnu’nda demirli Türkiye’nin en büyük askeri gemisi TCG Anadolu’daydık.
TCG Anadolu’da son iftar
Hem Bayraktar TB3, Milli Muharip Uçak, Bayraktar Kızılelma, helikopterler, zırhlı personel taşıyıcılar, tanklar ve gemi içindeki çıkarma gemisini yakından gördük, hem de ramazanın son iftarını şehit aileleri ve gazilerle TCG Anadolu’da yapan TSK komuta kademesi ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a eşlik ettik. İftar öncesinde de, Bakan Akar ile konuşma fırsatı bulduk.
Türk Savunma Sanayinin geldiği gurur verici noktayı anlatan Akar’ın özellikle üzerinde durduğu konular terörle, PKK’yla mücadeleydi… Akar, teröristlerin 14 Mayıs’taki seçimlerden medet umduğunu belirterek, “Terörle mücadelede taviz verilirse tekrar başa dönülür” dedi. Ardından da “Herkesin aklını başına toplaması lazım, devletimizin milletimizin âli menfaatleri söz konusu. Hepimizin bir olması lazım tartışmasız” diye uyardı. İşte bakan Akar’ın anlattıkları:
Beka yönünden bize direkt ve somut tehdit PKK. Vekalet savaşları, proksi diyorlar ya, bu o işte...Türkiye’nin karşısına çıkmadan, Türkiye ile yüz yüze gelmeden, göz göze herhangi bir mücadeleye girmeksizin birtakım unsurları, kişileri, grupları, örgütleri yönlendirip, bize karşı kullanıyorlar. Bizi durdurmaya çalışıyorlar. 40 yıldan beri. Artık stratejimiz değişti. Bu manada TSK’nın, bakanlığın görev ve sorumlulukları arttı.40 yıldan beri bu milletin başına musallat olan bu beladan kurtulmakta kararlıyız. Yapacağımız da gayet basit kaynağında yok etmek.
Terörist neredeyse bizim hedefimiz orası… Bazı alçaklar bizim teröristle yaptığımız mücadeleyi sanki etnik, mezhepsel, dini gruplara karşı yapıyormuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Hiçbir şekilde bizim inancımız, tarihimiz, kültürümüz, değerler sistemimiz kimsenin etnik, dini, mezhepsel yönüyle uğraşmayı meneder. Böyle bir şey yok. Bizim tek hedefimiz teröristlerdir ve teröristler, PKK hiçbir zaman Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir. Nasıl ki DAEŞ Müslümanların temsilcisi değilse. PKK’yı sanki Kürtlerin temsilcisi, onların bir organıymış gibi yansıtmaya çalışıyorlar. Bu kesinlikle doğru değil. Kürtler bizim kardeşimizdir. Yüzyıllarca biz beraber yaşadık, ekmeğimizi suyumuzu paylaştık. Bu Cumhuriyeti beraber kurduk ve şehitliklerde beraber yatıyoruz… Bizim aramıza nifak sokmaya bunların gücü yetmeyecek.
Biz işgalci değiliz
Bizim faaliyetlerimiz güvenlik amaçlı. Biz işgalci değiliz. Ne Irak’ı ne Suriye’yi öyle bir şey düşünmüyoruz. Bütün komşularımızın hudutları ve toprak bütünlüğüne saygılıyız. Egemenlik haklarına saygılıyız. Onlara hep şunu söylüyorum burada bizim yapmakta olduğumuz faaliyet 85 milyonun, topraklarımızın güvenliği için.
Teröristler hudutlarımızı tehdit ediyor, vatandaşımıza saldırıyor, canlarına kastediyor veya ziyan veriyor. Biz ne yapalım, sizin topraklarınızda bunlar. ‘Efendim onları elemine etmeye gücümüz yok’, o zaman karışmayın. O teröristlerin sonlarını getireceğiz çalışmamız, gayretimiz bu. Şu anda terörle mücadele konusunda Cumhuriyet tarihimizin en yoğun günlerini yaşıyoruz. Ne kadar gücümüz varsa bu mücadeleye angaje olmuş durumda.
Teröristbaşları panikte
Teröristlerin elebaşları iki gece aynı yerde yatamıyorlar. Çünkü hiç kimseye güvenemiyorlar. İstihbarattan dolayı yerleri bilinirse helak olacaklarını biliyorlar onun için korku dağları bekliyor. Bütün telsiz konuşmalarını analiz ettiğinizde bu açıkça görülüyor. Bunlar seçimlerden medet umuyorlar, bizi kurtaracaklar diye bekliyorlar. Biz de diyoruz ki ey vatandaşlarımız siz kime oy verirseniz verin ancak teröristlerle arasına mesafe koymayanlara oy vermeyin. Yoksa bütün kazanımlarımızı kaybedeceğiz. Bu bir beka sorunu, şehitlerimizin kanı, gazilerimizin mücadelesi bu emek, zahmet zaman maliyeti hepsi başa dönecek.
O zaman biz niye mücadele ettik. Bu kadar şehidi niye verdik? Gerçekten beka sorunu çıkar ortaya. Kazanımların korunması çok önemli. Tekrar başa döneriz terör konusunda hiç kuşkunuz olmasın. Üç günde her şey değişir Allah korusun…
Bu mücadelenin en önemli bir bölümü de hudut güvenliği. Bu konuda gerçekten Cumhuriyet tarihimizin en etkin kontrol ve tedbirlerle hudutlar güvende bundan emin olabilirsiniz. Orada yaptığımız altyapı var. Modüler duvar, onun üzerinde tel örgüler, 4 metre genişliğinde hendekler var ve gözetleme kuleleriyle gece-gündüz gözetim altında. Sensörler kedi, köpek geçtiği zaman bile uyarıyor…
Her tarafa yollar yapıldı. Geçiş görülen yerlere de süratle zırhlı araçlarla, İHA’larla, SİHA’larla müdahale ediliyor. O konuda hiç tavizimiz yok. Öyle geçit oldu, elek olmuş kesinlikle gerçekleri yansıtmıyor. Bu bir iftiradır. Gerçeklere dayanmıyor. Hile yapılıyor. FETÖ iltisaklı hesaplardan Afganistan’dan, Hindistan’dan bir fotoğraf, video koyuyorlar, anında yalan olduğu ortaya çıkarılıyor ama yayılıyor. Ayıptır, günahtır, ahlaksızlıktır bu. Muhalif milletvekillerini, gazetecileri sınıra götürdük. Hepsi gerçekleri gördü ve tebrik etti. Ama sınırda doğru diyen bazı vekiller Meclis’te ‘bir şeyler yapılmış ama tam tatmin olmadık’ dediler. Bu Mehmetçiğin emeğine saygısızlıktır. Mehmetçik 7 gün 24 saat hudutlarımızı korumaktadır...
Cin şişeden çıktı artık
Bu işin bir de malzeme, teçhizat ekipman tarafı var. Yani TSK’da Mehmetçiğin fedakârlığı, kahramanlığı, yiğitliği ün salmış tamamda, teçhizat olmadan da bir yere varmak mümkün değil. Savunma sanayiiyle ilgili şu anda Mehmetçiğin, TSK’nın ihtiyacı olan silah, teçhizat, mühimmatı yurt dışından alalım derseniz vermiyorlar. Doğrudan vermem de demiyorlar, ‘siz bir yazın bakarız’ diyorlar. Yazıyoruz aylar geçiyor, soruyoruz bir daha yazın diyorlar. Bu şekilde olayları sürüncemede bırakarak bizim ihtiyacımız olanları vermemekte ısrar ediyorlar.
Onun için bizim kendi göbeğimizi kesmek mecburiyetimiz var. Bu bir lüks ya da seçim değil, mecburiyet. Aksi halde bekamız tehlikededir. Bizim hiç olmazsa silahlı kuvvetlerimizin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda olmamız lazım. Buna çalışıyoruz, savunma sanayiinde yerli ve millilik oranı yüzde 80’e geldi, dayandı. Bundan sonrası daha da çetin. Çünkü daha ileri, daha yüksek teknoloji. Bunda da azimliyiz, kararlıyız... Cin şişeden çıktı. Artık yapamam edemem öyle bir şey yok.
TCG Anadolu gururumuz göz bebeğimiz
İçinde bulunduğumuz TCG Anadolu büyük bir olay, bu yüz akımız, gururumuz, heyecanımız gözbebeğimiz. TSK’nın, Deniz Kuvvetleri’nin gücüne güç kattı. Bu bir prestij, itibar konusu, bunların devamı gelecek inşallah. Diğeri de ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydumuz… İMECE artık uzaydan yumurtayı görüyor. Böyle bir imkânımız da var artık. İster Anadolu ister İMECE olsun bunlar sadece savaş, sefer maksatlı değil. Bu gemi barışta afetlerde taşıma, sağlık hizmeti vermek yönünden de ülkemiz, vatandaşlarımız için aynı zamanda dost ve müttefiklerimiz için de büyük bir platform. Uydular da öyle. Bunlar gücümüze güç kattılar.
Unutmayın ki çok kısa bir süre öncesine kadar piyade tüfeğimiz de yabancı patentliydi. Şimdi biz bütün harp silahlarını yapıyor ve satıyoruz. Bu gemiler montaj değil, tasarlıyoruz, yapıyoruz ve ihraç ediyoruz. Dışarıda her toplantıya gittiğimizde parasıyla bize İHA verin demekten dilimizde tüy bitti. Yok, vermediler. Şimdi yapıyoruz, ihraç ediyoruz. Tank yapamazsınız deniliyordu o da yapıldı. Milli Muharip uçağımızı da Kızıl Elma’mızı da uçuracağız...Olmaz, olmaz diye hastalıklı bir zihniyet var. Siyasi görüşleriniz farklı olabilir, ama bu devletin işi… Sevinin destekleyin, yapılan bu silah askeri araç, ülkemizi korumak, doğrudan bekamız için... Herkesin aklını başına toplaması lazım. Devletimizin, milletimizin âli menfaatleri söz konusu orada hepimizin bir olması lazım tartışmasız. Geminin batmaması, geminin sağlıklı bir şekilde yürümesi hepimizin menfaatinedir.
Yunanistan’la çözüm adımlarını atacağız
Yunan meslektaşımla konuşmamız, gayet yapıcı samimi geçti açık açık bütün problemleri konuştuk. Bu konuda çözüm için de inşallah adımları atacağız. ABD ile F-16 konusunda görüşmeler devam ediyor. İlk başından beri ABD’nin Savunma Bakanlığı çok dürüst davrandı. Müracaatı yaptık 40 uçak ve diğerleri için parça istiyoruz ve sizden destek bekliyoruz dedik. O günden beri de destekliyor idare olarak, bunun bir de parlamento boyutu var. Eğer gerekirse başkan ben verdim diyebilir. Der mi demez mi? Şu anda emekli generallerden ve bazı siyasilerden çok önemli demeçler var. Karşı çıkan Senatör Menendez’in yaptığının yanlış olduğunu, ABD’nin çıkarlarına aykırı davrandığını söylüyorlar. Bizim temel argümanımızda şu: Güçlü Türkiye güçlü NATO... NATO Genel Sekreteri de bunu kabul ediyor. NATO’da şimdi üye ülkeler silahlanmaya daha fazla para harcasınlar ittifak daha güçlü olsun diye bir akım var. Diğer ülkeler istemiyor. Biz hazırız diyoruz parasını da veriyoruz vermem diyorlar...