Sina Koloğlu

Erkin Baba’nın şarkıları statlarda söylendi, dillerde dolaştı... Hep ‘aykırı’ durdu. Hayat felsefesi böyleydi. Baba, bugün Kanada’da. 30 yıl sonra sanırım değişen fazla bir şey olmadı

O zamanlar TV 2 var... Şimdiki TRT 2 diyelim. Butik müzik programları yayınlardı. ‘Bir Avuç Rüzgâr’ da onlardan biri. Ekranda yayınlanmadan önce Erkin Koray ile söyleşi yapmışım. Sisli hatıralar. Erkin Baba’nın evi Mecidiyeköy’deydi. Hatırladığım kadarıyla kasvetli bir salonu vardı. “70’li yıllarda yaptıklarıma baktığımda müzik olarak daha geriye gittiğimi görüyorum. Yapmak istediğimin anlaşılamayacağı endişesini taşıyorum. Diğer taraftan kendi müziğim olarak kabul etmediğim tarzda yaptığım kasetler de maddi açıdan istenilen düzeye ulaşmıyor. Ne Erkin’i rockçı olarak görmek isteyenlerden ne de diğer taraftan kabul görmedim” demiş. “Erkin Koray kimi zaman Ortaköy’de köhne bir barda çalıyor kimi zaman sokak konserlerine çıkıyor. Şimdi Bilsak’ta sahneye çıkıyor. TV’yi, adını

Marsilya-Galatasaray maçı; tekrar vereceğim diye pozisyonları kaçırdılar sürekli. Aynı beIN Sports mantığı. Onlarda ‘Fransız kafası’ ile çekiyorlar maçları. Özet; kötü bir maç izlettiler bize.

DÜNYAYA KAHRAMAN GETİRMEK

Ev ahalisi taktı reklama, “Anneler kendilerinden birer kahraman dünyaya getiriler” diye bir cümle duyunca. Çocuk bezi reklamından.

KONSERİNE 450 BİN TL HARCAMIŞ!

İrem Derici, İstanbul Açıkhava’da verdiği konseri için 450 bin TL harcamış. Dekoruyla, dansçılarıyla ve ışık gösterisiyle, belli oluyor. Bütün parasını, kendi birikimlerinden vermiş, öyle söyledi. “Hayalimdeki konser” diyor. Evet burası bir konser mabetidir. Parayı bastırdın mı çıkıyorsun şimdi.

SONRA KÖYDEKİ KAFEYE GİDİYORUZ!

Ülke TV’de ‘Topraktan Sofra’ya programında Aydın-Nazilli’deki Aksu Köyü yamaçlarında incir toplayan kadınlar vardı. Sunucumuz Zeynep Tor, bir genç köylü kadına sordu “Günde kaç saat çalışıyorsun?” Sabah 04.00’de

‘Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını/Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin/Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara/Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin’... Bu sözler ekranda görüntüde, kumsalda yatan Asya. Başında Volkan ve sağlık ekibi. Gözlerini açıyor derin bir nefes alıyor. Ataol Behramoğlu’nun çok bilinen şiiri ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’. Hıncal Uluç, “Ben Milli Eğitim Bakanı olsam, bu şiiri bütün ders kitaplarının ilk sayfasına koyarım ki, tüm gençler ezberlesinler. Kendilerine hayat felsefesi yapsınlar” diye yazmış, 2011 yılında köşesinde. Şairlerin dizelerinin dizilerde vücut bulması her daim mevcuttur. Bu arada şiiri Cansu Dere okudu.

Eleştirmişler!

Dizilerin şairlerin sevilen dizelerine yer vermesi yeni bir olay değil. Bu sezon bir dikkat çeken örnek ‘Masumlar Aparatmanı’nda yaşandı. Sivas Katliamı’nda yakılan şair Metin Altıok’un şiiri yükseldi; ‘Kanadı Kırık Bir Akşam’. Bir gazetemiz ise durumu şöyle

Hakan Bayrakçı’nın haber kanalındaki sözleri dikkatimi çekti. “Senelerdir beraber çok haber programına çıktık. 500 saatin üzerindedir kendisi ile çıktığımız toplam canlı yayn saati. Onu iyi tanıyorum” dedi. Yani iyi dostuz, bunun da göstergesi ekranda çıktığımız program süresi. Yaşamda dostlukların saat süreleri ne kadar bilemem. Bir müzik grubunda mesela (Bizim Bulutsuzluk Özlemi) ortalama ayda beş konserden yılda 60 konser. Eh şehre gidiş, çalış, kalış ertesi gün dönüş bir 10 saat olur. Yılda 600 saatlik bir beraberlik ortalama. Ama bir ‘tartışma programı dostluğu’nun başka bir gerçeği ortaya çıkarıyor; hep aynı isimler ekranda. Bayrakçı aynı zaman diliminde mutlaka başka isimlerle de beraber oluyor. Ya da benzer zaman dilimini akşam tartışma programlarında, birlikte geçiren bir isimler silsilesi var.

TEATRAL BİR GÖSTERİ

Mert Gürer bu köşede sıkça görüşlerine yer verdiğim bir iletişim uzmanı öğretim görevlisi. Doktora tezini tartışma kültürü üzerine yapmış. Sordum

Dünyada dizi ihracatında en önemli ülkeyiz. Böyle bir özelliği olan ülke dizi ve oyuncularının Emmy’de yer almaması çelişkili bir durum. Sektörün en prestijli ödülünün ‘Uluslararası ayağında’ (İnternational Emmy) bu sene tek Türk dizisinin aday bile olamaması düşündürücü. Geçtiğimiz yıl ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Haluk Bilginer ödül almıştı. 2017’de ‘Kara Sevda’ ödül aldı. Dünya dizi sektöründe bu kadar etkili bir ülke için çok az. Ödül adaylarına baktım. İngiltere (4 dalda), Hindistan (3 dalda), İsrail (2 dalda), Kolombiya (2 dalda) ve İspanya (2 dalda) aday olmuş. Arjantin, Mısır, Şili, G. Kore ve Norveç birer dalda. ‘En İyi Dizi’, ‘En İyi Kadın’ ve ‘En İyi Erkek’ dalları. Bizim iddialı olduğumuz dal ‘Telenovela’da Brezilya, Portekiz, Çin ve Singapur dizileri aday olmuşlar. Bizden kimse yok.

Politik oyunlar

Durumu piyasadan bu konuda tecrübeli isimlere sordum. “Çok fazla politik oyunlar

Uzun saçları ve çizmeleri ile Gaziantep’te otobüsten indiklerinde bir çocuğun “Abi siz uzaydan mı geldiniz” dediği dönemin müzisyeni Ömür Gidel’den  küçük tanıklıklar...

16 yaşında yolculuk başlamış. Tam 48 sene müzik dünyasının sandalında kâh durgun, kâh dalgalı müziklerde, müzisyenlerle haşır neşir olmuş, meşhur 68 kuşağı müzik serüveninde yerini almış; Ömür Gidel. Bir babaanne düşünün, Tire’de ilk sinemayı açmış. Üç bin kişilik bir amfitiyatro şeklinde yaz, kış işliyor. Torun da çılgın olacak tabii ki. Öte yandan Merkez Bankası Genel Müdürü bir büyük amca Nail Gidel, Ankara’dan eli uzanıyor “Ne demek müzik, ne demek müzisyen olmak” diye. Bütün iş galiba 1968 Kadıköy Süreyya Sineması’ndaki bir konserle başlamış. Hemen karşısında oturuyor Gidel ailesi. “Anneannem ile annem beni Kaygısızlar konserine götürdüler. Meğer hayatım onlarla kesişecekmiş.”

Kurtalan Ekspress yılları “Efes

‘Yalancı’ dizisinden bir cümleyi not almışım; “Dul olan kadın. Erkek bekar olur.” Belki de tüm dizinin ana fikrini anlatan bir cümle. Toplumun kadın-erkek ilişkilerinden ahlak terazisinde ağırlığın ne tarafta olduğunu anlatır. Dizide bir sahne, daha fotoğrafı net anlatır. Murat (Cemal Toktaş), Deniz’in (Burçin Terzioğlu) eski kocası, ablası Yasemin (Hazal Türesan) ile bir ilişki yaşamıştır. Murat artık boşandığını ve kendisini sevdiğini söyler. Deniz’i cerrah Mehmet Emin(Salih Bademci) karşısında savunmak adına ortak hareket etmeye karar verirler. Bu arada bir cümle Murat’ın nasıl denir şaka gibidir; “Siz benim ailemsiniz.” Biri ayrıldığı ve aldattığı karısı Deniz, öteki onu aldattığı ablası, Yasemin...

TRT MÜZİK’TE GÜZEL BULUŞMALAR

TRT Müzik’te hoş birlikteliklerin programları var. ‘Batıdan Doğudan’ bugün ilginç bir üçlüyü ekrana getiriyor; TAD... Basta Demirhan Baylan, gitarda Akın Eldes ve davulda Turgut Alp Bekoğlu. Saat 17.00’de. Yarın bir başka özgün yapım ‘3 Ses’i kaçırmayın.

‘Yargı’ dizisinin fragmanında birinci bölüm sonunda Ceylin’in morgta kardeşinin cesediyle karşılaşması, ikinci bölümü daha bir bekler kıldı. Fragman bazı ipuçları veriyor. Mesela öldürülen İnci’nin babası Zafer, savcı Pars’a “Çocuğun babası emniyet amiri, abisi savcı demeyeceksiniz değil mi?” diyor. Pars, kararlı. Ilgaz ile farklı bir geçmişleri var. Ilgaz, Pars’ın kız kardeşiyle evlenecekti. Nişan yapılmış, son aşamaya gelinmiş ve Ilgaz nişanı bozmuş. Pars’ın bunu kabul edemediği ilk bölümde belli oldu. Ilgaz’ın kardeşinden bunun acısını çıkarmak isteyecek. Bu arada Ilgaz’ın nişanı bozduğu, “Biz ikimiz buna karar verdik” dediği kadın ortaya çıkacak mı? Bence ilginç olur.
Çınar, “Ben yapmadım” diyor ısrarla. “Bu kadar tesadüf olur mu?” diyor deliller için savcı Pars. Soru işareti burada. Kanlı hırka, altınlar vs... Sanki yerleştirilmiş deliller.
Acaba asıl hedef Çınar değil de, Ilgaz mı? “Bir sevgilisi var, herkesten gizlediği” diyor fragmanda İnci