Expo 2015’teki Türk Milli Günü çalışmalarına katılan Bakan Zeybekci gündemi yorumladı. Zeybekci, ‘Arınç’ın görüşleri kendini bağlıyor ama uygun bulmuyorum’ şeklinde konuştu
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, İtalya’nın Milano şehrindeki Expo 2015’teki Türk Milli Günü çalışmalarına katıldı. Ak Parti’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Zeybekci, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kongre öncesindeki çıkışını eleştirdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeybekci, şunları söyledi:
Kongre ve parti içi atamalar
Şundan etkilendi, bundan etkilendi, ima ediyor gibi şeyler son derece anlamsız. Bu hareketin lideri Erdoğan’dır. Bu partinin kurucu, onursal genel başkanı, bir şekilde etkilendiğimiz veya sözlerine ihtiyaç duyduğumuz liderimizdir. Onu bu kongrede, bu şeylerde etkisinin veya doğrudan müdahalesinin olduğunu zannetmiyorum ama itibar edilmiş olmasını gerekli buluyorum. Aktif bir şekilde dokunmasına gerek yok. Cumhurbaşkanımız siyasi bir cumhurbaşkanıdır, tecrübesi, birikimi, kökeni vardır. Bunlardan yararlanılmış olması gerekir. Bunun da nezaket kuralları içinde yapılması lazım.
‘Bülent ağabeyimin sözlerine üzüldüm’
Kişilerin görüşlerini parti içinde rüzgâr varmış gibi algılamak son derece yanlış. Başbakanımız görüşlerini ifade etti. Bülent Bey’in görüşlerini, çıkışlarını, tam anlamıyla kendi şahsi görüşleri olarak kendini bağladığını düşünüyorum. Bana sorarsanız kesinlikle katılmıyorum ve uygun bulmuyorum. Bu ülkeye hizmetleriyle saygı duyduğum, ağabeye yakışmayan. Haddime değil tabii ki üzüldüğüm anlamında söylüyorum bunu. Eleştirmek anlamında söylemiyorum. Bülent ağabeyimin sözlerine üzüldüm.
Gül’e haksızlık olur
Yapmamız gereken önce memleketi kurtarıcılardan kurtarmak. Her ne yapıyorsak bu memlekette onu yapmak ve kurtarmak o hikâyenin içindeki insanlara, millete aittir. Abdullah Gül nerededir, o da bu partinin içindedir. Partinin kurucusudur. Bu partinin neferlerindendir. Niçin Gül dışarıdaymış gibi tartışılır? Onu da anlamış değilim. Gül, içindedir, orta yerindedir. Kurtarıcı pozisyonuna götürmek de partiye haksızlık olur.
Fabrika ayarları
Koalisyon görüşmelerinde CHP, dönüp dönüp ‘restorasyon hükümeti’ dedi. Restore edilecek ne var? 13 yıldan beri bu ülkede muhteşem reformları her alanda ekonomik, hukuki, demokrasi, bunları yok göreceksiniz gelin bunları restore edelim, kiminle onları yapan insanlarla. Fabrika ayarları; siyasi partiler öyle olmak zorunda. Yaşayan bir organizma gibi devamlı yenilenmeli, gelişmeli, devamlı olarak evrime tabi olmalı. Bugün siz kalkıp da 1946’daki Demokrat Parti ayarlarına dönelim diyebilir misiniz? Fabrika ayarlarına dönmek tekrar bir gözden, elden geçirmek ihtiyacı olarak değerlendirilebilir.”
‘BAKAN ŞİMŞEK’E KATILMIYORUM’
Ekonomideki gelişmelere de değinen Zeybekci, son dönemde artış görülen dolar kurunun yaratacağı negatif etkilenmenin Euro’dan kazanılacak etkiyle karşılanacağını söyledi
Ekonmideki gelişmeleri de değerlendiren Bakan Zeybekci, şöyle konuştu:
İYİLEŞTİRME YAPIYORUZ: Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ‘kazanımları kaybederiz’ açıklamasına şu an itibariyle katılmıyorum. Neden katılmıyorum? Türkiye’nin yapısal anlamda sonuçlarına, göstergelerine bakacak olursak bizim etrafımızdaki gibi bir konum olsa AB’nin ne hale geleceğini düşünebiliyor musunuz? AB hasta yatağında bir performans gösteriyor. Bütçe açıklarımıza bakın, dünyanın en iyilerindeniz. Cari açıkta yüzde 40 oranında iyileştirme yapıyoruz.
İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI: İhracatımız düşüyor evet ama ithalatımız daha fazla düşüyor. Ara malı ve yatırım mallarında düşüş oranı tüketim mallarındaki kadar değil. Tüketim mallarında daha fazla aşağı çekiyor. Yıl sonu itibariyle serbest bölge ve ara mallar eklendiği zaman ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 80’ler olacak. 26.5 milyar dolar fazla veriyoruz. Bunu da üzerine koyduğumuz zaman Türkiye dış ticarette dengeye gidiyor. Biz dengeye doğru yaklaşıyoruz bu hakikaten çok önemli bir rakam. Doğrudan sermaye girişlerinde Türkiye artı veriyor şu anda.
KURLA İLGİLİ RAKAMLAR: Kurla ilgili rakam doğru mudur, doğrudur. Türkiye 1 yılda dolar karşısında %29 değer kaybetmiş. Altı para birimi yüzde 21.5 değer kaybetmiş. Hazirana kadar bu 6 para biriminden daha iyiydik. Yaşadığımız şu terör olayları, terör örgütünün yaratmaya çalıştığı ortama rağmen kuru yüzde 7.5 oranında düzeltme içindeyiz. Bu ekonomik gösterge değil. Doların Türk parası karşısındaki değeri ekonomik gösterge değil. Finansal bir sonuçtur. Türkiye’nin toplam borcu 400 milyar doların altında. Döviz tevdiat hesaplarındaki rakamlar 200 milyar dolara yaklaştı. Merkez Bankası rakamları 70 milyar dolar doğrudan kullanılabileceğini gösteriyor.
DOLAR, EURO’DAN KOMPANSE EDİLECEK: Dolardan alacağımız negatif etkilenmeyi, euro’dan kazanarak kompanse edeceğiz. ABD Merkez Bankası’nın bu durumunu ekonomik ve sürdürülebilir bulmuyorum.
DAVUTOĞLU’NUN PAKETİ: Başbakanımızın bahsettiği o pozitif haberleri paylaşmak durumunda değilim. Yaptığımız, bir zamanlar tarım Bağkur’lularının emeklilerinin maaşlarında, işçi, Bağkur emeklileri, sigorta emeklileri, net reel anlamda 2 katına yakın artış sağlamışız. Enflasyon içinde 4 katı oldu. En kötü enflasyon artı refah payıyla vatandaşlarımızın arkasında olmuşuz. 2003’te Türkiye’nin yüzde 36’lık nüfusu 4 dolarlık günlük gelirin altında yaşıyordu. Şu anda oran sıfır. Yeter mi, yetmez. Ancak, insanların tüketmekle ilgili refah beklentisi bizim kalkınma hedeflerimizin üzerinde gidiyor. 10 bin dolarlık milli gelir varken, 20-25 bin dolarlık milli gelir düzeyinde yaşamayı bekleyenler var.
ÇİN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ: Çin’le işbirliğini gerek Türkiye’de, gerek üçüncü ülkelerde önemsiyoruz.
‘HDP’ye ‘parti’ demek diğerlerine haksızlık’
SİYASETEN ÜZÜCÜ BİR ŞEY: Türkiye’de siyasetin bir problemi var. Görüyoruz ki, HDP’nin PKK’dan zerre miktarda ayrı bir noktası kalmamıştır. 7 Haziran’dan önce bir barış partisi, Türkiye partisi olarak ortaya konulmaya çalışılan o resmin ne kadar sanal, suni olduğu ortaya çıkıyor. Siyaseten de üzücü bir şey. HDP’ye bir parti demeyi Ak Parti’ye, CHP’ye, MHP’ye çok büyük haksızlık olarak görüyorum. Türkiye’nin götürülmek istendiği noktaya bakalım, herkes kendi partisine sahip çıksın, herkes kendi partisine oy versin. Ak Parti’yi iktidardan düşürmenin başka yolları vardır, demokratik açıdan vardır.
2002 RUHU: Birinci olağanüstü kongremiz veda değil, vefa sözcüğüyle başladı. Bu davayı da şöyle ben tarif edeyim: Fitne zamanı İmam Şafi’ye soruyorlar. Doğruları nasıl bilirsiniz? Fitne zamanı, fitnenin oklarının yönüne bakarım, okların gittiği yol doğrudur. Cumhurbaşkanımızla ne başbakanımız, ne başbakanımızla başka kişiler arasında asla problem olmaz. Bu, 2002 ruhu değil, 1071, 1299 ruhu. Bu 1453, 1920, 1923 ruhu. Bu ruhlara Türkiye’de yaşayan bu ülkeyi bir şekilde seven insanlar, kim karşı çıkabilir ki? Onun için ben bunların kişilere indirgenmesini, belki birilerinin içinden geçebilir. Ben hissetmedim.