Geçen yıl Teksasta yaşayan işadamı Ercüment Kılıçın, ATAA başkanlığına gelmesiyle sergilediği yeni yaklaşımlar, derneğin ikiye bölünmesine yol açtı. Bir yanda mütevelli heyeti, öbür yanda yönetim kurulu... Önce, derneğin kurucu başkanı ve mütevelli heyeti eski başkanı Dr. Ülkü Ülgür görevinden istifa etti. Son bir yılda yaşanan gerginliklerin tırmanmasıyla Koç, Eczacıbaşı ve Aloğlu da geçtiğimiz günlerde istifa mektuplarını yönetime sundular. Başlığa bakıp bu yazıyı Amerikadan yazdığımı düşünebilirsiniz, öyle değil, Türkiyedeyim. Zaten konum da Türk iş dünyasının önde gelen üç ismi Mustafa Koç, Bülent Eczacıbaşı ve Sedat Aloğlunun, Türk - Amerikan Dernekleri Birliği (Assembly of Turkish American Associations - ATAA) mütevelli heyetinden istifa etmeleri. ATAAnın kimliğinden söz etmeliyim... 1974 Kıbrıs Barış Harekatını izleyen ABD ambargosu ile gerginleşen Türk - Amerikan ilişkilerini yumuşatmak amacıyla, 1979 yılında Türkiyenin Washington Büyükelçisi Şükrü Elekdağın da girişimleri ve Dr. Ülgürün çalışmasıyla, ABDde sayısı 19u bulan "Türk - Amerikan" dernekleri ATAA çatısı altında toplanmıştı.Dernek; Türk Tanıtma Fonunun maddi desteği, faaliyet gelirleri ve üye aidatlarıyla çalışmalarını sürdürdü. Ancak derneğin asıl kaynağı, ATAAnın içinde 1 milyon dolar fon yaratan Ülgürün mütevelli heyetinden topladığı paralardı. Bu fonun yıllık faiz gelirleri mütevelli heyetinin onayıyla dernek bütçesine aktarılıyordu.Üye dernek sayısı 57ye çıkan ATAAda son bir yılda ortaya çıkan anlaşmazlığın kökeninde, Kılıçın derneği "sivilleştirmek" iddiasıyla yönetimi profesyonel yönetimden alıp bizzat başına geçmesi ve mütevelli heyetine savaş ilan etmesi yatıyor. Kılıç, ATAAnın Türk Dışişlerinin bir organı gibi çalışmasına karşı bir anlayış sergiliyor. O nedenle Türk hükümetinden kaynak almamayı, üye tabanını elitlerin dışında kalan; mavi yakalılara, esnafa, hatta Türk cumhuriyetleri coğrafyasından ABDye yerleşen Türklere açmayı savunuyor.2003ün başından beri "Kendi yağımızla kavruluyoruz" açıklaması yapan Kılıçın görüşleri, verdiği bir röportajda kullandığı şu ifadelerle özetlenebilir:"Resmi kaynaklardan uzak olan birimler, doğruyu daha rahat söyleyebilir. Bu demek değildir ki, resmi kaynağın söyledikleri yanlıştır ama sivil toplum demek, sivil toplumun haklarını savunan bir kurum demek. ATAA olarak bir sivil toplum örgütüyüz ve geçmişe nazaran daha bağımsız davranmalı, özkaynaklar yaratmalı, kendi yağımızla kavrulmalı ve toplumun gerçeklerini bildiğimiz gibi söylemeliyiz."Bu görüşün tümüyle paravan olduğunu ileri süren Dr. Ülgür, Kılıçı "işsiz güçsüz" diye tanımlıyor. Ülgür, derneği kendine işyeri olarak konumlama gayreti içine düştüğünü iddia ettiği Kılıç hakkında, maddi soruşturma da açtıklarını belirtiyor.Ülgür, aralık ayında görev süresi dolan Kılıçın amacının bundan sonraki dönemde profesyonel yönetici olarak dernekte kalma gayreti içinde olduğunu belirtiyor.ATAAda işler bu ölçüde karışınca fiili yönetimden uzak olan Koç, Eczacıbaşı ve Aloğlunun da kavganın dışında kalmak için istifa ettikleri belirtiliyor.25 Eylül günü Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün New Yorkta Türk - Amerikan Dernekleri Federasyonuna yapacağı ziyarette, konunun gündeme gelmesi bekleniyor. Amerikadaki lobi gücü ATAA, Amerikada Türkiye lobisini etkin bir biçimde yürüten kuruluşların başında geliyor. Özellikle Amerikan Kongresine sunulan sözde Ermeni soykırımı tasarısını durdurmaları, 17 Ağustos depreminden sonra Türkiyeye 1.5 milyon dolar tutarında bağış göndermeleri, 2001 yılında da Türk - Amerikan Dostluk Grubunun kurulmasında katkıları biliniyor.Teksastaki işlerini bırakarak, Washingtona yerleşen ve dernekten maaş almadan fiilen yönetime soyunan Kılıçın değişim hamlesi, mali hesaplaşmaya kilitleniyor. Oysa Kılıçın savunduğu sivilleşme iddiasının farklı anlamları da olmalı. Asıl tartışılması gereken de bu. syilmaz@milliyet.com.tr Neyi tartışıyorlar?