Beşiktaş – Fenerbahçe derbisinin sonucunu, iki teknik adamın tercihleri ve Fenerbahçe kalecisi Altay’ın muhteşem performansı belirledi.
Fenerbahçe, Beşiktaş’ı ikinci bölgede karşılayarak alan daralttı ve siyah- beyazlıların top yapmalarını engelledi. Sarı- lacivertliler, kaptıkları toplarda hızlı çıkışlarla tehlikeler yaratmaya çalıştılar.
Alıştığımız üretkenliğini ilk yarıda gösteremeyen Beşiktaş, 48. dakikada Vida’nın duran toptan gelen golüyle büyük bir avantaj yakaladı. Lakin siyah- beyazlılar, bu golden sonra doğru bir oyun ortaya koyamadılar ve yüklenen Fenerbahçe karşısında geriye yaslandılar.
Gerçekten de Fenerbahçe, 58’den itibaren yaptığı değişikliklerle oyunu Beşiktaş kalesine yıktı. Sarı- lacivertlilerin arkada bıraktıkları boşluklardan yararlanan Beşiktaş’ın bulduğu fırsatlarda da kaleci Altay çıktı sahneye. Maçın genelinde altı kurtarışa imza atan başarılı kaleci, bir anlamda Fenerbahçe’yi oyunda tutan isim oldu.
Sarı- lacivertlilerde özellikle Sosa, Thiam ve Ozan Tufan’ın oyuna girmeleri fark yarattı. Nitekim Ozan Tufan, 89’da attığı harika golle takımına beraberliği getirdi.
Fenerbahçe’nin 58’den sonraki performansı ve oyuna sonradan dahil olan
Galatasaray açısından Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin karşılaşacakları haftada oynayacağı Çaykur Rizespor maçı çok büyük önem taşıyordu. Ancak sarı- kırmızılılar, çok önemli bir fırsatı teptiler ve zirve yarışında çok ağır bir yara aldılar.
Elbette Rize karşısında alınan mağlubiyette önce Luyindama ve Marcao’nun daha sonra da genel anlamda yapılan defansif hataların çok büyük etkisi oldu. Lakin yenilgiyi sadece bunlara bağlayamayız. Fatih Terim’in geçen hafta Kayseri’de üretkenlik açısından çok zorlanan sistemde ısrar etmesi ve oyuna müdahale anlamında yaptığı hatalar da mağlubiyetin temel nedenleri arasında başrolde yer aldılar.
Futbolda kesinlikle ‘’ kazanan kadro ve sistem bozulmaz ‘’ diye bir kural yok. Galatasaray geçen hafta Kayseri’de kazandı ama Kayserispor’un maçın başında Luyindama’nın iki hatasını değerlendiremediğini, Cim Bom’un Falcao’nun bireysel yeteneğiyle attığı golle öne geçtiğini ve İstanbul’un sarı- kırmızılılarının Onyekuru, Kerem ve Feghouli’nin oyuna dahil olmalarının ardından klasik sistemlerine geçtikten sonra maçı kopardıklarını hatırlayalım. Esasen Fatih Terim’in de bunları göz önüne alması ve ona göre bir kadro ve sistem ile Rizespor karşısına
Önce deplasmanda Ankaragücü’ne mağlup olan, daha sonra kendi sahasında Sivasspor’a iki puan kaybeden ve hafta içerisinde de Belhanda krizi ile sarsılan Galatasaray, Kayserispor karşısında aldığı galibiyetle adeta hayata döndü.
Fatih Terim, alışılmışın dışında bir sistem ve çift santraforla çıkardı sarı- kırmızılıları sahaya. Galatasaray, maçın başlamasıyla birlikte oyuna tamamen hâkim oldu. Ancak defansta, özellikle Luyindama özelinde yapılan hatalar, Kayserispor’un iki ciddi tehlike yaratmasına neden oldu.
Galatasaray, oyun üstünlüğünü elinde tutmasına rağmen kanat varyasyonlarının sadece beklere kalması ve onların da bu konuda tam randıman sağlayamamaları nedeniyle hücumda zenginlik yaratamadı. Nitekim ilk yarının sonunda Saracchi’nin kendisini göstermesi, Cim Bom’un aradığı golü bulmasında etkili oldu. Elbette bu golde aslan payının Falcao’ya ait olduğunu göz ardı etmemeliyiz. Kolombiyalı futbolcu, bu golde kalitesini bir kez daha gösterdi. Esasen Falcao, oyunda kaldığı süre içerisinde her anlamda çok büyük katkı sağladı.
Fatih Terim, 68’de Onyekuru ve Kerem’i sahaya sürerek klasik düzenine geri döndü. Sarı- kırmızılılar böylece kanatları daha etkin kullanmaya
Galatasaray’ın kendi sahasında iki puan kaybettiği haftada Konyaspor’u deplasmanda mağlup eden Fenerbahçe, zirve takibini sürdürdü.
Erol Bulut’un kadroda yaptığı değişikliklerin olumlu etkilediği sarı- lacivertlilerde özellikle Szalai ve Pelkas başarılı futbollarıyla göz doldurdular. Pelkas, gerçekten harika bir maç çıkarttı. İkinci gol öncesinde Osayi-Samuel’e gönderdiği tek top inanılmazdı. Yunan oyuncunun performansı, daima ilk on birde oynaması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Son bölümde yaşadığı sakatlık ise yürekleri ağızlara getirtti. Kendisine acil şifalar diliyorum…
Yeri gelmişken ikinci golü atan Osayi-Samuel’e de değinmeden geçmeyelim. Genç futbolcu, Konyaspor karşısında aradığı boş alanları tam olarak buldu ve bunları çok iyi bir şekilde kullandı. Attığı gol öncesinde Pelkas’ın muhteşem pasına koşusu, topu kontrolü, topla yaptığı koşu ve vuruşu usta işiydi.
Szalai, defanstaki kritik müdahalelerinin yanında attığı golle de maça damga vuran oyuncular arasında yer aldı. Serdar Aziz ile daha iyi bir ikili olduklarını düşünüyorum. Tisserand, Fenerbahçe kulübesinde bile yer alamayacak bir durumda.
Konyaspor, 2-0’dan sonra topa daha çok sahip oldu ve rakip
Hafta içerisinde Ankaragücü’ne kaybedip zirve yolunda yara alan Galatasaray, bir darbe de Sivas’dan yedi.
Ankaragücü karşısındaki etkisiz futbolundan dolayı eleştiri alan sarı- kırmızılılar, altı farklı isimle çıktılar Sivasspor karşısına. Tabii cezalı olduğu için oynayamayan Mostafa Mohamed’i bu rotasyondan ayrı düşünmek gerekir. Bu arada Falcao’nun başarılı performansına rağmen Mostafa Mohamed’in eksikliğinin hissedildiğini belirtelim. Galatasaray, eğer Mostafa’nın oynama imkanı olsaydı, etkili iki santraforla hücumda daha efektif olabilirdi. Bu durum, aynı zamanda hakem hatalarının nasıl ileriki maçlara sirayet ettiğinin de bir örneği oldu.
Galatasaray adına pozitif anlamda en çok dikkat çeken Taylan Antalyalı idi. Fatih Terim’in uzun süredir ilk on birde forma şansı vermediği Taylan, Sivas karşısında nihayet formasına kavuştu ve sarı- kırmızılıların fark yaratan oyuncularının başında geldi.
Gelgelelim yaratıcılık problemini bu maçta da çözemedi Galatasaray. Taylan ve Falcao gibi oyuncuların bireysel çabaları da galibiyete yetmedi. Nitekim Falcao’nun ilk golü de muhteşem bir bireysel yetenek örneğiydi.
Galatasaray’da yaratıcılık dışında dikkat çeken bir diğer sorun
Galatasaray, Ankara’da şampiyonluk yolunda çok ağır bir darbe aldı. Fatih Terim, uzun süredir bir iki değişiklik dışında bu ilk on bir ve bu orta saha kurgusuyla sahaya çıkıyor. Ancak sarı- kırmızılıların, sahada olması gereken, kazanmaya yönelik en iyi on birleri bu değil. Nitekim Ankaragücü karşısında da bu durum net bir biçimde kendisini gösterdi.
Galatasaraylı futbolcular, ilk yarının ortalarından itibaren hızlı çıkışlar yapan ve tempolu oynayan rakiplerine karşı reaksiyon gösteremedikleri gibi yaratıcılık anlamında da ortaya bir şey koyamadılar.
Fatih Terim’in bu durum karşısında ikinci yarıya en az üç oyuncu değişikliğiyle başlaması normaldi. Lakin, ikinci yarının başında oyuna dahil olacak bu futbolcuların en başında Taylan Antalyalı gelmeliydi. Fakat Taylan, maçı kulübede tamamladı.
Galatasaray’ın bu sezon en iyi oyuncusu olan Taylan Antalyalı, nedense uzun süredir ilk on birde forma şansı bulamıyor. Evet, Taylan’ın dinlenmeye ihtiyacı vardı. Ama bu iş artık dinlenme boyutunu geçti. Galatasaray, Taylan Antalyalı’yı çok arıyor. Taylan’ın eksikliği, Ankaragücü maçında da oldukça yoğun bir biçimde hissedildi. Etebo, Taylan’ı kesebilecek kapasitede bir futbolcu değil.
Galatasaray, şampiyonluk yolunda köşe taşı niteliği taşıyan kritik galibiyetlerine bir yenisini daha ekledi.
Maça iyi başlayan sarı- kırmızılılardı. Ev sahibi Alanyaspor ise sağ kanadında büyük boşluklar bıraktı. Galatasaray bu boşlukları iyi değerlendirdi ve üçüncü denemesinde gole ulaştı. Emre Kılınç’ın bu golünde Yedlin’in uzun topla gönderdiği harika pası da takdir etmek gerekiyor. Zaten Yedlin’in hücum yönü, savunma yönüne göre daha fazla ön plana çıkıyor.
Galatasaray’ın golünden bir dakika önce Salih Uçan’la bir topu direkten dönen Alanyaspor, golden sonra da oyunun içinde kalarak çabasını sürdürdü. Ancak oyun anlamında da ağır basan taraf sarı- kırmızılılardı. Lakin 33.dakikada Babacar’a gösterilmeyen kırmızı kart, Galatasaraylı futbolcuları mental açıdan olumsuz etkiledi. Nitekim ilk yarının kalan dakikalarında bu etkinin izleri kendisini gösterdi.
İkinci yarı tamamen farklı bir mücadeleye sahne oldu. Sahanın tek hakimi olan Alanyaspor, oyunu bütünüyle Galatasaray sahasına yıktı. Ev sahibi takım, özellikle son bölümde çok önemli fırsatlar yakaladı. Ancak maçın adamı Muslera’yı geçemediler. Kaptan, bir kez daha takımını kurtardı. Hem de Alanya gibi zor ve kritik
Oldukça elverişsiz hava şartları ve son derece kötü bir zeminde oynanan Galatasaray - Kasımpaşa maçını teknik ve taktik açıdan değerlendirmek çok doğru olmaz. Böyle zor şartlarda daha çok mücadele ön plana çıkar. Nitekim bu karşılaşmada da böyle oldu.
Fatih Terim, gerek yoğun maç trafiğinden dolayı bazı oyuncuların yorgun olmaları gerekse de hava ve saha koşulları nedeniyle rotasyonlu bir kadroyla çıktı Kasımpaşa karşısına. Maçın başlamasıyla birlikte zor koşullara rağmen oyunu rakip sahaya yıkan sarı- kırmızılılar, ilk yarıyı hem oyun hem de skor olarak önde kapattılar.
Gerçekten de Galatasaraylı futbolcular, bu devrede inanılmaz bir mücadele örneği sergilediler. Hatta bu yarı, bir anlamda sarı- kırmızılı futbolcularla Kasımpaşa kalecisi Ertuğrul arasında geçti. Galatasaray’da hücumda Kerem Aktürkoğlu ve Mostafa Mohamed, defansta ise Marcao ön plana çıktılar.
Galatasaray, ikinci yarıda doğal olarak yorgunluğun etkilerini hissetti ve bu nedenle de oyun anlamında geriledi. Nitekim bu bölümde beraberlik golünü kalesinde gördü. Ancak pes etmeyen sarı- kırmızılılar, 89. dakikada Mostafa Mohamed’in penaltıdan attığı golle üç puana ulaşmayı başardılar.
İki takımın