Yunanistan’ın Kandil’i olarak bilinen terör kampı Lavrion’un kapatılması önemli ama söz konusu kirli ilişkilerden sabıkalı bir komşu olduğunda kuşkulanmamak elde değil. Çünkü Türkiye, bu kampın terör yuvası olduğunu söylüyor yıllardır, bunu Türk istihbaratı da belgeleriyle defalarca ortaya koydu. Hatta, Türkiye’de yakalanan birçok terörist, Lavrion Kampı’nda bölücü terör örgütüne katıldığını, orada silah, bomba eğitimi aldıklarını itiraf etti. Mesela daha geçen yıl, 2022’de bu kampta eğitilip İstanbul’a eylem yapmak üzere gelen PKK bölücü terör örgütü üyesi bir terörist yakalandı. Yine geçen yıl, Kasım 2022’de Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde 6 kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin de yaralandığı bombalı terör saldırısını gerçekleştiren Suriye uyruklu kadın terörist ile beraberindeki diğer PKK/YPG’liye Yunanistan’a kaçma talimatı verildiği ortaya çıktı. Yakalanmasalardı o alçaklar da soluğu yıllardır terör örgütü PKK’nın Avrupa’ya çıkış kapısı olarak bilinen ve “Mülteci Kampı” yutturmacasıyla aktif olarak kullanılan Atina yakınlarındaki Lavrion Kampı’nda alacaklardı. Dolayısıyla, Lavrion sadece Türkiye’ye tehdit teşkil eden ASALA, PKK, DHKP-C, MLKP’li teröristlerin himaye edildiği, onların yetiştirilip, eğitildiği yer değil, teröristlerin nerede nasıl kullanılacağı anlamında bir toplanma ve transfer merkezi de aslında. Hal böyle olunca da Lavrion’un kapatılma kararının Avrupa’nın göbeğinde bu terör yuvasına göz yuman, gizli ya da açık destek veren birçok ülkeyi de yakından ilgilendirdiği açık. Tabii özellikle de ABD’yi. Zira Yunanistan bu tür faaliyetlerde taşeron bir ülke nihayetinde. Bunu da gönüllü olarak yapıyor. Verilen bu görevi ne kadar iyi yaparsa da o kadar destek alıyor. Bu durumda da evet Yunanistan’ın özellikle NATO zirvesi öncesindeki bu hamlesi Türkiye’nin ısrarla yinelediği rahatsızlığına karşı olumlu bir adım görülebilir, nitelendirilebilir ama asıl kritik soru ise bu kararın alınmasında Yunanistan’ın dışında bazı güçlerin de etkili olup olmadığı ve de başkaca hesaplar...
***
Mesela, ABD bu işin neresinde? Lavrion’un kapatılması ABD ve Yunan’ın bir oyunu, tezgâhı olabilir mi? Çünkü terör örgütü PKK, türevleri ve Lavrion kampının yataklığı denildiğinde Yunan gizli servisi ile olan derin ilişkiler dışında başta CIA, MOSSAD, İngiliz Servisi MI6, Avrupa ülkelerinin birçok servisi ve tabii Rus servisi FSB dâhil ahtapot gibi çok ayaklı bir ağ söz konusu. Türkiye’den kaçan PKK’lılar, aşırı sol örgütlerin bulunduğu kampı Yunan istihbaratı kontrol ediyor, oradaki teröristleri örgütlere göre sınıflandırıp eğitiyor, belirli bir noktaya getirdikten sonra Türkiye’ye yönelik kullanıyor. Türkiye’nin uyarılarına rağmen de bu kirli oyun yıllardır devam ediyordu. Ancak dün konuştuğum, geçmişte MİT’te kritik görevlerde bulunan eski istihbaratçı Metin Ersöz’e göre, ABD’nin Dedeağaç’a kurduğu üs, daha doğrusu çöreklenmesinden sonra CIA’nın özellikle de Pentagon’un Lavrion Kampı’na bakışında hafiften değişiklikler oldu. Ersöz anlatıyor:
“ABD’liler ister istemez bu kampı kontrol etmek istiyordu, özellikle de sol örgütleri. Biliyorsunuz, Yunanistan’da da 5-6 yıldır sokak gösterileri Fransa da olduğu gibi çok üst düzeyde. Oradaki aşırı solcuların bir kısmı da Lavrion’la iltisaklı. Yani bu tür kamplar, kötü amaçlarla kullandığınızda geri teper her zaman, kontrolü imkânsızdır ve eninde sonunda size döner. ABD’liler de bu riski almak istemezler çünkü oradaki aşrı sol faaliyetlerin öncelikle kendilerine, sonra Yunanistan’a yayılmasından çekinirler. Türkiye’nin de o kampla ilgili tespit ve baskıları olduğu için onu da göze alamazlar.”
ABD’nin etkisi var kapatmada yani?
“Tabii, oradaki aşırı sol faaliyetlerde Lavrion’daki aşırı solcu yapılanmaların da etkisi var. Onun için kontrollü bir şekilde kapatmaktan yanaydılar. Onlar açısından Lavrion Kampı’nın zararı faydasından daha çok olmaya başlayabilirdi. Zaten PKK’lı teröristleri eğitme anlamında o kampa pek ihtiyaçları da kalmadı. Suriye’nin kuzeyinde El Hol’da öyle bir kamp var. Orada da bu işi doğrudan CENTCOM üstlenmiş durumda. Son zamanlarda da Lavrion, El Hol’da eğitilen teröristlerin Avrupa’ya çıkış kanalı. El Hol’da eğitimi ABD veriyor, Yunan gizli servisi ve siyasetçileriyle PKK’lılar iş birliği halinde bu işi götürüyor. Yunanistan yine o teröristlerin ikmalini, pasaport teminini yapıyordur, yapar.”
***
Yani, dememiz o ki Lavrion Kampı ABD, Yunanistan ve terör örgütü PKK ile türevlerinden oluşan tam anlamıyla bir şeytan, alçaklık üçgeni. Hatta bu zaman zaman PKK sevdalısı diğer bazı ülkelerin de katılımıyla dörtgen, altıgen dahi olabiliyor. Dolayısıyla, Yunan servisi belki PKK ile ilişkiyi biraz soğutabilir ama bitirmez. Zaten görünür gerçeklik de şu: Buradaki firari teröristler diğer göçmen kamplarına yerleştiriliyor. Yargılanmaları ya da Türkiye’ye iadeleri söz konusu değil. Yunanistan, teröristlere ev sahipliği yapmaya devam edecek. Yani Lavrion Kampı kapandı, Yunanistan pirüpak oldu anlamına gelmiyor.