BM Genel Sekreteri Guterres, günlerdir İsrail ve Gazze’de sivillere yönelik saldırıları kınıyor, endişelerini dile getiriyor. Ama sadece o kadar... The New York Times’da yayımlanan (13 Ekim) “İsrail Gazze Tahliye Kararını Neden Yeniden Gözden Geçirmeli?” başlıklı yazısı da yine endişeler üzerine kurgulu:
“Son derece kısa sürede toplu tahliyeye yönelik herhangi bir talep, yıkıcı insani sonuçlara yol açabilir. Tahliye emri yaklaşık 1.1 milyon kişi için geçerli. Bu, halihazırda kuşatılmış olan, hava bombardımanı altında olan ve yakıt, elektrik, su ve gıdanın bulunmadığı bir bölge için geçerlidir. Okullar, sağlık merkezleri ve klinikler de dahil olmak üzere BM tesislerinde barınan 200.000’den fazla kişi, yüzbinlerce çocuk var. Gazze’nin neredeyse yarısı 18 yaşın altında.
Birleşmiş Milletler genel sekreteri olarak İsrail yetkililerine konuyu yeniden düşünmeleri çağrısında bulunuyorum. Korkunç bir tırmanış anına yaklaştık ve kendimizi kritik bir kavşakta bulduk. Tüm tarafların ve onlar üzerinde nüfuz sahibi olanların, yeni şiddet olaylarını veya çatışmanın Batı Şeria’ya ve daha geniş bölgeye yayılmasını önlemek için mümkün olan her şeyi yapması zorunludur. Daha fazla can kaybı yaşanmadan acilen bu felaket çıkmazından bir çıkış yoluna ihtiyacımız var.”
***
Bunları diyen kim? Dünya barışını, güvenliğini korumak için kurulan Birleşmiş Milletler Örgütü’nün Genel Sekreteri... Endişeleri dile getirme değil o endişeleri gidermesi gereken kişi, kuruluş. Yapılması gerekeni, yapması gereken adres... Ama o ne yaptı, yapıyor? Her zamanki bildik cılız çıkışlarla, sadece durum tespiti... Evet karadan, denizden, havadan abluka altına alınan ve günlerdir aralıksız bombalanan bir avuç toprakta sıkışmış milyonlarca insanın tahliyesinin nasıl olacağı konusu çok kritik ama bunun niyesini de sorgulamak gerekmez mi? Asla kabul edilemeyecek Hamas saldırısına karşı “meşru müdafaa hakkımı kullanıyorum” diyen İsrail’in orantısız güç kullanmasını, çocuk, kadın demeden sivillerin hedef alınmasını, Gazze halkının kendi topraklarını terk etmeye zorlanmalarını yani... Güvenlikleri için koridor açılsın tahliye edilsinler diyerek bitiyor mu, bitecek mi sorun? Bu insanlar nereye konumlanacak, BM bu insanlara nasıl bir alan açacak, açtı? Bir daha kendi topraklarına dönebilecekler mi? BM bu konuda karar alır mı, alabilir mi? Ya da alsa bile uygulanma olasılığı var mı? Mesela İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi için alınan 1967 tarihli karar uygulandı mı? İsrail’in, Filistin’e yönelik saldırıları konusunda BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan birçok kararın da ABD tarafından veto edildiği de biliniyor zaten... Böyle bir durumda da hangi güç ya da uluslararası toplum yerlerinden sürülen o Filistinlilerin kendi topraklarına geri dönüşünü garantileyebilir ki...
***
BM’nin Azerbaycan toprağı Karabağ konusunda uygulanmayan kararları da malum. Dört farklı kararda Ermenistan’ın “işgalci” olduğu vurgulandı ve bir an önce Azerbaycan’a iade edilmesi kayda geçirildi. Ancak aradan geçen 30 yılda bir türlü hayata geçirilemedi. Sonunda da Azerbaycan kanıyla, canıyla topraklarını geri aldı...
BM bu konularda genelde hep “askeri müdahale yaptırım gücüm, yetkim yok” diyor ama olduğu yer ve zamanlardaki tavrına dönük skandal örnekler de ortada... BM Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde büyük insani dramlar yaşandı. Mesela 1995’te BM güvence bölgesi olarak kabul edilen Srebrenitsa’da 8 bin Bosnalı Müslüman, Sırp güçleri tarafından katledildi... 1960’lı yıllarda Kıbrıs’ta Barış Gücü varken de Rumlar üç köydeki yaşayan bütün Türkleri katlettiler ve BM hiçbir şey yapmadı. BM’nin Afganistan, Irak başta dünyanın birçok coğrafyasındaki hukuksuzluklara, zulümlere yaşanan dramlara karşı nasıl duyarsız, sessiz kaldıkları ya da düşük profilden ses verdikleri sayısız örnek bulunuyor...
Haksızlık etmeyelim, BM’nin son derece duyarlı ve yekten göğsünü siper ettiği(!)ender örnekler de yok değil elbette... Daha iki ay önce Kıbrıs’ta Yeşil Hat üzerindeki Pile köyüne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden kolay ulaşımı sağlamak üzere yapılan yol çalışmasını engellemeye çalışmışlardı mesela... BM askerleri Rumların çağrısı üzerine KKTC’ye gelerek dikenli tel çekmek, beton bariyerler yerleştirmek istemişlerdi. Yani her türlü hukuk, insanlık hakkının yok sayıldığı, çocukların, kadınların sivillerin katledildiği Gazze’de BM ortada görünmüyor, İsrail’e karşı net tavır koymuyor, sadece cılız, çıkışlar, kınama mesajları endişeli makalelerle durumu geçiştiriyor ama Kıbrıs’ta tamamen insani amaçlı bir yol projesini Rumlar istedi diye engellemek için bir anda sahaya çıkıyor!..
***
Gerçekten BM sen niye varsın?..