Lübnan ve Türkiye; Ortadoğunun hem önemli iki bacağı, hem de iki ayrıksı ülkesi.Yüzyıllardan devralınan Hristiyan - Müslüman çatışmasının körüklendiği bu bölgede süren demokrasi arayışları, Lübnanı diğer Arap ülkelerinden farklı kılıyor. En azından barındırdığı etnik ve dinsel mozaik bunu emrediyor. 10 bin merekareye 17 din ve mezhep düşüyor!3.5 - 4 milyon nüfuslu Lübnanın başkenti ve bir zamanlar Ortadoğunun Parisi olarak anılan Beyrut, müteahhit/bankacı/medya patronu Başbakan Hariri yönetiminde; 17 yıl süren iç savaşın izlerini silmeye çalışıyor.Suriye ile siyasi ve askeri içiçe geçmişliklerinden olsa gerek, Lübnana sınır komşumuz gibi davranıyoruz. Suriyenin PKKya karşı tavır alması ve Abdullah Öcalanı barındırmaktan vazgeçmesi ile bu iki ülkeyle yeni bir süreç başladı.İsrail tehditinin sürdüğü Lübnanda ise 350 bin Filistinli, mülteci kamplarında yaşıyor. Türkmen kenti Telaferden gelen ölüm haberleri üzerine, yeni döndüğüm Lübnandan kaydettiğim Beyrut notlarına devam etmek istiyorum... Beyrutta ABDnin Irak politikası konuşuyoruz. Rehberimiz Rita, Iraktan sonra Suriye ve Lübnanın ABDnin hedefi olabiliceğini söylüyor. İsrailin Lübnan tehditi halen sürüyor, ülkenin güneyi ateş altında. Bu bölgeyi Hizbullah koruyor. ABDnin terörist gördüğü Hizbullah, Lübnan Meclisinde 6 milletvekili ile temsil ediliyor, aynen Hamas gibi...Öyle ki, iftar yemekleri düzenleyen bu gruplara davetliler zarf içinde para veriyor. Lübnan Maliye Bakanı da bu geleneğe uyduğundan, ABDye girememişti.Lübnanda 1975 - 1990 yılları arasında süren iç savaşta bir ölçüde çekilen Arap sermayesi, geri dönüyor. Lübnan banka sisteminde toplam 85 milyar dolar döviz rezervi bulunuyor. Bu paralar gizli hesaplarda... Saddamın parası mı, Hizbullahın parası mı kimse sormuyor... KKTCnin tanınması yolunda ilk olumlu mesajı veren ülke Lübnandı. Lübnandan Ortadoğu siyasetine bakarken, PKK ile girişilen mücadelede Suriyenin önemli ataklar yaptığını görmemiz gerekiyor. Suriye son aylarda Türkiyeye terörist teslim etmeye başladı. ABDnin politikası Ankarayı ziyaret eden Barzani, Dışişleri Bakanı Gül ile temaslarında stratejisini orta koydu.Telefarda sivil Türkmenlere yapılan saldırı peşinden geldi.Telefar ile yakın temasları olan Türkmen Milliyetçi Cephesi temsilcileriyle yaptığım görüşmede, Türkiyeden gece yarısı yiyecek ve ilaç yüklü 5 kamyonu yola çıkardıklarını söylediler. Dün de Türkmen köylerine ağır silahlarla saldırının sürdüğü anlatılıyor.Son 5 aydır bölgeye peşmerge ekiplerinin gönderildiği ve koridor oluşturulduğu söyleniyor. Yiyecek ve ilaç yardımı Geçtiğimiz aylarda planlı olarak Türkmen liderler öldürüldü ancak bunların bir çoğuna kaza süsü verildi.HazirandaTürkiyeye moral gezisine gelen Türkmenler de benzer görüşleri dile getirmişlerdi. Hepsi Saddam döneminde Kuzey Irakın Araplaştırılması politikasının kurbanıydı ve bedenlerinde Ebu Gıreyb de gördükleri işkencenin izlerini taşıyorlardı. Şimdi de Kuzey Irakta Türkmen bölgelerinin Kürtleştirilmesi politikası uygulanıyor. Kuzey Iraktaki otorite Barzani, Ankarada niyetini açıkladı:"Kerkük için savaşırız..."Mesut Barzani, Türkiyeden PKK/KONGRA - GEL için genel af istedi..Lübnan ekseninde yaşanan İsrail, Türkiye ekseninde yaşanan Kürt gerçeği, bu çoğrafyada silahların bilendiğini sergiliyor. Türkiye bu çembere dahil olacak mı, yoksa bir stratejisi mi var henüz bilmiyoruz, görmüyoruz... syilmaz@milliyet.com.tr Kaza süsü verdiler!