Sina Koloğlu

Geçenlerde bir arkadaşımla konuşuyorduk. “Para verdik film için ‘bip’li buzlu çıktı karşıma” diyor. TV Plus dijital platform. Paralı kanal. Seç, beğen, al durumu. Bu ‘bipleme’ ve ‘buzlama’ya alıştırıldık. “Küfür çok ne yapalım ‘bip’liyoruz” ya da “İçki var ne yapalım buzluyoruz.” Filmin kendisine yapılan bir ayıp bu aslında. Ne yayınlayan, ne izleyen, ne de filmi çekenden tık yok. “Ne yapalım ceza mı alalım?” gelen cevap. Açık kanalda durum böyle.

Peki ‘paralı dijilat platform? ‘Oflu Hoca Trakya’da’ filmini listesine almış. Vatandaş bu filmi ‘sansürsüz’ izlemek için para ödemiş. Karşısına ‘sansürlenmiş hali’yle bir yapım çıkmış. İster paralı olsun, ister açık kanal, bugün sinemalarda oynayan hemen hemen bütün ‘komedi filmleri’nde bol miktarda argo vardır. O zaman yayınlamayacaksın. Hele hele paralı kanalda... Kimse “Niye ‘Oflu Hoca’ filmi göstermiyorsun?” diye sık boğaz

FOX, yılbaşı gecesine ‘Ata Demirer Gazinosu’ işini koymuş. Doğru ve reyting alacak bir iş. Ben izledim. Açık kanalda hele bu günün şartlarında ‘bipsiz’ gelmesi mümkün değil. Ve bu ‘bipsiz’ sahnelerin hayli çok olacağı kanaatindeyim. Yine bu sahneler, en çok gülünen bölümleri oluşturuyor. Şarkılar güzel, Ata ses eğitimi almış müziği bilen bir isim. Evlerde birlikte söylenecek şarkılar. Ya Ata’nın hikayeleri? Valla onlar epey tırpanlı gelir. Yoksa ‘gençlerin ve çocukların ayakta olduğu saat diliminde’ diye başlayan, ‘aile yapısı adet ve örf diye’ giden maddelerden ceza kapıda. Kurul mutlaka izleyecektir! Bu bir durum saptamasIdır. Keyifle seyrettim, bilmem anlatabildim mi?

AMERİKAN DİZİLERİNİN PABUCU DAMDA

‘İngilizce’ hegemonyasındaki dizi ve film dünyası, dijital platformların etkinliğini arttırmasıyla kırılmaya başlandı. ‘Dilin demokratikleştirilmesi’ olarak da yorumlanıyor. Amerika ağırlıklı olmak üzere İngilizce konuşulan dizi ve filmlere bizi fena alıştırmışlardı.  ‘Digital

Cem Adrian konser vermeyi seviyor ama röportaj vermekten hiç hoşlanmıyor. Yakalamışken kendini anlatsın istedim. Kendi için “Gündelik hayatımda eğlenceli biri olduğumu söyleyebilirim. Ya da, öyle olduğumu söylerler... Sahnem ise ayın karanlık yüzü gibi. Ama orada çok daha gerçek hissediyorum” dedi

Cem Adrian hani klasik laftır, duruşu ile farkını ortaya koyan bir sanatçı. Çok konser veriyor ama ‘röportaj vermeyi' sevmiyor... Adrian ve ekibiyle 2014 yılında bir yurt dışı turnesinde birlikte olmuştuk. Ne kadar sade, ne kadar naif bir sanatçı olduğunu gözlemlemiştim. Yeni single çalışması “Gemiler”, Orhan Atasoy imzalı. Çok özel bir şarkı. Adrian’a duygularını sordum.“Kendisini ve ruhunu yakından tanımayı çok isterdim. 'Gemileri'i ilk dinleyip o efsane videosunu izlediğimde, oldukça gençtim... Bende bıraktığı etki ve iz çok derin oldu. Zaten bu şarkıyı, gençliğimde bende yarattığı etki ile şimdiki müziğimi şekillendiren şarkılar ve şarkıcıların eserlerinden oluşan

Bir katılım bankasının reklamında ‘dış güçler’ olduğu sanılan bir ekip, loş ışıkların eşlik ettiği kasvetli bir toplantı salonunda. Söz konusu bankanın bir yeni işleminin ne olduğunu çözmeye çalışıyor. Muhtemel, küresel kapitalizmin ‘Biraderler’ kartvizitli kuruluşudur hayal edilen diye bir fikir oldu ev ahalisinin. “Kurtlar Vadisi’ndeki toplantılara da benzemiyor değil” dediler.

Bu virüs hep Çin’den gelmiş

Tesadüf ‘Dünya Savaşı Z’ filmine denk geldik. Konusuna bakalım dedik. Çin’den gelen virüs diye başlıyordu. Yapım yılı 2013. Bu virüs milleti zombi yapıyor... Ne tesadüf değil mi daha hallicesi, Çin’deki yarasalardan tüm dünyaya yayılmıştı!

Tarihi fark

Galatasaray-Cizre Belediyesi maçında yaşanan olaylar gündeme geldi. Sahada yaşanan bir durum atlandı. Galatasaray bir sette 14 sayıyı tek bir servisten kazandı. Sanırım bu voleybol tarihine geçecek bir durum. Bu arada Cizre Belediyesi ile ilgili bir çift söz. Efeler Ligi’nde oynayacak güçte bir kadro kurmuşlar. Bir

Rıdvan Dilmen, Erkan Özdamar’ın Fenerbahçeli Serdar’ın Karagümrük’e attığı golü “Aman başım yanmasın” diye vermediğini ima etti TRT Spor’da. Biraz ötede a Spor’da Erman Hoca, “Buz gibi faul” dedi. Ligler başladı, koy araya karbon kağıdı, birebir geçtiğimiz senelerin kopyası. Merak ediyorum bu 18 haftada üç büyüklerin hangi maçını yöneten hakem için yorumcular, “Valla acayip maç yönetti” dedi. Birinin iyi dediğine diğeri, kötü diyor filan. MHK’den memnun olan oldu mu bugüne kadar? Yabancı hakem gelsin yıllarını unuttuk mu? Bir ‘futbol kirli’ lafıdır bitmiyor. Bu fasit daire kırılmadığı sürece önümüzdeki yıl da karbon kağıdını koyun, bu yılın aynısının tıpkısı olacaktır. Galiba tüm futbol seyircisi, oyuncusu, yöneticisi, hakemi, federasyonu, MHK’si bundan besleniyor. Tersi olsa ortalık süt liman olsa, rahatsız olacağız galiba!

‘SADAKATSİZ’ MAHALLESİ

Ev ahalisi, “Bir mahalle var sakinleri, bir o eve, bir bu eve gidiyor. Bütün

Dünya dizi tarihinin önemli işlerinde biri oldu; ‘La Casa de Papel’... Her ülkede kendi dilinde dublajı yapılarak yayınlanıyor. El Pais gazetesinde diziye seslerini veren değişik ülke dublaj sanatçılarıyla söyleşi yapılmış. ‘Profesör’ en önemlilerinden biri. Andrea Lavagnino İtalya’daki sesi Sébastien Hébrant Fransızca konuşan ülkelerdeki sesi. Bizde ‘Profesörü’ Murat Şen seslendiriyor. Kendisiyle hem diziyi hem sektörü konuştuk.

İyi dublaj sanatçısı olmak

Lavagnino, “İyi bir dublaj sanatçısı oyuncunun ağzına değil, gözüne bakar” demiş. “Evet, gözler en güçlü ifade aracıdır. İtalyan meslektaşım doğru tespit etmiş” dedi Murat Şen.

Nasıl bir profesör?

‘Profesör’ün Fransızca dublajını yapan tiyatro oyuncusu Sebastion Hebrant karakterin ikilem taşıyan bir karakter olduğunu söylemiş, “Hem keskin zeka, hem de zaman zaman göstermelik de olsa, dikkat çekici tevazu arasında gidip gelen bir çalışma oldu benim için” diyor Şen karakter

Adı üstünde haber kanalı. Her akşam canlı yayın ve tartışma programları var. ‘Bu kadar çok haber kanalı olup, bu kadar çok tartışma programı olan başka bir ülke televizyonu var mı?’ hep merak etmişimdir. Bunu gören biri diyebilir ki, “Ne ülke halk dünyayı yakından takip ediyor. Yüz çiçek açıyor, bin fikir yarışıyor.” Öyle bilin, öyle söyleyin derim. Kabine toplantısı sonrası önemli açıklamalar olacağı akşamüstü biliniyor. Dövizin durumu malum, borsa malum, pahalılık filan malum. Konu bunlarla ilgili tabii ki. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamayı yaptı, biz haber kanallarında geziniyoruz. Gözden bir ikisi kaçmış olabilir ama saydığım kadarıyla, CNN Türk’te bir ekonomist, Halk TV’de bir ekonomi programı yapan uzman bir isim ve eski Merkez Bankası Başkanı, TRT Haber’de iki ekonomist gördüm, o kadar. Diğerleri? Her akşamın hazır ve nazır kadrolarından oluşan tayfaydı. Ev ahalisi, “Dizi gibi doların durumunu izledik” dediler.

‘OĞLUM’ DİZİSİNDE BAŞROL KİMDE?

Ay

Bizim yerli dizileri aslında ‘telenovela’dır hep bunu söylerim. En çok rağbet gördüğü, Güney Amerika ülkeleri. ‘Kardeşlerim’ dizisini Şili kanalı TVN yayın hakkını yeni aldı. Şili Ulusal Televizyonu 1969 yılında kurulmuş ülkenin en köklü kanalı.

Bize çok uyuyor

Neden Türk dizisi sorusuna yetkililerin verdiği cevap; “Bizim topluma çok uygun. Aile bizde çok önemli. Azim ve direnç bu dizide var. Aynı ‘Kadın’ projesinde olduğu gibi. Bu diziler bizim sosyal gerçekliğimizin dizileri.” Aynı kanalda ‘Kadın’ yanı sıra ‘Hercai’ de büyük başarı elde etti. Üç sezon ortalama yüzde 9.3 reyting almış.

Türk filmleri de ilgi görüyor

1959’da yayına başlayan bir diğer önemli kanal Channel 13 ‘Türk filmleri kuşağı’ yapıyor. Geçtiğimiz 10 Aralık’ta ‘Hadi Be Oğlum’ 17 Aralık’ta ‘Sonsuz Aşk’ı yayınladı. Ocak ayında ‘Aşk Sana Benzemez’ ve ‘İkimiz Yerine’ ekrana gelecek. Filmler cuma günleri yayınlanacak