Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul merkezli yasadışı telefon dinleme iddialarının merkezinde olduğu gerekçesiyle tutuklu bulunan eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer, Gazeteci Hrant Dink soruşturması kapsamında savcılıkça ifadesi alındıktan sonra bir kez daha tutuklandı.

Türkiye’nin en önemli ve popüler istihbarat birimlerinden olan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndaki C Şube Müdürlüğü’nden İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne atanan Yılmazer, burada İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı yaptı.

Haberin Devamı

Yılmazer, Ankara’daki görevi sırasında “dini motifli ve sağ tandanslı terör örgütleri ve grupları” üzerine yoğunlaştı.

İstanbul’da ise bu kez operasyonlarda görev aldı. Ergenekon, Balyoz ve daha pek çok operasyona imza attı.

Bir dönemin oldukça kudretli isimleri arasındaydı Yılmazer.

Dink soruşturması çerçevesinde tutuklanan Yılmazer’in savcılık sorgusunun kayıtları henüz kamuoyuna yansımadı.

Ancak medyada yayımlanan mahkeme sorgusunun tutanaklarından, soruşturmayı yürüten savcılığın artık son aşamaya geldiği anlaşılıyor.

Aynı mahkeme tutanaklarından, savcılığın “kimselere hissettirmeden” Dink soruşturmasında önemli tespitler yaptığının ipuçları görülüyor.

Mahkemenin üç sayfalık tutanaklarından özetle anlaşılıyor ki;

1 Dink’in öldürüleceği yönündeki Trabzon’dan gelen resmi yazı, dairenin üst yönetimine “sunulmuş” gibi gösterilip aslında “sunulmamış.”

2 İstanbul Emniyeti’nin, Dink’in “mutlak surette öldürüleceği” konusunda bilgilendirilmemesine karşın, Trabzon’dan gelen yazıya derkenar not konarak İstanbul’un “bilgilendirildiği” izlenimi

uyandırılmış.

3 Cinayetin ardından, Erhan Tuncel’in yakalanıp İstanbul’a götürülmesiyle birlikte, cinayetin çözümü için İstanbul’a çağrılan Yılmazer, İstanbul yerine tatile gitmiş.

4 Cinayetin planlanma aşamasında, Erhan Tuncel’le görüşen azmettirici Yasin Hayal, “Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer arkamızda, hatta İstanbul Emniyet Amiri biliyor, sırtımız sağlam” demiş.

5 Trabzon’dan gelen eylem yazısı, daire üst yönetiminden saklanarak Dink’in “Hedef Şahıslar Koruma Uygulama Emri”ne göre korunması yapılamamış.

Haberin Devamı

6 Yılmazer, görevi gereğince Dink’in öldürülmesini engellememiş, cinayete hazırlık yapan örgüte hakem rolü oynayıp operasyon yaptırmış.

7 Dink olayının şüphelisi Yılmazer, Emniyet içinde cemaat olarak tanımlanan bir yapılanmayı gerçekleştirmiş, sonradan “kumpas” oldukları anlaşılan Ergenekon, Balyoz gibi soruşturmaları başlatmayı amaç edinen suç örgütünün yöneticisi olmuş.

8 Yılmazer’in, Dink’i “mutlak surette” öldürecek suç örgütünün üyesi olduğu.

9Dink cinayeti tasarısına ilişkin bütün resmi yazışma ve medya dosyalarının bulunduğu bilgisayar sunucusu imha edilerek sorumluluk doğuracak Dink cinayeti öncesinde dinleme kararıyla elde edilen son kayıtların ve resmi yazışmaların tümünün yok edildiği.

10 Yılmazer tarafından C-5 isimli gizli bir birim oluşturulduğu; Dink, Rahip Santoro ve Zirve Yayınevi cinayetleri, Ergenekon, Balyoz ile diğer önemli olaylara bu büronun baktığı, bu büronun 23 Mayıs 2012 tarihinde İçişleri Bakanı onayı ile kurulup yasal mevzuata bağlı çalışmaya başladığı, öncesinde kanun ve mevzuat dışı gizlice oluşturulan bir birim olarak yapılması planlanan Ergenekon, Balyoz ve benzeri operasyonların alt yapısını hazırladığı tespit edilmiş.

Haberin Devamı

***

Mahkeme tutanağını inceleyip sıraladığımız tüm çıkarımlar çok önemli.

Ancak; kanımca son madde çok daha önemli.

Çünkü özel amaçla hazırlanmış böyle bir büro varsa -ki savcılık tespitleri ve mahkeme tutanağı var olduğunu gösteriyor- Türkiye’de yaşanan bir sürecin oluşması, yaşanması ve sonuçlarını değerlendirmekten sorumludur.

Elbette burada kritik bir sonuç daha var. Ülkede yaşanan bu süreci doğrudan kontrol etmeyi amaçlayan C-5 bürosunu Yılmazer tek başına mı kurdu?

Büronun kurulduğu dönemde Emniyet Genel Müdürü olarak, büronun bünyesinde yer aldığı İstihbarat Dairesi’nin kendisine “doğrudan” bağlı olan Mehmet Kılıçlar, bu kadar tehlikeli oluşuma nasıl izin vermiştir?

Dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak, Yılmazer’e bağlı çalışan

C-5 Bürosuna hangi şartlarda onay vermiştir?

Bu büronun kurulması için 23 Mayıs 2012 tarihli resmi onayda kimlerin imzası var?

Bu soruların yanıtları da Dink cinayeti başta olmak üzere faili meçhullerin çözümüne

katkı sağlayacaktır.