Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik’in, yeni hükümette görev almasının ardından ilk yurtdışı temasını Belçika’ya yapması nedeniyle geçen hafta Brüksel’deydim.
Tesadüf ki Paris eylemlerinden sonra yolumun düştüğü Brüksel ile havalimanına bombalı saldırı gerçekleştirilen Brüksel’in arasında fazla bir fark yok.
Tek fark, Paris saldırılarının faillerinin bağlantıları yüzünden Fransa’nın operasyonlarının merkezi olan Belçika, bu kez terör eyleminin doğrudan hedefiydi.
El Kaide ve IŞİD’in, bir süredir Orta Avrupa ülkelerine yönelik terör tehditlerini, silahlı eylemlere dönüştürmesiyle birlikte “radikal İslami terör eylemleri”yle tanışan Belçika ve AB’nin başkenti Brüksel’in durumu faslasıyla kasvetli.
Travma sürüyorZaventem Havalimanı’na yönelik IŞİD’in eylemi, Paris sürecini yaşayan halkın daha da ağır travma yaşamasına neden olmuş.
Bu travmanın ilk aşamasını ünlü havalimanında görmek mümkün. Zira, havalimanının gidiş ve geliş terminallerinin önüne artık araçla geçiş yasak. Geçmişte, buluşmaların ve ayrılıkların yaşandığı terminal binaları tamamen güvenli bölge haline getirilmiş.
Havalimanını kullanarak ülkeden ayrılacak olanlar, artık en az üç saat önceden Zaventem’e gelerek güvenlik işlemlerinden geçiyor. Gidiş terminalininin önündeki yola dört büyük tek katlı “beyaz çadır” olarak adlandırılan yapılar kurularak yolcular öncelikle burada güvenlik aramasından geçiriliyor.
Geliş terminalinde de durum farklı değil. Terminal önündeki yol tamamen araç trafiğine kapatılarak özel bölge oluşturulmuş. Daha önceleri terminal içinde yolcularını karşılayanlar artık, dışarıda oluşturulan özel alanda yolcularını karşılamak zorunda.
Polis ve askeri birlikler Zaventem’i tamamıyla kontrol altına almış durumda. Her iki terminalde, ellerinde otomatik tüfeklerle devriye gezen askerler göze çarpıyor. Kapalı garajda çokça zırhlı polis ve askeri araç dikkat çekiyor.
OHAL görüntüleriÖzgürlüklerin başkenti olarak tanımlanan Brüksel’in dünyaya açılan kapısı Zaventem’de “olağanüstü hali” andıran bu görüntüler olağan karşılanıyor.
Kentte halkın yaşam alanlarındaki güvenlik düzenlemelerinde eskiye göre pek bir farklılık yok. Sosyal yaşamdaki rahatsızlık sürüyor.
Brüksellilerde, Paris saldırılarından sonra başlayan travma konumu havalimanı saldırısıyla daha ileri boyuta ulaşırken, şu günlerde biraz azalsa da önemli oranda devam ediyor.
Uluslararası organize edilen toplantılar büyük ölçüde gerçekleşiyor. Restoran ve kafeler eskisine göre biraz daha doluluk yaşıyor. İç turizmde görülen hareketlilik henüz dış turizmde görülmüyor. Merkezde görülen tur otobüslerindeki azalma gözle görünür biçimde. Günü birlik turist sayısında önemli düşüş yaşanıyor.
Brüksel’de genel güvenlik çerçevesinde uygulanan alarm durumu 4 üzerinden 3.
Özgürlük ile güvenlik arasındaki dengenin halen tam olarak sağlanamamasından kaynaklanan sorunlar başgösteriyor.
Halkın en çok rahatsız olduğu konuların başında, olaylardan sonra önemli yetkiler verilen askeri devriyelerin şüphe oluşması halinde kişilerin üzerinde arama ve kimlik sorgulaması yapması geliyor. Halkın alışamadığı bu uygulama nedeniyle hükümete ciddi tepkiler var.
Sokaklarda yine askerlerden oluşan silahlı devriyeler var. Önemli kamu binaları, oteller, alışveriş merkezleri, metro istasyonları hep asker devriyelerin kontrolünde. Ayrıca, kentin merkezi bölgelerinde neredeyse her köşe başında park etmiş polis araçları var.
Kentin metro sistemi son iki haftadır normale dönmüş durumda. Alarm seviyesi yüksek olmasına karşın güvenlik cihazlarının olmaması handikap.
Ülkede yaşanan grev ortamı da halkın siyasi olarak hükümete tepki göstermesine neden oluyor. Kamu güvenliği travması, grev ortamıyla birleşince Brüksel’de baharı ve yazı yaşamak zorlaşıyor.
IŞİD ve El Kaide kaynaklı radikal dini terör eylemlerinin yarattığı bu karamsar tabloya karşın, hükümet hareketlenmiş gözüküyor. Zaventem’e yönelik terör saldırısının ardından oluşturulan parlamento komitesi, eylemin araştırmasını yürütüyor.
Değişim süreci uzayacakAB ve Uluslararası Sivil Havacılık Otoritesi’nin (ICAO), “terslikler var, sorunları çözün” anlamında verdiği raporlara karşın herhangi bir düzenleme yapılmayan Zaventem Havalimanı’nda yeni düzenlemeler başlatılacak.
Öncelikle havalimanındaki polis sayısının artırılması planlanıyor. Buna bağlı olarak polis teşkilatında yen kadro yaratma çalışmaları yürütülüyor. Adalet ve İçişleri Bakanları’na karşı yoğun baskı var.
Hükümet, güvenlik önlemlerinde kullanılması amacıyla bütçede yeni ayarlama yapacak. Gelecek yılın bütçesinde bu konuda daha fazla kaynak aktarımı sağlanması yönünde çalışmalar yürütülüyor.
Sonuçta, AB ve Avrupa’nın en özgür ülkeleri arasında yeralan Belçika’da, Zaventem saldırısı sonrasında bakış açısı değişmeye başladığı hissediliyor. Ancak bu değişim, terörle yıllardır boğuşan Türkiye’nin beklediği çabuklukta olmayacak, biraz zaman alacak.