Geçtiğimiz hafta sonu Sinop’ta lakerda yarışması düzenlendi. Kentte hemen hemen her evde lakerda yapılıyor ama hep kendi tüketimleri için. İlk kez bu güzel lakerdalar görücüye çıktı. Hummalı çalışmalara 15 gün önceden başlayan amatör lakerda yapıcıların, yarışmaya bir hayli önem verdiğine tanık oldum. Görünüm, lezzet ve sunum için büyük çaba sarf ettiler. Birinciliği 107 puanla kazanan Şükrü Kıyıcı’ya, Mahmure Üzmez’in elinden Cumhuriyet altını verildi. İkinci Sedat Yalçınkaya yarım altın ve üçüncü İbrahim Konukçu çeyrek altın kazandı.
Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Cemalettin Kaya, Yardımcıları Doğan Ülgen ve Ahmet Çobanoğlu, Sinop’un tanıtımına katkıda bulunacak bu etkinlik için gece gündüz çalışmışlar. Çok başarılı geçen organizasyona ulusal kanal ve gazeteler ilgi gösterdi.
MUTLU İNSANLARIN KENTİ
Sinoplular, mutluluğu yakalamış. Sokak hayvanlarına o kadar sahip çıkıyorlar ki inanamazsınız. İlk kez gittiğim Sinop’a bugüne kadar neden daha önce gitmediğime üzüldüm. Ama en geç en erkendir. Ankara’dan karayoluyla dört saatte ulaşabiliyorsunuz. İstanbul’dan direkt uçuş var. Şehrin lakerdası ve balığı kadar mantısı da ünlü. 30 yıldan beri faaliyet gösteren Teyzemin Yeri’nde
Mevlana, “Yeni yapraklar çıkabilsin diye eski yaprakları temizler hüzün, üzülme sonbahar serttir ama sonu aydınlıktır” demiş. Sonbahara karamsar girsek de, insanın yüreğine su serpen olaylar oluyor. Uzun yıllar sinemada izlediğim Hollywood yıldızları, komşu kapısı yaptı Ankara’yı. Sabah sporumu bitirmek üzereyken gelen telefonda, “Süreyya Bey, Sean Penn gelecek size, lüferiniz var mı? Lüfer tatmak istiyor” dedi karşıdaki ses. “Elbette var, Samsun’dan geldi sabaha karşı. Henüz deniz kokusu üzerinde duruyor” dedim. Keyifli bir yemekten sonra uğurluyorum Sean Penn’i. Kapıda sohbet ederken, fantastik bir yemek olduğunu ve lüferi çok beğendiğini söyledi. “Evet Mr. Penn, lüfer, dünyanın en lezzetli balığıdır!” diyorum. Sonradan öğreniyoruz Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na gittiğini ve Kaşıkçı cinayetiyle ilgili film yapacağını...
Yönetmenlerin duayeni Bu kez öğle arası oğlum Koray’a yaptırmışlar rezervasyonu... ‘Geceyarısı Ekspresi’ filmi ve en son Putin belgeseliyle ses getiren ünlü yönetmen Oliver Stone! Çok dolu, engin deneyimli, ağırlığı olan bir kişilik Stone. Özel odada dostlarıyla avokadolu karidesten lüfer
Geçtiğimiz hafta Antalya’da Uluslararası Resort Turizm Kongresi’ne katıldıktan sonra yüreğime biraz olsun su serpildi. Kasım ayında Antalya’da otellerin dolu olmasına çok sevindim. Denizbank’ın sponsorluğunda gerçekleşen kongrede Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş gibi duayen bir bankacının, turizm sektörüne yaptığı katkıları dinlerken gerçekten çok duygulandım. Turizmin istikrarlı bir kur istediğini söyleyen Ateş, Türkiye’nin dinamiklerinin çok güçlü olduğunun vurgusunu yaptı.
Sektörün geleceği
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erkan Yağcı, ‘Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi’ sloganıyla başladığı konuşmasında sektörde dijital dönüşüm zamanı olduğunu vurguladı. Dünyada turizmde yüzde 7 büyüme varken, Türkiye’de yüzde 23 oranında büyüdüğünü, turizmi 12 aya yayarak, ürün çeşitliliğini artırmayı hedefle-diklerini; deniz, kum, güneş üçgeninin dışına çıkıp sağlık, inanç, doğa, kültür ve gastronomi turizmine ağırlık vermek gerektiğini söyledi.
Marka değeri
“Yeterince gelir elde etmek, hak ettiğimiz geliri yakalamak için Türkiye’nin marka değerini artırmalıyız” diyen Yağcı; “Denizlerimizi, şehirlerimizi temiz tutmalıyız. Turistin otelde
Geçtiğimiz hafta Balıkesir’in Bandırma ilçesindeki iki çılgın girişimcinin kurduğu midye çiftliklerini incelemek üzere yola koyuldum. Allah’ın insanlara sunduğu en ucuz, hatta kendiniz çıkarırsanız bedava protein kaynağıdır midye. Midyeyi çocukluğumdan beri tüketirim. Hem de doğal haliyle. Kaynar suyun içinde haşlayıp üzerine limon sıkmak her zaman ilk tercihimdir. Tahlillerimde de hiç öyle anlatıldığı gibi cıva falan çıkmıyor. Çünkü akıntının altında temiz sulardaki midyeleri tükettim yıllarca. Bandırma’daki üretim yerini gördükten sonra doya doya midye yiyeceğim artık.
Güvenli üretim
Balıkesir bölgesinin doğası; kuzunun, tavuğun, sebzenin ve meyvenin en iyilerinin yetişmesi için oldukça elverişli. Denizin açık rüzgar alması temiz olmasını sağlıyor. Uzun fizibilite çalışmalarından sonra Kapıdağ Yarımadası’nda, Banmid Su Ürünleri adıyla midye çiftliği kuran Volkan Ertaş ve Umut Çakmak, gıda mühendislerinin denetiminde yapılan üretimde midyenin her türlü özelliğini kontrol altında tutuyorlar.
Besleyici midye
Kalsiyum, selenyum, demir, magnezyum, fosfor ve vitaminler yönünden zengin olduğu kadar omega yağ asitlerince de yüksek orana sahip olan midye alırken kabuklarının kırık olmamasına
Aslında üzerinden çok fazla zaman geçmedi. Her şey 30 yıl önce başladı. Anneannemizin yaptığı kadınbudu köfteye, samsa tatlısına burun kıvırıp, çiğ balıktan yapılan suşiyi, kremadan yapılan dondurmayı ayyuka çıkarmaya başladığımız günleri dün gibi hatırlıyorum. Neyse ki bu özenti her geçen gün etkisini kaybediyor ama yeterince zarar verdi… Üç günlük soğuk zincirle gelen tatsız tuzsuz somon balığını sevdirip, yağıyla mangaldaki ateşi söndüren o güzelim sardalyeyi unutturdu! Eşsiz lezzetteki Samsun pidesini ezip, pizzayı popüler yaptı!
Doğallığa özlem
Küçük bir toprak güvecin içinde yapılan fırın sütlacın neyi eksikti? Neden o kaseden çıkarıp İspanya’nın ünlü lokantası El Bulli’nin Şefi Ferran Adria’nın yaptığı tatlı sunumlarına benzettiniz? Bu özentiye destek verenler ve alkışlayanlar zaman kaybettirdi. Şekli maksada kurban etmek, lezzeti arka planda bırakmak mutfağımıza çok zarar verdi.
İthal ürünlerin arkasındaki lobilerin etkisi çok elbette. Öyle bir tanıtım yapıyorlar ki, kinoayı belleğinize yerleştiriyor ve size bulguru, kara buğdayı unutturuyorlar.
İyi ürünler yurt dışına
Biz elimizdeki nimetlerin kıymetini bilmezken, yabancılar Türkiye’de yetişen siyah susamdan, siyez buğdayına ka
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkan-larından unutulmaz isim Burhan Özfatura, yaptığı güzel çalışmalarıyla ses getiren bir kişiliktir. Görevinin son günlerinde İzmir’deki ofisinde bana dert yanmıştı: “Süreyya Bey, kendi iktidar dönemimde Turizm Bakanlığı’ndaki bürokratları aşabilseydim, İzmir’e çok daha güzel hizmetlerde bulunabilirdim!”
Yeni Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bakanlıktaki kısır döngüyü kısa zamanda kırıp ve turizmde yeni bir sayfa açıp, umut veren yaklaşımlarıyla hepimizin yüreğine su serpti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, önemli bakanlıklara seçtiği yetenekli ve işin uzmanı insanlar, hepimizi mutlu ediyor.
Maaş vakfa...
Başarılarını yakından takip ettiğim Ersoy, yaptığı güzel işleri reklam aracı gibi kullanmayı ve medya önünde olmayı pek sevmez. İşletmelerin tüm sorunlarıyla bire bir ilgilenen Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kapısı herkese açık. Aldığı maaşı Mehmetçik Vakfı’na bağışlıyor. Yüreğinde sadece ülke sevgisi ve turizm aşkı var.
Gelir artacak
Türkiye’deki fiyatlarını yabancı turistlerin nezdinde düşük olduğunu ve çıtanın yükselmesi gerektiğini söyleyen Ersoy, bu denli ürün yelpazesine sahip cennet ülkemizinturizmde hak ettiği yere geleceğine
Türkiye’de balık ihracatının yapıldığı önemli illerden biri Yozgat’tır desem, kim inanır? Merakımı gidermek için geçtiğimiz hafta eşim Mahmure’yle yollara düştük.
Kente bir saatlik mesafedeki Çekerek ilçesi sınırları içinde 1998’de inşa edilen Süreyya Bey Barajı’nda dört çeşit balık yaşıyor. Barajın inşaatını yapan mühendislerden Süreyya Bey, trafik kazasında yaşamını yitirince, anısı yaşasın diye ismi verilmiş. Kafeslerde alabalık üreticiliği var. Sazan, çay ve gümüş balığı bol bulunuyor. Bizim yüzüne bakmadığımız gümüş balığı (aterina) Avrupa ve Kanada’da yemek sofralarını süslüyor. Çerez niyetine tüketilen ve ‘göl çekirdeği’ olarak anılan bu balıktan 680 ton Kanada, Almanya, Fransa ve Hollanda’ya ihraç ediliyor. Bölgeye ekonomik katkı, ülkeye döviz ve insanlara istihdam sağlayan gümüş balığı, bozkırın ortasında adeta bir moral kaynağı.
Hiç denizi olmayan Avusturya’da bile balık tüketiminin ülkemize oranla beş kat fazla olduğu düşünülürse, Anadolu’da balık üretmek hiç şaşırtıcı olmamalı.
Çekerek Kaymakamı Evren Çakır, Süreyya Üzmez, Vali Muavini Salih Altun, Mahmure Üzmez
Hamsiye benziyor
Göllerde ve tatlı sularda yaşayan gümüş balığı, 10-15 cm.’yi geçmez. Kuyruğundan başına kadar
Gün boyu yaşayan bir şehir olan New York’ta her konseptin iyilerini sunan restoranlara rastlamak sürpriz olmuyor. Ama bazen görsel ve sosyal medyanın gözünden kaçmış, gerçek gurmelerin uğrak yeri olan özel mekanları bulmak için orada uzun yıllar yaşayanların görüşlerinden istifade etmek gerekiyor. Bunlardan bir tanesi de yeni keşfettiğim, tipik bir Amerikan restoranı olan Estela.
Obama’nın favorisi
Houston Caddesi’nde, dışarıdan fark edeme-yeceğiniz ancak gittiğinizde müdavimlerle dolu olan, lezzetli yemekleri bütün damaklara olumlu tepkiler veren, sıra dışı bir mekan. Hafif loş, sade bir dekorasyonu var.
Restoran, bar tarzı bir yere gelmiş gibi hissediyorsunuz. Ama buradaki yemekler, “Tek yol lezzet!” dedirtecek cinsten. Akdeniz esintilerinin olduğu restoranda aromatik bitkilerle sunulan yeşil soslu burrata, ekmek üzerinde midye, mürekkepli pilav, rokfor ve portakalla yapılan hindiba... Hepsi damak çatlatıyor.
Özellikle kuzu pirzola fark yaratıcıydı. Barack Obama da bu restoranın müdavim müşterisiymiş.
Suşide Bondst
İkinci kez gittiğim Bondst’ta yediğim suşiler, Japonya’nın en ünlülerine yakın derecede lezzetli. Taraklı suşi bir harika!