İlk söz çarpıcı: Konut kredileri asrın olayı.Bu sözün arkasında neler var?Özince, 35 milyar dolarlık kredi pastasında konut kredilerinin 5 milyar liralık dilimi oluşturduğunu söylüyor ve bu hacmin artışının etkilerini başlıklarla anlatıyor:Krediler, çabuk büyümeyi menkulleştirecek bir olay. Her sınıftan insanın gayrimenkul talebi var. Türkiye'deki en büyük arazi sahibi ise devlet. Araziler şehirlerde işgal altında. Devlet borçlu, devletin de kazanması mümkün.Gayrimenkul hem bir tasarruf aracı, hem de devletin mal sahibi olmasından dolayı kayıt içine çekilebilir. Ayrıca gayrimenkul vergi tabanını genişletir. İnşaat sektörünü disipline edecek bir etki yaratır. IMF Türkiye'ye yaptığı ziyarette, bankaların kullandırdıkları konut kredilerindeki artışa dikkat çekmişti. Konut kredisi faizlerini yüzde 1.20'ye çeken Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'ye Washington'daki "Finans Fuarı'nda" (Bu tanım Babacan'a ait), "IMF tarafından konut kredi faizleri yeniden gündeme getirildi mi?" sorusunu yönelttim. Sabit getirili menkul kıymet piyasası imkânı var. Devlet, enflasyon üzerinde marj verip borç alıyor. Bu kredi kartlarında kendini iğrenç bir şekilde gösteriyor. Sermaye piyasası klasik yapılanmanın dışına çıkmalı. Borç verenlerin yelpazesini genişletmemeliyiz.Geçtiğimiz günlerde "Sermayenin Sırrı" kitabının yazarı Desoto Türkiye'ye geldiğinde, gelişmiş ülkelerin en büyük sırrının gayrimenkulleri kaydileştirmek olduğunu söyledi. Örneğin Ataşehir büyüyor, 800 ev yapılıyor. Konut var, talep var, kredi verecekler kuyrukta; "Proje finansmanı hariç" denir mi? Garantili olsun, yüzde 100 teminat olsun isteniyor. İpotekli konut finansmanı yeni ev satın almalarda geçerli oluyor. Rakip lazım Bankacılığın denetimine girecek konut piyasası, plansız metropolleşmenin, standart dışı yapılaşmanın da önüne geçebilir. Hiç tereddüt yok, biz öleceğiz, canlı fay bulundu. Arsa var, para var, yabancılar kredi veriyor; biz standart yapılaşmaya geçemiyoruz. Deprem olgusu karşısında kum saati gibi her gün geri sayıyoruz. Önceki hafta İTÜ'nün üst kadrosuyla görüştüm, açık söylemiyorlar ama çok endişeliler. Tereddüt yok, öleceğiz IMF, ülke deneyimlerinden yola çıkarak batan konut kredilerini örnek alıyor. Ancak bizde konut kredilerinin milli gelire oranı çok düşük. Akıllarına geldiği gibi konuşuyorlar. Faizlerde radikal oynamalar olabiliyor. Faizler yüzde 0.70'lere düştüğünde, yüzde 1.20'den kredi kullananlar kapatma yoluna gidebilir, o zaman bu farkın fonlanması sorun olur. Sosyal konut kredi faizlerinin vergiden muaf olmasını savunuyoruz. SPK, "Ev sahibi olmak bu ülkede azınlıklı bir konum, parası olanlara ayrıcalık olur" diyerek karşı çıkıyor. IMF'nin gördüğü... Ersin Özince, Tüpraş özelleştirmesine girmeyi düşündüklerini ancak sermaye artışına gitmeleri gerektiği için vazgeçtiklerini söyledi. Son günlerde tartışılan özelleştirme bedelleri ile ilgili olarak, "Satın alınan bedel, fiyattır; kimse yüksek, düşük diyemez. Tüpraş'ın fiyatı bana göre yüksek, ancak alıcı ortaya çıkmış, ederi onun verdiğidir" diyor.Bankacılıkta değişim sürecine girildiğini kaydeden Özince, "İştirakler İş Bankası'nın anayasasında var. Ancak kolay değil, bu yapıda doğru da değil; farklı bir yapılanma gerekiyor" açıklaması getiriyor. 1998 yılında İş Bankası hisselerinin yüzde 11'inin özelleştirilmesi örneğini veren Özince, "O gün 6 milyar dolara sattık, kısa bir zaman sonra hisselerin değeri 18 milyar dolar oldu; bize o dönem 'Ucuz sattınız' diyenler çıkabilirdi. Ancak iki yıl sonra kriz çıktı ve bu hisselerin değeri 2 milyar dolara indi. Şimdi 13 milyar dolar. Aynı suda iki kez yıkanılmaz!" hatırlatması yapıyor. syilmaz@milliyet.com.tr Anayasamızda var
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024