Ligde ve Avrupa’da sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş, Galatasaray derbisini kazanarak rahat bir nefes aldı.
Karşılaşmanın ilk yarısı hareketli ve tempoluymuş gibi gözükse de vasat bir futbola sahne oldu. Devrenin başında daha fazla öne çıkan taraf ev sahibi Beşiktaş’tı. Galatasaray ise ancak 23. dakikadan sonra kendisini hissettirmeye başladı. Nitekim sarı- kırmızılılarda o dakikaya kadar sadece sol kanat çalıştı. Bu nedenle de öne çıkan isim Babel oldu. 23. dakikadan sonra Galatasaray’ın oyununu sahaya daha fazla yayabilmesiyle diğer futbolcuları da görmüş olduk! Ancak yukarıda da belirttiğim gibi futbol vasatı aşamadı.
İkinci yarı ise bambaşka bir oyuna sahne oldu. Beşiktaş bu devrede takım halinde kazanmayı daha çok isteyen ve daha çok mücadele eden taraftı. Siyah- beyazlılar bunun neticesinde de haklı bir galibiyet aldılar.
İkinci yarıdaki futboluyla zafere uçan Kara Kartal’da, bu devredeki futbollarından dolayı tüm oyuncuları tebrik etmek gerekiyor. Ancak golü atan Umut Nayir’e ayrıca değinmek gerekir. Burak Yılmaz’ın yokluğunda sorumluluk almak kolay bir iş değil. Umut Nayir, gerek oynadığı futbol gerekse de attığı golle bu maçta tercihini kendisinden yana kullanan
Süper Lig’de sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nde de darbe almaya devam ediyor.
Siyah- beyazlılar, sakat futbolcuların çokluğundan dolayı rotasyonlu bir kadroyla çıktılar Braga karşısına. Buna rağmen Beşiktaşlı futbolcular, maçın başında biri Boyd’un direkten dönen topu olmak üzere iki pozisyon yakaladılar. Ancak oyun olarak rakipleri karşısında net bir üstünlük kuramadılar. Nitekim kalelerinde pozisyonlar da verdiler. Oğuzhan’ın hatalı pası, oyun planını kendi sahasından hızlı çıkışlarla gol bulma üzerine kuran Braga’nın amacına ulaşmasını sağladı. Bu gol, Beşiktaş’ın moral olarak da çökmesine neden oldu.
İkinci yarıya da iyi başlayamayan siyah- beyazlılarda Abdullah Avcı, 67’deki Necip Uysal- Umut Nayir değişikliğiyle saha içi kurgusunda da değişikliğe gitti. Esasen bu kurgusal değişim, Beşiktaş’ın oyununa bir ivme kazandırdı ve siyah- beyazlılar Umut Nayir ile beraberliği yakaladılar.
Ancak bundan iki dakika sonra Adem Ljajic’in kaçırdığı penaltı tam bir kırılma noktası oldu. Beşiktaşlı futbolcular kaçan bu penaltıdan sonra yaşadıkları mental çöküntü nedeniyle oyun olarak da gerilerlerken, Braga teknik direktörü aynı andan yaptığı iki değişiklikle bu
Denizlispor – Fenerbahçe maçının ilk yarısı oldukça vasat bir mücadeleye sahne oldu. Rakip kaleye ilk şutunu 29. dakikada çekebilen Denizlispor karşısında Fenerbahçe’nin en büyük sorunu yaratıcılık yoksunluğuydu. Tolga Ciğerci ile gelen gol ise bu anlamda tam bir ders niteliğindeydi.
Eğer Vedat Muriqi gibi uzun ve hava toplarında etkili bir oyuncunuz varsa, kanatları efektif kullanarak onu etkili bir silaha dönüştürebilirsiniz. Nitekim Isla’nın ilk etkili çıkışı sonrasında yaptığı güzel ortaya Vedat Muriqi’nin direkte patlayan kafa vuruşu ortalığı karıştırdı ve dönen topu Tolga Ciğerci ağlara bıraktı. Kısacası Vedat Muriqi’li Fenerbahçe, özellikle Denizlispor maçındaki gibi pozisyon sıkıntısı yaşadığı karşılaşmalarda, kanat varyasyonlarını daha çok denemeli.
Maçın genel hikayesini ise Emre Belözoğlu üzerinden yazmak gerekir. 39 yaşında ve kırık bir kaburgayla görevini en iyi şekilde yerine getiren Emre, ikinci yarıda da kaptığı topla takımının ikinci golü bulmasını sağladı. Ardından da yerini Deniz Türüç’e bıraktı. İşte o andan sonra Fenerbahçe’nin bütün düzeni alt üst oldu.
Fenerbahçe’nin oyun aklı, sahadaki beyni olan Emre Belözoğlu’nun oyundan çıkmasından sonra
Ligde son üç haftayı beraberliklerle kapatan Galatasaray, Sivasspor’u mağlup ederek hayata döndü. Ancak sarı- kırmızılılar, on kişi oynayan rakipleri karşısında son dakikalarda ecel terleri döktüler.
Öncelikle iki takımın da çok iyi mücadele ettiklerini belirtmek gerekiyor. Sivasspor yakaladığı fırsatları gole çeviremezken Galatasaray, Andone ile ilk yarıda 2-0’ı yakalamayı başardı. Bu anlamda sarı- kırmızılılarda Rumen futbolcunun ön plana çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sahanın her yerinde müthiş bir mücadele örneği veren Andone, ilk golde harika bir vuruş sergiledi. Penaltı pozisyonunda da, o penaltının gole dönüşen vuruşunda da yine Andone vardı. İkinci yarıda da elinden geleni yapmaya çalışan Andone, Falcao’nun hala tam olarak hazır olmadığını düşündüğümüzde ilk on bir için daha fazla ön plana çıkabilir.
Sivasspor’un ikinci yarının hemen başında on kişi kalması Galatasaray’ın avantajını katmerledi. Ancak sarı- kırmızılılar bunu tam olarak değerlendiremediler. Galatasaraylı futbolcular skorun 2-0, 2-1 ve 3-1 olduğu dönemlerde maçı kopartacak fırsatları gole çeviremediler. Böyle olunca da on kişi oynayan Sivasspor’un son dakikaya kadar oyunda kalmasına neden oldular.
Galatasaray’daki kötü gidişat devam ediyor. Şampiyonlar Ligi’nde sahalarında PSG’ye mağlup olan sarı- kırmızılılar, Gençlerbirliği karşısındaki beraberlikle de Türkiye Ligi’nde üç haftada üçüncü beraberliklerini alarak altı puan kaybetmiş oldular.
Ancak işin daha da kötüsü, sarı- kırmızılıların bu karşılaşmalardan sadece PSG maçında göze dokunur bir futbol ortaya koymaları. PSG dışındaki karşılaşmalarda yokları oynayan Galatasaray, Gençlerbirliği karşısında da resmen kayıptı.
Hafta içerisindeki PSG maçının fiziksel anlamda etkileri olabileceğini kabul ediyorum. Ama bu tek başına Galatasaray’ın kötü futbolunu açıklamaya yetmez. Çünkü ortada olmayan şey sadece futbol değildi. Hırs yoktu, ruh yoktu, mücadele yoktu, yoktu da yoktu…
Elbette bu yoklar arasında Seri ve Lemina’yı da sayabiliriz. Gördük ki, onlar olmayınca Galatasaray orta sahası tamamen bitiyor. Lemina ve Seri de henüz tam olarak hazır değiller. Ama onların o halleri bile bu orta sahadan çok daha iyi.
Elbette burada Selçuk İnan’a da değinmek gerekiyor. Selçuk’a eksik futbolculardan dolayı oynama fırsatı geldi. Lakin o bu fırsatı hiç de iyi değerlendiremedi. İnsanın inanası gelmiyor. Bir futbolcu bu kadar mı
Beşiktaş’ta sıkıntılar bitmiyor. Gerek sportif gerekse de yönetimsel sorunlar yaşayan siyah- beyazlılara bir darbe de Wolverhampton’dan geldi.
Burak Yılmaz’ı dinlendirme kararı alan Abdullah Avcı, rahatsızlığı nedeniyle kadrodan çıkartılan Diaby dışında N'Koudou’yu da son anda migren yüzünden kaybetti. Bu kayıplar doğal olarak Beşiktaş’ın oyununu olumsuz etkiledi.
Bununla birlikte Beşiktaş’ın özellikle ilk yarıdaki etkisiz futbolunun tek nedeni bu kayıplar değildi. Beşiktaş, beşli savunmayla geride kalabalık duran ve sahayı iyi parselleyen rakibi karşısında oyun kurmakta zorlandı.
İkinci yarıda ise daha tempolu bir Beşiktaş izledik. Ama bu tempo, bal yapmayan arı misalindeki Beşiktaş’a gol getirmeye yetmedi. Buna karşılık Wolverhampton, 90+3’de ders niteliğinde bir gole imza attı ve İngiltere’ye üç puanla dönmeyi başardı.
Yukarıda da belirttiğim gibi, Beşiktaş’ın Wolverhampton karşısındaki yenilgisini sadece eksik futbolculara bağlayamayız. Siyah- beyazlıların oyun kurgusu ve futbolcu performansları anlamında sezon başından beri sorunları var.
Abdullah Avcı, sistem konusunda çok kafa yoran ve bu hususta oldukça hassas olan bir teknik direktör. Nitekim Beşiktaş’ta da
Gündemi uzunca süredir meşgul eden Galatasaray – Fenerbahçe derbisi, oldukça heyecansız bir mücadeleye sahne oldu.
Karşılaşmaya konuk Fenerbahçe iyi başladı. Gustavo ve Emre Belözoğlu’nun etkili oyunlarına kanatlardaki Ozan Tufan ve Tolga Ciğerci’nin de eşlik etmesiyle orta sahada üstünlük kuran sarı- lacivertliler, oyuna da hakim oldular.
Galatasaray ise, ancak Fenerbahçe’nin kesin üstünlüğüyle geçen ilk yirmi dakikanın ardından kıpırdanmaya başladı ve zamanla oyunda dengeyi kurdu. Hatta sarı- kırmızılılar bu bölümde skoru değiştirebilecek fırsatlar da yakaladılar.
İkinci yarı ise iyice tatsız tuzsuz geçti. Son dakikada Galatasaraylı futbolcuların hatası sonucunda oluşan pozisyon dışında akılda kalan bir gol pozisyonunun olmadığı, son derece sıkıcı bir devreye tanıklık etti izleyenler.
Maçın geneline baktığımızda konuk Fenerbahçe’nin, ev sahibi Galatasaray’dan daha iyi bir görüntü verdiğini net olarak söyleyebiliriz. Sarı- lacivertliler, sahanın her bölgesinde rakiplerinden daha üstündüler. Bu anlamda gelecek adına Galatasaray’dan daha fazla ümit verdiler.
Galatasaray’da ise ciddi bir donukluk vardı. Rakip kaleye ilk şutunu, diğer maçlara göre daha iyi bir performans
Fatih Terim, gerek Çarşamba akşamı Şampiyonlar Ligi’nde yoğun mücadele içerisinde geçen Brugge maçı gerekse de önümüzdeki hafta oynanacak Fenerbahçe derbisi nedeniyle Yeni Malatyaspor karşılaşmasında kadroda rotasyona gitti. Lakin rotasyonlu Galatasaray mücadeleye hiç de iyi başlayamadı. İlk 22 dakika tamamen ev sahibi takımın kontrolünde geçti. Gelgelelim golü bulan Galatasaray oldu.
23. dakikada gelen bu golden sonra oyun üstünlüğü tamamen Galatasaray’a geçti. Sarı- kırmızılılar, 30.dakikaya kadar olan yedi dakikalık bölümde maçı farka götürecek net fırsatlar yakalamalarına rağmen bunları gole çeviremediler. Elbette burada Yeni Malatyaspor kalecisi Farnolle’ün üstün başarısı söz konusuydu.
30. dakikadan sonra oyun yeniden Yeni Malatyaspor hakimiyetine geçti. Galatasaray ise maçın sonuna kadar skoru korumayı amaçladı. Bu hatalı anlayışa bir de Galatasaraylı futbolcuların kötü futbolları ve inanılmaz hataları eklenince beraberlik golü kaçınılmaz oldu. Hatta ev sahibi takım, son dakikada gelen bu golün ardından uzatma anlarında galibiyete bile ulaşabilirdi.
Şüphesiz Galatasaray için kırılma noktası, 77. dakikada Andone, Babel, Lemina üçgeninde harcanan pozisyon oldu.