Kuzey Suriye’deki çatışma alanlarında otorite boşluğu sonucunda başlayan ve halen devam eden hakimiyet mücadelesi, Rusya’nın hava gücünü devreye sokmasıyla yeni boyut kazandı.
Bu süreçte, ABD’nin eğit-donat projesinden istediği verimi elde edememesinden sonra IŞİD’le baş edebilmek için bölgedeki PYD güçlerini kullanabileceğini açıklaması, Türkiye’nin tepkisine neden oldu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘Çözüm Süreci’nin sona ermesinin ardından eylemlerini yoğunlaştıran PKK’nın, Suriye’de ABD desteğinde faaliyet gösteren kolu PYD ile birlikte Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini artıracağına dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.
Davutoğlu’nun bu açıklamasıyla Türkiye bir kez daha PKK-PYD ortak hareketini tartışmaya başladı.
PYD’nin silahlı güçlerinin kontrol ve komutasını, üst düzey PKK yöneticilerinin yaptığını ortaya koyan haberi Milliyet, geçen hafta yayımlamıştı.
Bu süreç kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, başta Kandil olmak üzere PKK’nın önemli karargahlarına yönelik arka arkaya gerçekleştirdiği hava harekatları sonucunda bölgede yeni gelişmeler yaşandığı ortaya çıktı.
İstihbarat birimleri, TSK’nın hava harekatları sonrasında Kandil bölgesinin örgüt içinde bir süredir “güvensiz” ve “riskli” olarak tanımlandığını tespit etti.
Kandil boşalıyor mu?
Buna göre, “yaprakların dökülmesi”yle birlikte gerek Türkiye içinde, gerekse Kuzey Irak’ta “kış üslenmesine” geçecek olan PKK gruplarını yöneten Kandil’deki kadronun bu seneki kış üslenmesinde Kandil’i boşaltacağı yönünde bilgilere ulaşılıyor.
Örgüt kadrolarının, bahar aylarına kadar devam ettirdiği kış üslenmesi organizasyonlarının Kuzey Irak’tan Suriye’ye çekildiği yönünde tespitler yapan istihbarat birimleri, hazırladıkları raporları devletin üst yönetimine göndermeye başladı.
Uzun yıllardır Kandil’de konuşlanan örgüt kadrolarının, son dönemde gruplar halinde, Suriye topraklarında YPG’nin kontrolündeki bölgelere kaymaya başladığı anlaşıldı. Buna göre; Kandil alanında bulunan PKK grupları, bu yılki kış üslenmesi için Kamışlı, Ras-El Ayn, Kobani ve Afrin bölgelerini seçti.
Daha önce, yetişmiş kalabalık örgüt kadrolarının IŞİD’le mücadele çerçevesinde Kuzey Irak’tan ayrılarak PYD’nin denetiminde olan bölgelere kaydırılmasının ardından şimdi de örgütü Kandil’den idare eden üst yönetiminden bazı isimler de Suriye’ye geçiş yaptı.
İstihbarat birimleri; Kuzey Irak’tan, PYD’nin denetimindeki dört bölgeye geçen PKK gruplarının sivil halk arasında yerleşmeye başladığını belirledi. Ayrıca, bu yerleşme sırasında örgütün bu bölgelerde yeterli silah ve mühimmatı da beraberinde getirip depoladığı bilgilerine ulaşıldı.
Önemli isimler PYD bölgesinde
Yeni ulaşılan bilgilere göre, bir dönem Türkiye’ye dönük eylemleri yöneten ve talimatları verdiği bilinen Suriye uyruklu örgüt yöneticisi Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin’in ülkesine döndüğü anlaşıldı. Hüseyin’in, PYD bölgesi içindeki Ras - El Ayn ile Ayn El Arap arasındaki bölgeden sorumlu olduğu belirlendi.
Hüseyin gibi Kandil’den Suriye’ye geçen başka bir isim de Duran Kalkan. Örgüt içinde Zinnar - General - Ahmet ve Abbas kod isimlerini kullanan Kalkan’ın, Ras - El Ayn ile Suriye - Derik arasında kalan bölgeden sorumlu olarak görevlendirildiği anlaşıldı.
Ayrıca, örgütün bir başka önemli ismi Cemil Bayık’ın, Kandil’den kısa süreliğine yine PYD kontrolündeki bölgeye gelip kaldığı belirlendi. Bayık’ın, Ağustos başında korumalarıyla birlikte bölgeye geldiği ve hem örgüt yöneticileri, hem de eğitimde olan örgüt kadrolarıyla görüştüğü yönünde bilgiler Ankara’ya ulaştı.
Tabii gerek PYD-PKK’nın bölgedeki insan kaynağını artırması, gerekse Kuzey Irak’tan PYD bölgelerine geçiş yapan PKK güçlerinin sayısının artması, Türkiye açısından yeniden tehdit oluşturmaya başladı. PYD bölgesini rahatça kullanan PKK kadrolarının, sınır kaçakçıları ya da örgütle bağlantılı kişiler aracılığıyla Türkiye’ye giriş yapmaları olasılığı, ülke genelinde yeni
bir güvenlik konsepti geliştirilmesi zorunluluğunun doğmasına neden oldu.
1 Kasım seçimleri öncesinde sınırda yoğun önlemler alan güvenlik güçleri, sınır geçişlerine daha çok dikkat ve önem verecek.