Tolga Şardan

Tolga Şardan

tsardan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Antalya, bacasız sanayi olarak tanımlanan turizmin Türkiye’deki bel kemiği, yüzakı.
Yüzlerce tesis, yerli ve yabancı turistin hizmetinde.
Milyonlarca turist, Mart ve Nisan’da başlayan turizm sezonu boyunca güneyin güzel kentine akıyor.
Sezon içinde kimi günlerde havalimanı iniş ve kalkış yapan uçak sayısıyla rekor üzerine rekor kırıyor.
Özellikle Kıta Avrupası ve BDT ülkelerinden büyük rağbet gören Antalya’da, bu yılki turizm sezonu biraz zayıf ve etkisiz başladı.
Antalya Valiliği’nin resmi kayıtları, kentteki turist ve turizm durumunu net olarak ortaya konulması açısından önemli.
Valilik rakamlarının yansıttığı fotoğrafa göre, sezonun başladığı Nisan ayında, havayoluyla kente gelen turistlerin sayısındaki azalma dikkat çekici.
Rakamların dili: Turistte düşüş var
Rakamları biraz açalım.
Bu yıl Nisan ayında havayoluyla gelen yerli ve yabancı turist sayısı, geçen yılki sezon açılışına göre yüzde 20 düşüş içinde.
2012’den başlayan süreçte bu yıla kadar, üç yılda her Nisan ayında ciddi oranda artan turist sayısı bu yıl ilk kez 2012’nin bile gerisinde kaldı. 2012’de Nisan ayında kente havayoluyla giriş yapan turist sayısı 637 bin, 2013’de 662 bin, 2014’de 765 bindi. Bu yıl se bu rakam 616 bine geriledi.
Gerileme oranlarına bakıldığında ilk sırayı yüzde 61 ile Fransızlar aldı. Fransız ekolüne yakın tatil beldeleri ve tesisleri olmasına karşın, sayının sıradışı biçimde gerilemesi dikkat çekici. Fransız turistleri, yüzde 48’le Hırvatlar, yüzde 46 ile Çekler, yüzde 43 ile İsrailliler izliyor.
Fransızların sayısı 26 binden 10 bine geriledi. Hırvat ve Çekler’deki azalma ise, sayıca az olduğu için önemli görülmeyebilir.
Genel tabloya paralel olarak son üç yılda artan orandaki Rus turist sayısı bu yıl, bir önceki yıla göre yüzde 37 geriledi. Antalya’ya gelen Rus turistlerin sayısı 150 binden 95 bine geriledi. Sayıca önemli bir azalma. Hollandalı turist sayısı 72 binden 48 bine geriledi. İngilizler 37 binden 32 bine, Almanlar 229 binden 211 bine, Avusturyalılar
10 binden 7 bin 500’e, İsveçliler 29 binden 23 bine, Norveçliler 11 binden 8 bine geriledi. Gerçi, Norveçlilerin Antalya tercihi son üç yılda sürekli geriliyor.
Artanlar yok mu? Elbette var. Yerli turist sayısı 27 binden 33 bine çıkarak yüzde 24 artış gösterdi. Estonyalılar 5 binden 5 bin 700’e, İtalyanlar bin 800’den 2 bin 500’e yükseldi.
Uzman görüşü
Sezon açılışında, yoğun ve zorlu bir kışı geride bırakıp, kendisini Antalya’da sıcak mavi sularına bırakmayı tercih eden turistlerin sayısındaki azalma, sezonun ileriki dönemleri için alarm niteliğinde.
Uzun yıllardır Antalya’da turizm sektöründe çalışan ve halen önemli bir turizm firmasından üst düzey yöneticilik yapan bir dostum tabloyu yorumladı.
Dostumuzun yorumlarını şöyle özetlemek mümkün:
1 Rublenin yükselişinden dolayı Rusya’da yaşanan ekonomik kriz, başta Ruslar olmak üzere BDT ülkelerinden Antalya’ya gelenleri etkiledi.
2 Ukrayna’da baş gösteren Kırım krizi sonrasında başlayan belirsizlik nedeniyle Ukraynalılar bu yıl maliyetleri kısmaya başladı.
3 Bu kadar önemli oranda düşüşü, hava ve denizle açıklamak mümkün değil. Ekonomik veriler hiç bir ülkede makul değil, ancak düşüşte bu kadar fark olmasında “Türkiye’deki siyasi duruş”un da etkisi gözardı edilemez.
4 Haziran seçimlerinin turizme etkisi yok. Zira, Antalya’daki turizm sektörü, şapkayı önüne koyup düşünmeye başladığından henüz seçim havasına girebilmiş değil. Bu durum, turizmden geçimini sağlayan yerel halk açısından da aynı.
5 Güzel bir bölge; güneş-deniz-kum üçlemesinin harika olmasına karşın, Antalya henüz bir “cazibe merkezi” haline gelemedi. Turiste dayalı aktivitelerin eksikliği hissediliyor. Şehrin marka değeri satmıyor. İspanya’nın Barcelona kentine her yıl ortalama 7.5 milyon, Antalya’ya 12 milyon turist gelirken, turizm gelirinde Barcelona, Antalya’nın
2 katı gelir elde ediyor.
6 Kentteki turizm sektöründe büyük bir az/talep dengesi bozukluğu yaşanıyor. Parayı bulan işadamlarının, doğrudan kente gelerek “bilinçsiz ve hesapsız” yatırım yapması dengesizliği beraberinde getirdi. Bu durumda arz arttı, ancak bu arza göre talep yaratılamadı. 6 aylık turizm sezonu nedeniyle
fiyatlar ve beraberinde kalite düştü. Bununla bağlantılı olarak, yaz süresince tesisler yüksek doluluk yaşamasına rağmen kışın ticari açıdan zarar yazılıyor. Böylelikle bölge ortalaması düşüyor.
Bir çırpıda sayılan bu başlıklar sonrasında, seçimden yeni çıkmış bir Türkiye’nin yaşayacağı turizm sezonu içinde Antalya’nın konumu daha net görülecek. Sektör; Antalya’da, şimdiden
kolları sıvayıp gelecek yılı kazanmayı hedefliyor.