ÖSYM’nin 2010’da gerçek-leştirdiği KPSS’deki “kopya skandalı” sonrasında iptal edilen Eğitim Bilimleri Sınavı’yla ilgili geçen hafta yeni gelişmeler yaşandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen kopya skandalı soruşturmasının ilk aşamasında 32 şüpheli tutuklandı.
Savcılık, birçok adayın mağdur olmasına karşın pek çok adayın da haksız biçimde kazandığı sınavla ilgili önemli delillere ulaştı.
Skandalın ortaya çıkmasından sonra dört yıl boyunca “sümen altı” edilen soruşturma, bir yıldır devam eden teknik analiz çalışmalarının tamamlanmasıyla geçen hafta sonlandırıldı.
Kopya organizasyonunun varlığı konusunda bazı ipuçlarının elde edilmesine karşın daha önceden kopya sisteminin nasıl işlediği yönünde fazla bir bilgi kamuoyuna yansımamıştı.
Ancak yürütülen soruşturmanın en çok merak edilen aşamaları, “soruların nasıl ele geçirilip gönderildiği ve soruların gönderildiği bilgisayarların ne olduğu” konuları oldu.
Kopya organizasyon süreci böyle işledi
Ulaştığım bilgilere göre, bu süreç şöyle işledi:
- Bilindiği gibi iptal edilen sınav 10 Temmuz 2010 günü gerçekleştirildi. ÖSYM bağlantılı kanallardan elde edilen sorular, 7 ve 9 Temmuz 2010 günleri arasında üç gün boyunca belirlenen adaylara kuryeler aracılığıyla ulaştırıldı.
- Soruların dağıtılmasından sorumlu olan ve halen firar olan Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nde görevli Berat K., Isparta’daki arkadaşı Baki S.’ye “sistem haricinde yardım etmek” amacıyla soruları 5 Temmuz ve 7 Temmuz günlerinde gönderdi.
- Soruların adaylara dağıtımının tamamlandığı 9 Temmuz günü derneğin personeli M.İ., Ankara Etlik’te bir bilgisayarcıyla bağlantı kurarak, derneğin yönetim bölümünde soruların gönderilmesinde kullanılan 3 bilgisayara ait ana belleklerin sökülmesi ve yerine yenilerinin takılmasını sağladı. Böylece, delillerin ilk bölümü imha edildi.
- 1 Eylül 2010’da Isparta Yalvaç’ta soruların dağıtılmasıyla ilgili savcılıkça adli soruşturma başlatıldı.
- 2 Eylül’de soruşturma çerçevesinde, savcılık sorulara usulsüz ulaştığı gerekçesiyle şüpheli Baki S.’nin ifadesini aldı.
- 3 Eylül’de yerel mahkeme, soruşturmayla ilgili Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği’nde arama yapılmasını ve delillere el konulması talimatını verdi.
- Bu talimat sonrasında, incelemeyi yapmakla görevlendirilen Ankara Emniyet Müdürlüğü kadrosundaki Başkomiser Öner G., derneğin genel sekreteri ile irtibata geçerek bilgisayarlarda inceleme yapılacağını bildirdi.
- Bu görüşmenin ardından 4 Eylül’de Ankara Emniyeti Bilişim Suçları Şubesi’den oluşturulan Başkomiser Öner G.’nin amirliğindeki bir polis ekibi, dernek merkezine giderek bilgisayarlardan “imaj alınması” işlemi gerçekleştirildi.
Polisin yapamadığını jandarma yaptı
- Emniyet’e getirilen imaj alınmış dosyalar üzerinde inceleme yapıldı, ancak, dosyaların açılamadığı gerekçesiyle, “imaj çalışmıyor” tutanağı yapıldı ve alınan imajlar imha edildi.
- Ardından bu kez Ankara Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan’dan alınan yeni talimat yazısıyla 6 Eylül’de yeniden dernek merkezine giden polis ekibi, bilgisayarlardan yeniden imaj aldı. İşlem bitince, polis ekibi emniyete gelmeden henüz dernek merkezindeyken bilgisayarlarda bazı anahtar kelimeleri kullanarak “dosya araması” için arama programı yüklemesi yaptı.
- Yapılan çalışmalar sonrasında 9 Temmuz’da yenilenmiş olan ana belleklerde olası “kırıntı” bilgilere ulaşılmasını engellemek amacıyla “silme” programı kullanılarak temizlik yapıldı.
- Program yüklendikten sonra bilgisayarlarda “KPSS”, “eğitim bilimleri”, “genel yetenek” ve “genel kültür” kelimeleri aratıldı. Aramanın ardından yüklenen silme programı kullanılarak ilgili dosyaların silinmesi sağlandı.
- Ancak, Isparta’da yürütülen soruşturmada savcılık istemiyle jandarma tarafından yapılan imaj incelemesinde Ankara’daki dernekten Baki S.’ye gönderilen bilgi dosyalarının izleri bulundu.
Polisin bulamadığı ancak jandarmanın bulduğu kayıtlarla ilgili hazırlanan bu rapor, soruşturmanın en önemli delili oldu.