Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye tarafında "gurubun" eşbaşkanlığını Devlet Bakanı Mehmet Aydın, koordinasyon kurulu eş başkanlığını ise Erdoğan'ın Dış Politika Danışmanı Rafet Akgünay yürütecek.Akgünay, BM'nin "ittifakı" destekleyen ülkelerden 16 - 18 kişilik "akil adamlar" grubu oluşturmaya çalıştığını belirtiyor.11 - 12 Temmuz tarihlerinde New York'ta yapılan BM toplantısında, projeye, içinde Latin Amerika, İran ve Polonya'nın da yer aldığı 15 kadar ülke destek verdi. Akgünay, "Yazmanlık grubu, 2006 yılı BM Genel Kurulu'na kadar 4 - 5 kez bir araya gelerek hazırlayacakları raporu, Genel Sekreter Kofi Annan'a sunacak. Genel kurulda da eylem planı açıklanacak" bilgisini veriyor."Medeniyetler ittifakı" girişiminin bütçesi, İspanya ve Türkiye'den sivil toplum kuruluşları, vakıflar, şirketler gibi özel kaynaklardan oluşacak. Birleşmiş Milletler (BM), Müslüman toplumu temsilen Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, Hıristiyan toplumunu temsilen de İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriquez'i, "Medeniyetler İttifakı" girişiminin eşbaşkanı olarak seçti. 11 Eylül sonrası tehdit algılamasına yol açan "dinler arası uyum" sorununu gidermeye dönük eylem planı hedefleniyor. Avrupa'daki göçmen Türklerin, yaşadıkları toplumlara daha iyi uyum sağlayabilmeleri için, Avrupa'da bulunan Müslüman ve İslami Organizasyonlar ile sıkı diyalog kurulması gerektiğini belirten Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen'in araştırmasından örnekler vermek istiyorum.AB ülkelerinde 15 milyon Müslüman yaşıyor. Bu ülkelerin başını 5 milyon ile Fransa çekerken, onu sırasıyla Almanya (3.4 milyon), İngiltere (1.6 milyon), Hollanda (700 bin), İtalya (700 bin), İspanya (400 bin), Belçika (380 bin) ve Avusturya (370 bin) izliyor.TAM, her yıl Almanya'nın Kuzay Ren Vestfalya'da yaşayan Türklerle bir araştırma yapıyor. 2005 yılında yapılan TAM araştırması, Almanya'da yaşayan Türklerin büyük bölümünün İslam ile duygusal bağlarının güçlendiğini ortaya koyuyor. Bu kişilerin yüzde 50'si kendisini 'dindar', yüzde 22'si 'çok dindar', yüzde 24'ü 'pek dindar değil', yüzde 4'ü de 'hiç dindar değil' diye tanımlıyor.Kendisin dindar ve çok dindar olarak tanımlayanların oranı son 5 yıl içinde yüzde 57'den, yüzde 72'ye çıkıyor.Şen, araştırma sonuçlarını,"Entegrasyonun sağlanması için İslam ile diyaloğa daha çok önem verilmesi gerekir" diye yorumluyor.Türklerin ikinci vatanı haline gelen Almanya'da, Avrupa'nın göbeğinde beslenen "dindarlığı" algılamadan, BM'ye "uzlaşı planı" sunmak güç olsa gerek.Türkiye, önce Avrupa'daki göçmen nüfusun, yaşadığı toplumla "uyumunu" sağlamak zorunda. Hollanda bunun ilk tepkisini vermiş, ülkesindeki göçmenlere verdiği eğitim desteğini keseceğini açıklamıştı.Türkiye'nin "uyum politikası", yalnızca entegrasyon için değil, toplumların barışı ve gelişmesi için de gerekli.Bir model: Avrasya Kültürel ve Toplumsal Gelişim Derneği Başkanı Şule Kılıcarslan ile Ermenistan'da iletişim şirketi sahibi Gohar Dubost; "WM" adı ile ortak bir kadın dergisini çıkarıyor. Geçen yıl birinci sayısı çıkan derginin, ikinci sayısı Ermenistan'daki "baskılar" nedeniyle, bir yıllık gecikmeyle çıkabildi.Kılıçarslan 15 bin adet basılan "iki toplumlu" dergiyi, ABD ve AB'nin en üst düzey yetkili organlarına ve sivil toplum önderlerine gönderiyor.Uzlaşı kanallarını açmayı sağlayacak "eylem" gerekliliği; hem devlet, hem de sivil toplum örgütleri alanında ortaya çıkıyor. Zor da olsa yapılıyor da. syilmaz@milliyet.com.tr Dindarlık yükseliyor