İç siyasette seçim hareketliliğine ve deprem yaralarını sarmaya odaklanmışken, ABD ve Fransa’nın elleri kanlı PKK/YPG’li teröristlerle hemhal vaziyetleri de devam ediyor. ABD’den terör örgütü PKK’nın Suriye ayağı PKK/YPG’ye art arda iki üst düzey skandal destek gerçekleşti. Önce Genelkurmay Başkanı, ardından Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK’nın işgalindeki bölgeye gitti. Koskoca generaller(!) orada görüştükleri teröristlere övgüler yağdırdı. Bunu gören Fransa durur mu? O da terör örgütü PKK/YPG’nin sözde komutanlarını Paris’teki Senato binasında ağırladı, hiç utanmadan bir de onlara “nişan” verdi, ödüllendirdi. Şaşırdık mı? Asla… Fransa’nın terörle, teröristlerle olan bu patolojik ilişkisi, kalleşlikleri bildik hikâye...
***
Mesela Barış Pınarı Harekâtı başladığında da ilk kimyası bozulanlar arasında Fransa vardı. Başta Macron ve birçok Fransız parlamenter Türkiye’nin bir an önce harekâtı durdurması telaşındaydı. Terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinde devlet kurma hayalini açıkça destekleyen ve askeri danışmanları Ayn İsa üssünde teröristlere eğitim veren Fransa, yine Türkiye’nin 2018’de bölgeyi terörden arındırmak amacıyla düzenlediği Zeytin Dalı Harekâtı’na da en fazla itiraz eden ülkeydi. Utanmadan “Harekât, IŞİD ile mücadele koalisyonunun güvenliğini ve insani yardım çabalarını tehlikeye atıyor ve Avrupalıların güvenliği için bir risk” masalına sarıldı. Hatta müdahale için daha harekâtın ilk gününde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil bir toplantıya çağırdı. Tabii hiçbiri yemedi, her iki bölge de teröristlerden arındırıldı.
Fransa’nın Türkiye Fırat Kalkanı Harekâtı’nda binlerce DAEŞ’liyi tek başına temizlerken verdiği mesaj ise “Fransa, uluslararası koalisyonun ortağı olan Türkiye’nin IŞİD’le mücadeledeki çabalarını yoğunlaştırmasını memnuniyetle karşılamaktadır” şeklindeydi. Yani Türkiye “Adı, ideolojisi ne olursa olsun terörist teröristtir” derken, terör örgütlerinden birine karşı verilen mücadeleyi destekleyen Fransa, Avrupa Birliği’nin (AB) terör listesinde yer almasına rağmen, diğer terör örgütü PKK’ya eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’dan mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a, 40 yıldır verdiği destekten vazgeçmedi, vazgeçmiyor. Hatta eli kanlı teröristleri Elysée Sarayı’nda ağırlamaktan çekinmedi. Hem de yıllardır, yani yönetimler değişse de Fransa’nın PKK’yla kirli ilişkisi, tavrı, desteği değişmiyor. Finans, askeri eğitim yanında, Fransız Lafarge çimento şirketinin PKK’nın Suriye kolu PKK/YPG’nin işgal ettiği bölgelerde yüzlerce kilometrelik beton tüneller inşa ettiği dahi ortaya çıktı.
***
Paris Büyükelçimiz İsmail Erez’in 1975 yılında terör örgütü ASALA (Ermenistan’ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu) tarafından şehit edilmesiyle gelişen süreçte Fransa’nın Ermeni teröristler tarafından Türklere karşı en çok saldırının yapıldığı ülke olduğu da bir başka tarihsel gerçeklik. Tarihin yapraklarını karıştırmaya devam edelim:
17. yüzyıldan itibaren Anadolu toprakları üzerinden Doğu Akdeniz’in kontrolünü sağlamaya çalışan ve bu amaçla Ermenileri kullanan, onların bağımsızlık talebiyle isyan etmesinde önemli bir rol oynayan devlettir Fransa. Ermenilere verdiği desteği ve Ermenilerle iş birliğini İstiklâl Harbi yıllarında da sürdürmüş ve Anadolu’dan tahliye ettiği isyancı Ermenilerden oluşan üç taburluk kuvveti Kıbrıs’ın Monarga köyünde eğittikten sonra Urfa, Antep ve Maraş’ın işgalinde kullanmıştır. Ancak Kuvayı Milliye’nin yürüttüğü başarılı mücadeleden sonra bölgede tutunamayacağını anlayan Fransa, Ermeni lejyon askerleriyle birlikte Anadolu’dan çekilmek zorunda kalmıştır. Ermenilere Anadolu’da yurt kurma girişimlerini Lozan görüşmeleri sırasında da dile getiren Fransa’nın özerklik verilmesi konusundaki talebi Türk Heyeti tarafından ısrarla ve taviz verilmeden reddedilmiştir. Türkiye ile Fransa arasında yaşanan İskenderun sancağı (Hatay) sorunu günlerinde de Dersim isyanını destekleyerek Türkiye’nin dikkatini Hatay’dan Dersim’e çekmeye çalışmıştır. Dersim ve Hatay’da aşiretleri Türklere karşı kışkırtan Fransa Hatay bölgesindeki Ermenilere silah dağıtmıştır.
***
Kısacası, Fransa geçmişte olduğu gibi şimdilerde de kalleşlikte ve kirli hesaplarda sınır tanımıyor. Türkiye’nin karşısında ve aleyhinde hangi ülke, dernek, cemiyet, örgüt, topluluk varsa Fransa daima onların yanında yer alıyor. Eli kanlı teröristlere kol kanat geriyor, hamilik yapıyor. Tıpkı ABD’nin yaptığı gibi. Dolayısıyla, yaptıkları da tam anlamıyla bir insanlık ve terör suçu. Eğer yeryüzünde hukuk işlese bunların ağır bedelleri olur. Fakat bunlar görülmediğinden, yaptıkları her şeyin yenilip yutulduğunu ve bir karşılığı olmadığını zannediyorlar. Ama yine yanılıyorlar...