MİT ve TSK koordinasyonuyla sınır ötesi terörist temizliği hız kesmeden devam ediyor.2016’dan bu yana kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri olmak üzere 5 kategoride listelenen üst düzey yönetici konumundaki yüzlerce terörist nokta operasyonlarla etkisiz hale getirildi. Bunun şimdilik son örnekleri de terör örgütü PKK/KCK’nın sözde asayiş sorumlusu Halid Reşo Kasım’ın Irak’ın kuzeyindeki Sincar’da ve PKKYPG/YPJ’nin sözde Münbiç sorumlusu Uman Derviş’in, Suriye’nin Münbiç bölgesinde peş peşe susturulmaları. Sadece son bir ayda da Kuzey Irak’ın Süleymaniye kırsalı ya da Gara’da gerçekleştirilen nokta operasyonlarda da terör örgütü PKK ve türevleri YPG/PYD ya da diğerlerinin kritik isimleri etkisiz hale getirildi. Yani onlar da daha öncekiler gibi ininden başını çıkardığı anda işaretlendi ve vuruldu. Hem de kendileri açısından karargâh olarak gördükleri ve onlara kimse erişemez diye gizemli havaya soktukları yerlerde. Dolayısıyla PKK’nın ve türevi örgütlerin tüm kampları ve teröristlerin hareketlerinin izlendiği ve MİT’in hepsinin ensesinde olduğu açık. Irak, Suriye, Kandil, Sincar, Gara, Mahmur, Münbiç fark etmiyor terörist nerede başını çıkarırsa görülüyor ve avlanıyor. Tabii bu da terörist başları Murat Karayılan, Cemil Bayık başta olmak üzere hedefteki diğer teröristlere olduğu kadar, bugüne dek ve hala onları koruyup kollayan ülkelere, özellikle de gizli servislerine mesaj aynı zamanda. Çünkü bu bölgede cirit atan ve bugüne dek sızdırdıkları istihbaratlarla teröristleri yönlendiren ya da risk altındaki bölgelerden uzaklaşmalarını sağlayan CIA ve MOSSAD’a da doğrudan şu demek:
Bakın, sizin desteklediğiniz bu teröristleri, inlerini biz teker teker temizliyoruz ve temizlemeye de devam edeceğiz. Yani ne olursa olsun, biz bu konuda kesin kararlıyız...
***
Bunlar Türkiye’nin, MİT’in istihbarat anlamında çok önemli bir yerde olduğunun somut kanıtı. MİT olarak kanallarının çok daha güçlü olduğunu, teşkilatın Suriye’de, Irak’ta yerleşerek ne kadar etkili hale geldiğini gösteriyor. MİT’in o bölgede görevlendirdiği beyin ve yerel haber elemanlarıyla bu işleri takip etmek anlamında. Bu da Türkiye’nin istihbaratta yapılandırılan dış operasyonlar bölümünün, yetki verilen birimin artık Suriye’ye, Irak’a veya başka bir yere, belki Avrupa’ya iyice nüfuz ettiğini buralarda istediği bilgileri aldığını, istediği kişileri takip ettiğini ve fırsatını yaratarak bu insanlara müdahale edildiğini gösteriyor. Bu çok önemli bir yeterlilik. Özellikle de istihbarat savaşlarının yaşandığı bir bölge için. Bu başarıda daha başka etkenler de var elbette. Mesela dün konuştuğum istihbaratçılar şöyle diyorlar:
“Evet insan istihbarat ağı ve teknik takip imkanları çok gelişti ama başarıdaki en önemli etkenlerden birisi de hızlı karar alma süreci, yani bürokrasinin azalması. Çünkü geçmişte yaşanan sıkıntı neydi? Siz hedefinizi tespit ediyordunuz ama onaylanma süreci olabilecek siyasi sonuçları nedeniyle ta başbakana kadar gidiyordu. Bu nedenle de en azından 2-3 gün geçerdi. Onun içinde hedefi kaçırabiliyordunuz. Askere bile teröristin yerini söylediğiniz zaman onların içindeki karar alma mekanizması nedeniyle adamlar kaçabiliyordu. Ama bu süreç şu anda çok kısaldı ve adamlar daha yer değiştiremeden, kaçamadan operasyon gerçekleştiriliyor. Yani hedef tespiti, risk analizleri ve onay süreci çok süratli gelişiyor. Çünkü sonuçta karşı taraf tuzak da kurmuş olabilir. Bunların hepsi değerlendirilip bu karar alma süreçleri şimdi çok hızlı yapıldığı için de başarı sağlanıyor.”
***
Kısacası dememiz o ki; gelişen teknik takip imkanları hem de güçlü istihbarat ağıyla artık MİT doğrudan kendi istihbaratını kullanıyor. ABD’den bilgi almıyor, kimseye bilgi vermiyor, kendi haber ağından teröristlerin yerini, koordinatlarını tespit ediyor, gidip orayı vuruyor. Yani istihbarat anlamında ABD’ye bağımlılık yok, dolayısıyla onların yalan yanlış yönlendirmeleri de söz konusu olmuyor. Tabii en önemlisi de istihbarat ve operasyonlar konusunda artık bilgi sızması da yok. MİT ve TSK öyle gizli, öyle seri hareket ediyor ki bölgedeki ABD ve İsrail ajanlarının dahi haberi olmuyor, olamıyor. PKK’yı koruyup, kollayan CIA, MOSSAD teröristlere “tüyün buradan” mesajını ulaştıramıyor. O nedenle, bu operasyonlar Türkiye’nin terörü, teröristi kaynağında yok etme kararlılığı kadar, buna dönük imkân ve kabiliyetini de çok net ortaya koyuyor. Tabii buna dönük siyasi irade ve kararlılığı da...