Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yağış olmayan, aşırı sıcaklarla kavrulduğumuz şu sıcak günlerde su sorunu, özellikle de İstanbul’un durumunu konuşurken Çanakkale’den gelen felaket haberiyle yine ciğerimiz yandı. Köyler boşaltıldı, binlerce hektarlık orman alanı etkilendi, güzelim ağaçlar yandı, kül oldu. Neyse ki insan olarak can kaybımız yok diye avunuyoruz ama ya yanarak telef olan büyük- küçükbaş hayvanın, kaplumbağanın, tavşanın, sincabın canları? Yani ormanların asıl sahiplerinin durumu?.. Orman yoksa yaşam da yok... Çanakkale’mize büyük geçmiş olsun.

Haberin Devamı

★★★

İstanbul’un su sorununa gelince; yağış olmadığı gibi buharlaşma da had safhada. Mega kente su sağlayan barajlardaki su seviyesi hızla eriyor. İSKİ’nin ağustos gibi önümüzdeki eylül ayı için de herhangi bir yağış öngörüsü söz konusu değil. Ancak iki aylık su kaldığı, dolayısıyla, su kesintileri dâhil acil eylem planlarının bir an önce devreye sokulmasına dönük çok sayıda görüş var. Hatta 30 yıl önce SHP’li İBB Başkanı Sözen dönemindeki evlerde bidon, balkonlarda depo günlerine dönüş riski, iddiaları dahi söz konusu. Doğal olarak da endişelenmemek elde değil. Hele de o günleri yaşayan, çile çekenler açısından. Çünkü günlerce değil, haftalarca su akmayan İstanbul’da kadınlar, çocuklar ellerindeki bidon ve kovalarla su tankeri yolu gözlüyorlardı. Dönemin ilçe belediye başkanları da vatandaşa tankerle su dağıtım organizasyonu yapıyorlardı. Tanker hangi mahalleye girse orada uzun su kuyrukları oluşuyordu. Yani su tankerleri ve bidon hayatın vazgeçilmez parçasıydı. Bir yanda da yağmur bombası ya da yağmur duası tartışmaları sürüyordu. Yine çare olarak düşünülen Yalova’daki Gökçedere Barajı’ndan denizyoluyla su taşıma projesi çerçevesinde Kuruçeşme’ye bağlanan Obo Vega isimli tanker İSKİ’nin seyyar su toplama havzası olmuştu. Yalova’dan tankerler suyu getiriyor, Oba Vega’ya boşaltıyordu, oradan da su şehir şebekesine pompalanıyordu. Ama bu koca kente bir damla su gibiydi, zaten sonunda Gökçedere Barajı da kurumuştu. Gerçekten çok zor ve sıkıntılı bir dönemdi...

Haberin Devamı

★★★

Aslında İmamoğlu’nun İBB Başkanlığı’ndaki ilk yıllarında 2020 yılında da benzer bir risk söz konusuydu. O zamanda beklenen yağışlar olmamış ve barajlar neredeyse yine dibe dayanmıştı. Geçmişteki susuzluk ve bidon rezaletini yaşayan, görüntülerine yakından tanıklık eden bir gazeteci olarak da 2020’de Haliç Kongre Merkezi’ndeki yıllık değerlendirme toplantısı sonrasında İBB Başkanı İmamoğlu’na su kesintileri ve olası bidon görüntüleri iddialarıyla ilgili düşüncesini sormuştum. O gün (26 Aralık 2020 tarihli yazımız) yanıtı şuydu:

“İstanbul 2019’u kurak geçirdi. 2020’yi kurak geçiriyor. Ve genelde iki kurak mevsim üst üste olabiliyor dönem dönem. Yağış miktarları açısında da gerçekten bu iki kurak mevsimde geçmişte olduğundan çok daha az yağış alan bir dönemi yaşıyoruz. Özellikle bu senenin kasım ve aralık ayı için söylüyorum.”

Sonra da İstanbul’un su sorununa derman strateji, proje Melen Suyu konusunda kendisinden önceki döneme yönelik göndermelerde bulunarak şöyle demişti:

“Ne yazık ki 2016 yılında bitmesi tanımlanan Melen, önümüze başka sorunlarla dikildi. Şu an bu sorunlar çözülüyor. Bakanlık ve DSİ ile müzakerelerimiz gösteriyor ki bitirilmesi ve su toplaması için 4 yılı var Melen’in. Melen bugün bitmiş olsaydı seçimden önce söylenen ne olursa olsun ‘2040’a kadar su sorununu çözdük’ lafı doğru olurdu. Şu an doğru değil. İnşallah 2024 itibariyle o sorunda ortadan kalkmış olacak. Biz şu anda Melen’in normal debisinden su basıyoruz İstanbul’a.”

Haberin Devamı

Yani baraj tamamlanmadı henüz ortada yok ama Melen Suyu’nu taşıma olarak kullanıyoruz...

★★★

Aynısı bu yıl için de geçerli. Geciken baraj ve Melen suyunu yeterli kullanıp kullanmama konusunda karşılıklı eleştiriler ve suçlamalar havada uçuşuyor. Açıklamalar ise İmamoğlu’ndan değil daha çok kurmaylarından geliyor, İSKİ’nin resmî web sitesinde de bu anlamda arka arkaya duyurular yer alıyor. Mesela Temmuz 2023 tarihli olanı şöyle:

“2023 yılında Melen ve Yeşilçay Regülatörlerinden 1 Temmuz tarihine kadar yaklaşık 422 milyon metreküp su alınmıştır. Bu suyun rezerv edildiği Ömerli Barajı’nda doluluk oranı yüzde 72,86’dır. Bu oran yaz ayları için yeterli olup yağış yılının başlamasıyla birlikte taşma yaşanmaması için kontrol altında tutulmaktadır. Dolayısı ile regülatörlerimizden alınan sular barajlarımızda herhangi bir taşkına sebebiyet vermeyecek şekilde alınmaktadır. İSKİ, optimum işletme koşullarında İstanbul’a kesintisiz su temini sağlamaktadır.”

Ağustos 2023 tarihli olanı da şekilde:

“Melen Çayı’nın mevsimsel olarak debisinin azalması halinde, Ömerli Barajı’ndan takviye yapılacak ve Avrupa Yakası’nda kesintisiz su arzı devam edecektir.”

★★★

Ne demek bunlar? Sakarya ile Düzce illerinin sınırını oluşturan Melen Çayı’ndan dev borularla taşınan Melen Suyu önce Çekmeköy Cumhuriyet Arıtma Tesisi ‘ne geliyor, oradan da boğazın altından Avrupa yakasına basılıyor. Bu arada bir yandan da ara hatla Ömerli Barajı dolduruluyor. Gerektiğinde buradan da Avrupa yakası takviye edilsin diye...

Kısacası barajın gecikmesi, olmaması büyük sıkıntı sorun, neden geciktiği elbette sorgulanmalı ama mevcut haliyle bile Melen Sucu’nun İstanbul’a derman olması da bir başka gerçeklik. Mesela dün bu konuyu sorduğum Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız’ın yorumu şuydu:

“Melen İstanbul’un sigortasıdır. Melen yapılmasaydı şu an İstanbul’da su yoktu, son 2-3 kuraklık döneminde İstanbul perişandı.”

Yani kesintiler, su tankerleri, bidon ve balkonlarda depo günleri…